Dizinin ikinci bölümünü izlemek için ekranın başına geçtim. Ağır ağır hareket ediyorum ki özet bitsin... Aa o da ne özetsizmiş! Ben şok.
Dizinin ikinci bölümünü izlemek için ekranın başına geçtim. Ağır ağır hareket ediyorum ki özet bitsin... Aa o da ne özetsizmiş! Ben şok.
Hah klasik Türk dizisi hastalığı burada da ortaya çıktı, hizmetliler, hala, vs. kapı dinleme peşinde.
Dizinin daha ikinci bölümü ama flashback’ten kafamı kaldıramıyorum. Tamam 4 yıl atladınız ama ben henüz bir bölüm geçtim az insaf!
Aa yönetmen Taylan biraderlermiş, şimdi anlaşıldı flashback’lerin ve ağır çekimlerin sırrı.
Durup durup “Fransızdır böyle şeylere takılmaz dedim, ama senin Türk yanın ağır basmış anlaşılan” lafına gülüyorum, olm insan niyetini bu kadar açık eder mi?
Kartal ile Selin’in ilk tanışmasında yüzlerine bir tek ben mi dikkat ediyorum? Aziz 2 saniye görse yüzlerini “bunlar kesin sevişmiş!” derdi, ama kısmet işte.
Yemek masasına bak! Kara lahana çorbası servis ediliyor ama düzen Victoria tarzında. Kahvaltıda da portakal suyu vardır kesin (evet, varmış hem de koca bir sürahi)
Aziz, Selin’i aradı, “hazırlan adam yolladım seni alacaklar, sana Aziz Alkan’ı göstereceğim” deyip telefonu kapattı… Yahu bir hal hatır sor, müsait misin de, bugün işin yoksa falan de, bu nedir be?!
Oha, Aziz’in oğlu Mert rolünde Ramsay Bolton var!!
Bu Aziz’in ergen halleri ne olacak? Daha ikinci buluşmada “gözüm senden başkasını görmüyor” edebiyatına başladı. Hanımın öldüğünden beri hiç dışarı çıkmadın mı be adam?
Hah sinsi hala, Hüma… İsme bak, Aşk-ı Memnu’daki halanın adı da Arsen’di, hemen Selin’e zengin avcısı yaftasını yapıştırdı. Yahu sen ağabeyine bak, buldumcuk budalası olmuş.
Sürekli Selin’in saçına ve gözüne yapılan iltifatlar ürün yerleştirme gibi kokuyor. Her önüne gelen kızın gözlerini övüyor tamam anladık, Meryem Uzerli kendi adıyla göz makyaj ürünleri çıkardı.
Ya Uğur Polat ne kadar acayip yaşlanmış? Sanki dizide atlanan dört yıl, adamın da ömründen gitmiş gibi.
Kızı iş yerine götürdü, ben buradan geldim, böyle büyüdüm, hisselerim bu kadar pahalı diye hava atıyor… Kaldı mı bu hala ya?
Aha Aziz şimdi de Selin’i kendine özel yaptırdığı mezara götürdü… “Seninle tanışana kadar ben bu mezarda yatıyormuşum meğer” olayı iyiymiş, denemek lazım. Bir mezar taşı kaç para acaba?
Ulan halanı kocası Sümbül Ağa’ymış ya, şimdi fark ettim.
Bu dizilerde erkek karakterlerin ismi neden bu kadar karizmatik olmak zorunda? Kartal Bey, Ayaz ağa, Yaman, Poyraz… Eğer Aşk-ı Memnu romanını Halit Ziya Uşaklıgil yazmamış olsaydı, Behlül'ün adı kesinlikle Taylan olurdu.
Ya adam liseli gibi, işi kırıp kızla geziyor milyonluk anlaşma yattı. Aziz’in ruhu 17 yaşında, maksimum.
Kartal ile Selin’in her karşılaşmada suratlarının bir karış olması devam ediyor, yahu kimse fark etmiyor mu? Bunlar tanıyor birbirini!!
Allaaah Kartal’daki “ben senin vicdanınım” edebiyatı güzeldi, bunu da deneyeyim kesin tutar. Ama üzerinden zaman geçsin biraz.
Ay ay ay, sen bir Aziz Alkan yetiştirdin dedi ya, ben bunu dayıma kesin satarım.
Bu yalıların, yatların, lüks araçların, holding binalarının kirası kaç para tutuyor acaba? Neredeyse ayakları toprağa basmıyor sürekli granit, mermer, araba paspası üzerindeler.
Kartal’ın karısı kesin manyak, tedavi görmesi lazım, gece uykuda insanın üzerine kaynar su döküp ardından penisini kesecek kadın tipi var.
Aziz “ailem benim her şeyim, onlar için yapmayacağım şey yoktur” dedikten yarım saat sonra, “sen iste hepsiyle köprüleri atarım” dedi, ne tutarlılık bu Aziz gözlerim yaşardı.
Ahahahahah bu Meryem bir türlü aksanı oturtamadı, tülete gidip geliyorum dedi yahu, tülete nedir? (tuvalete)
Ooo Mert’teki cesarete bak, daha sabah babasının kollarında ağlıyordu şimdi Selin’e saatin 500 dolar eder diyor. Gerçi iltifat mı yergi mi anlamadım, Türkiye şartlarında 500 dolar iyi para.
Dört yıl önce “o kızı gönder bir daha gelmesin” diyen çakal kanka, şimdi de seviyorsunuz birbirinizi, git konuş, anlat derdini, onu kazan, vs. diyor. Böylelerinden uzak duracaksın insanın burnunu boka batırır bu gibiler.
Şu drone’lar çıktı çıkalı İstanbul’un havadan görüntüsüne doyduk çok şükür.
Selin’in oteline gelen kapıyı açıp giriyor, bu otelde kapıların kilitleri mi bozuk? İten açıyor ne iş?
Özel dedektifin sürekli bir şeyler yiyor olması Amerikan polislerine özenmesinden midir acaba?
Aziz’in sürekli Müzeyyen Senar dinlemesi = Kadir İnanır’ın mafya olduğu dizide hiçbir Cuma namazını kaçırmaması
Aha yiner Meryem’in gözleri, Aziz “bu güzel mavi gözler sebebi Aziz Alkan olan tek damla yaş dökmeyecek” dedi, bak bu laf da güzel bunu da kullanırım not alayım.
Kartal karısına bana portakal suyu sıksana dedi, kadın gitti, döndüğünde koca bir bardak portakal suyu vardı elinde ama Kartal gitmişti… Kadın “Kartal neredesin, elma suyunu getirdim” dedi. Kimse fark etmedi mi “elma suyu” dediğini?
Yuh! finale bak, Hürrem’den esintiler mi görüyorum? Vay vay vay…
Yahu Kartal, kız aynı odayı tutmuş biraz uyansana be kardeşim!
A çabuk bitti… Özetsiz olunca dizinin nasıl geçtiğini anlamıyor insan.
Ben balık şeklinde çay poşetlerinin galerisini yaptım yayınlamadınız. Adam iç sesini yazmış, koymuşsunuz. Onedioda da torpil mi dönüyor vay arkadaş
ben az önce ne okudum
okudumda niye okudum bende bilmiyorum sayende 3 dakikamı boş bir içeriğe harcadım 1 dakikamıda yoruma harcıyorum zaten izlenebilitesi olmayan bi dizi bi kaç bölüme final yapar. bide yazmışıssın üşenmeden.