Ay, bizim duygularımızdır, bu duyguları ifade ediş biçimimizdir, aynı zamanda duygularımızı yaşama biçimimizdir. Duygusal bağlılık, sevme ve sevilme biçimizi ve yeteneğimizdir Ay. Gökyüzünün iki ışığından biri demiştik Ay’a, gökyüzünün diğer ışığı Güneş ile kıyasladığımızda Ay, karanlıkta kalan tarafımızdır da aslında. Ay ışığa çıkmamız için içinden geçmemiz gereken, görüp yüzleşmemiz, dönüştürmemiz, kabule geçmemiz gereken yanımızdır. Yani Ay bizim bilinçaltımızı da simgeler. Ay aynı zamanda annemizi simgeler. Ayın hem duygularımızı, bu duyguları yaşama biçimimizi hem de annemizi simgelemesi üzerinde önemle durmak isterim. Bilinçli zihnimizin hayatımızdaki karar alma mekanizmaları ve olaylara verdiğimiz otomatik tepkiler üzerindeki etkisi, bilinçaltımıza göre çok daha azdır. Bu noktada, bilinçaltımızda erken çocukluk döneminde, özellikle sıfır – yedi yaş aralığında oluşan kayıtlar, yargı, kaygı ve düşünceler ileri yaşlarda ve hatta belki bir ömür boyu olaylar karşısında vereceğimiz duygusal ve otomatik tepkiler üzerinde etkili olmaktadır.