Gecenin Işığı Ay! Ay Burcunuz, Çocukluk Döneminiz, İlişkileriniz ve Siz!

Her geçen gün astrolojiye olan ilgi artmakta ve daha fazla insan haritasının gizeminin peşine düşmekte… Bu, pek çoğumuz için heyecan verici bir yolculuk; çünkü hayatımızdaki her bir olayın göksel semboliklere yansıdığını daha da içselleştirip fark ediyoruz. Popüler söylemle “Gökte ne varsa yerde de o vardır”.

Astrolojiye ilginin artmasına paralel olarak insanoğlu, bir spiritüel uyanışın da içinde aslında.

Her geçen gün daha fazla kişi spiritüel bir varlık olduğunu keşfediyor ve bu yönünün de peşine düşüyor. İnsanoğlu olarak fiziksel, zihinsel, duygusal, ruhsal ve astral olmak üzere beş bedenden oluşuyoruz. Her beden, bizim “bir parçamız” ama tek başına “biz değil'. Bu bakış açısıyla maddi hayat, gündelik yaşam hayatımızın ne kadar önemli bir parçasıyla, duygularımız ve ruhumuz da o kadar önemli, biri diğerini bir kenara atamıyor. Aksine birleşip bir araya gelip insanı, bizi oluşturuyor. Tüm bu bedenlerimizin, tüm bu parçalarımızın eşit ve dengeli olması ise sağlıklı, mutlu, huzurlu, sevgi temelli ve sevgi dolu bir yaşam sürdürebilmemiz açısından çok önemlidir.

Duygusal bedenimizle, başka bir ifadeyle duygularımızla gökyüzünün iki ışığından biri olan Ay yakın ilişkilidir.

Ay, bizim duygularımızdır, bu duyguları ifade ediş biçimimizdir, aynı zamanda duygularımızı yaşama biçimimizdir. Duygusal bağlılık, sevme ve sevilme biçimizi ve yeteneğimizdir Ay. Gökyüzünün iki ışığından biri demiştik Ay’a, gökyüzünün diğer ışığı Güneş ile kıyasladığımızda Ay, karanlıkta kalan tarafımızdır da aslında. Ay ışığa çıkmamız için içinden geçmemiz gereken, görüp yüzleşmemiz, dönüştürmemiz, kabule geçmemiz gereken yanımızdır. Yani Ay bizim bilinçaltımızı da simgeler. Ay aynı zamanda annemizi simgeler. Ayın hem duygularımızı, bu duyguları yaşama biçimimizi hem de annemizi simgelemesi üzerinde önemle durmak isterim. Bilinçli zihnimizin hayatımızdaki karar alma mekanizmaları ve olaylara verdiğimiz otomatik tepkiler üzerindeki etkisi, bilinçaltımıza göre çok daha azdır. Bu noktada, bilinçaltımızda erken çocukluk döneminde, özellikle sıfır – yedi yaş aralığında oluşan kayıtlar, yargı, kaygı ve düşünceler ileri yaşlarda ve hatta belki bir ömür boyu olaylar karşısında vereceğimiz duygusal ve otomatik tepkiler üzerinde etkili olmaktadır.

İşte bu erken çocukluk döneminde annemiz bizim gözümüzde nasıl bir anne?

Realite bu şekilde olmak zorunda değil. Mühim nokta, bizim gözümüz, bizim nasıl algıladığımız… Daha doğrusu sıfır-yedi yaş arasındaki bizim! Annemiz duygularını rahatlıkla ifade eden, yaşayan, hisseden, bize ve tüm çevresine hissettiren biri mi? Yoksa annemizle ilişkimiz erken çocukluk döneminde duygulardan uzak mı, duygular yok sayılıyor ya da görmezden mi geliniyor? O çocuk halimizle duygusal olarak tatminsiz, yoksun mu hissediyoruz? Belki de annemiz bizi kaldıramayacağımız kadar çok duyguya boğuyor, duygular şelale halinde ilişkimizde ama bu ona bağlanmamız için değil, bağımlı olmamamız için. Tüm bu örneklerle hafızanızı minik bir yoklamanızı rica ediyorum sizden. Annenizle erken çocukluk dönemindeki ilişkiniz bunlardan hangisine ya da neye benziyor? Kararsız mı kaldınız ya da hatırlayamıyorsunuz veya anlamlandıramıyor musunuz?

Astroloji imdadımıza tam da bu noktada yetişiyor işte!

Hayatın pek çok sırrını ortaya seren o doğum haritamızdaki ay bize diyor ki “Erken çocukluk döneminde annenle ilişkin her nasılsa, annen senin gözünden nasıl gözüküyorsa sen ileriki yaşlarda bunu ilişkilerine yansıtıyorsun.” Tüm hayat ilişkileri; ama özellikle romantik ilişkilerimizde duyguları yaşama ve ifade etme yöntemimizde ya da yöntemsizliğimizde bu durum ortaya çıkıyor. Örneğin, Ay’ı başakta olan bir kişinin annesiyle ilişkilerinde duygular ikinci plana atılmıştır ya da hiç yoktur. Erken çocuklukta anne - çocuk ilişkisine mükemmeliyetçi ve eleştirel bir tavır hâkimdir. O yaşlarda çocuk, ilişkilerin bu şekilde yaşandığına ilişkin bir tavır geliştirir ve hayatının ilerleyen dönemlerinde bu şekilde ilişkiler kurar. Yani partnerine karşı fazla eleştirel, duygularını geri plana atan ve fazla mükemmeliyetçi yaklaşabilir ya da partneri ona karşı böyle yaklaşır. Bir başka örnekle, Ay’ı aslanda olan bir kişi yine erken çocuklukta annesiyle ilişkileri sebebiyle özgüven problemi, sürekli pohpohlanma ihtiyacı geliştirebilir. Ay aslan kişisi cömertçe “verir” sevgisini; ama bu “sevgi verme” psikolojik tabanda “o kadar çok vereyim ki üstünlük bende olsun” inancına dayanabilir. Bir liderlik ihtiyacı vardır Ay Aslan kişisinin (ormanların kralı aslandan pay çıkaralım) yine erken çocukluk döneminde yaşananlarda kaynaklı gurur problemlerine yol açabilir.

Bana ulaşmak ve diğer yazılarıma göz atmak isterseniz İnstagram hesabım @pentimento777 'den ulaşabilirsiniz. 

Doğum haritanızdaki Ay’a bir de bu gözle bakmanız dileğiyle ve sevgiyle!

Popüler İçerikler

Berfu ve Eser Yenenler'in 3. Kez O Ses Yılbaşı'na Katılmaları Tepki Topladı
Gazeteci Özlem Gürses TSK Hakkındaki İfadeleri Nedeniyle Gözaltına Alındı
Ali Koç, Fenerbahçe Tesislerinde Sıkıyönetim İlan Etti