Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nca yapılan açıklamada, 'Türkiye'de demokrasinin adım adım buharlaştırılması sürecinde vahim bir aşamaya geçilmiş bulunuluyor. Halkın haber alma özgürlüğüne hizmet etmek için anayasal sınırlar içerisinde görevini yapan gazetecilere bile pervasızca evrensel basın özgürlüğü kriterleri ayaklar altına alınarak cadı avı yapılmaktadır' denildi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi: 'Adliyeye gidip haklarında bir soruşturma olup olmadığını sordukları halde, kendilerine yanlış beyanda bulunulup yok denildikten bir iki gün sonra, kaçacaklar algısı oluşturmak, yıldırmak ve susturmak için gazete ve TV'lere polis baskınları yapılması demokratik hukuk devletlerinde yetkililerin aklından bile geçemeyecek bir zorbalıktır. Giderek otoriterleşen ve tek adam rejimine benzemeye başlayan Erdoğan iktidarı, kamuoyunun ne kadar tepki gösterdiğini ölçerek aşama aşama kendisine biat etmeyen herkesi kriminalize etmeye ve baskı ile susturmaya çalışmaktadır. Bir yıldır akla hayale gelmedik iftiralara rağmen, ortaya ikna edici somut bir delil koyulamamıştır. Algı oluşturmak için yeni ve daha büyük yalanlarla yola devam edilmesi iktidarın kendi destekçilerinde bile bıkkınlık getirmeye başlamıştır. Elindeki devlet ve medya gücüne rağmen yolsuzluk iddialarının konuşulmasının önüne geçilememesi de yolsuzluk suçlamalarının ciddiyeti karşısında iktidarın acziyetini göstermektedir. Dünya siyasi tarihine kısaca bir göz atıldığında, benzer hadiselerin pek çok farklı yerde defalarca tekrar ettiğini görmek mümkündür. Mutlak iktidar peşinde koşup, kendilerine hakkı hakikati, adaleti ve hukuku hatırlatanlara hain muamelesi yapanların frenleri tutmaz olmuş ve sadece muhaliflerini değil, kendi çevrelerini de yavaş yavaş yok etmeye başlamışlardır. Türkiye'de de yaşanan bundan farklı bir şey değildir. Türkiye'nin en büyük gazetesine ve en etkin TV'lerinden birine pervasızca polis devleti saldırısı yapılması, dizi senaristlerinin bile gözaltına alınması toplumun tüm kesimlerine gözdağı vermektir. Tarih, baskı, zulüm ve despotizmin hakkı söyleyenleri susturamadığına şahittir ve Türkiye'de de aynı şey yaşanmaktadır. Demokrasi düşmanlarının çabaları nafiledir. Bugünkü zor şartlarda demokrasiye ve basın özgürlüğüne darbe teşebbüsüne karşı çıkan, dünya ve Türkiye medyasına, siyasi parti liderlerine, STK'lara, kanaat önderlerine ve duyarlı tüm vatandaşlarımıza demokrasi ve özgürlükler adına teşekkürü borç biliriz. '
DHA