Eylemi düzenleyen G-9 Gazetecilik Örgütleri Platformu adına konuşan Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Ahmet Abakay 'Çalışan gazeteciler gününü kutlamıyoruz. Çünkü basın ve ifade özgürlüğü tutsak. İktidar ifade özgürlüğünü gazetecilerin ifadesini almak olarak hayata geçiriyor. Artık haber yapmaktan çok ifade vermek için adliyelere gider olduk' dedi.
Eyleme tutuklu bulundukları Silivri Cezaevinden bir mesaj gönderen Can Dündar ve Erdem Gül, 'Bu ülkede gazetecilik hiçbir zaman kolay olmadı, ama hiçbir zaman bu kadar zor olmadı' dedi.
Eylem için Ankara Kızılay'daki Yüksel Caddesi'nde toplanan çok sayıda gazeteci, ellerinde 'Kutlamıyoruz çünkü işsiziz,' 'Kutlamıyoruz çünkü tutukluyuz,' 'Gazetecilik suç değildir' pankartları taşıdılar.
1961'de patronların gazetecileri işten atmasını zorlaştıran 212 sayılı basın yasasının kabul edildiği gün olan 10 Ocak'ın Çalışan Gazeteciler Günü olarak kutlandığını ancak bu günü kutlayamadıklarını belirten Abakay, gazetecilerin, iktidarın baskısı altında olduğunu, görevlerini yaptıkları için hedef haline geldiklerini ifade etti. 'Biz gazeteciler ne savaş istiyoruz, ne de savaş haberi yapmak. Her gün savaş haberi yapmak bizleri boğuyor, artık barış istiyoruz' dedi.
Ocak ayında katledilen gazeteciler Metin Göktepe, Uğur Mumcu ve Hrant Dink'i de andıklarını belirten Abakay, 'Çalışan gazeteciler gününü kutlamıyoruz. Çünkü basın ve ifade özgürlüğü tutsak. İktidar ifade özgürlüğünü gazetecilerin ifadesini almak olarak hayata geçiriyor. Artık haber yapmaktan çok ifade vermek için adliyelere gider olduk. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatları gün geçmiyor ki bir gazeteye, gazeteciye dava açmasın. Sadece dava açsalar iyi doğrudan savcılara, hakimlere arkadaşlarımızı tutuklamaları için talimatlar veriyor' diye konuştu.
30'u aşkın gazetecinin cezaevinde olduğunu anımsatan Abakay, Cumhuriyet Gazetesi Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül'ün MİT tırları haberleri dolayısıyla önce Cumhurbaşkanı tarafından hedef gösterildiğini, daha sonra tutuklandığını dile getirdi. Abakay, 'Bir kez daha hükümete ve yargıya sesleniyoruz, haber yapmak suç değildir, derhal serbest bırakılsınlar' dedi.
Can Dündar ve Erdem Gül, eyleme cezaevinden gönderdikleri mektupta 'Bu ülkede gazetecilik hiçbir zaman kolay olmadı, ama hiçbir zaman bu kadar zor olmadı. İşten topluca çıkarıldığımız, itilip kakıldığımız, iş bulamadığımız olmuştu. Ama bu kadar büyük bir tasfiye dalgasıyla kuşatıldığımız olmamıştı hiç. Baskın da yedik, bombalandık, vurulduk da. Ama baskın yapanların, dayak atanların hedef gösterenlerin bu kadar pervasızca sırtlarının sıvazlanıp ödüllendirildiği görülmemişti. Birbirimizle çatıştığımız, atıştığımız, küfürleştiğimiz olmuştu. Ama birbirimizin adresini verip oraya tetikçiler gönderdiğimiz, ekranda ‘Bu haberi yapanı kaza süsü verip öldürürler diyecek izansızlığı gösterdiğimiz olmamıştı' dedi.
Dündar ve Gül, mektuplarında, 'Bu koşullarda gazetecilik bitti mi? Hayır, bu kara bulutu dağıtmak, halkın yalanlar karşısında gerçeğe ulaşma hakkını savunmak, aramızdaki görüş farklılıklarını erteleyip özgür bir medya için birarada durmak, özlediğimiz hürriyet için yaratmak gazetecilik asıl şimdi lazım' ifadelerini kullandı.
Hüseyin Hayatsever, Sputnik Türkiye ve CNN Türk
Özgür basın yaygarası koparanlara 2 küçük örnek: http://hayat.sozcu.com.tr/beyaz-showda-ogretmenin-isyani-91238/