'1) Babamın kabrinin çekim platosu yapılacağına, kabir taşına başka bir ismin yazılacağına dair bana hiç bir bilgilendirmede bulunulmadı.
Bulunulsa da asla kabul etmezdim zaten.
2) Babamın kabrini film platosuna çeviren, kabir taşına başka bir ismi yazan Erdal Besikcioğlu'na bu izni kim, neden verdi? Ya da resmi kurumlardan izinsiz mi çekti bilmiyorum.
3) Olayın üzerinden bu kadar vakit geçmesine rağmen ilgililerden hiç değilse bir özür, bir 'yanlış yapmışız' kelimesi dahi çıkmaması başkalarının kutsallarına duydukları saygı hakkında yeterince fikir veriyor.
4) Vicdani meşru hukukumu her platformda göstereceğim gibi bayram sonrası tüm ilgililer hakkında hukuki süreci başlatacağım.
5) Sadece haberlerimle gündeme gelmekten hoşlandığım için TV ve gazeteci meslektaşlarımın röportaj taleplerine olumsuz yanıt veriyorum.
Lütfen kusuruma bakmasınlar, bundan sonrası hukuki olarak yürüyecek.
Sosyal medyada bu olayın geyiğini yapan, ya da bana karşı yakışsız ifadelerde bulunanlara da inşallah siz böyle bir durumla karşılaşmazsınız temennisinde bulunuyorum.
6) En asgari vicdan bile bir mevtaya, mevtanın geride kalanlarına saygı duymalı. Yakından tanıyanlar bilirler ki bu satırların yazarı hayatı boyunca hiç bir insanı dini- dili- mezhebi ya da siyasi görüşünden dolayı yargılamamıştır.
Herkesin inancı kendine diye düşünen, inançlı sade bir müslümanım.
Şartların elverdiği kadar tarafsız olma gayretinde olan bir gazeteciyim ama her şeyden önce bir insanım.
Bana ters gelse dahi başkasının kutsalını incitmem ama kutsalıma da asla dokunturtmam.
Saygılarımla...'
Adam haklı.
Dizi setindeki aptal bir yöneticinin suçudur, Erdal Beşikçioğlunun haberi bile yoktur. Bunu yapan tam bir geri zekalıymış
o mezar taşı karton ya zaten bir kenara atabilirdin bu kadar büyütecegine