Bursa Teknik Üniversitesi'nde öğrenim gören Enes Kör, çalıştığı süpermarketin deposuna giderken, iddiaya göre elindeki tornavida ile yolunu kesip cep telefonunu isteyen Erkan Aysu'yu yaralayarak ölümüne neden oldu. Tutuklanan Enes Kör, cezaevine gönderilirken anne Zakire Çobanoğlu, 'Oğlumu öldürmekle tehdit etmiş. Kadir Şeker olayı gibi oldu' dedi.
Olay, Osmangazi ilçesi Yahşibey Mahallesi'nde 3 Ocak saat 08.20'de meydana geldi. Enes Kör, deposunda çalıştığı süpermarkete gitmek için evden çıkıp Altıparmak Caddesi üzerindeki otobüs durağına doğru yola çıktı. İddiaya göre, bu sırada Erkan Aysu, elindeki tornavida ile Enes Kör'ün yolunu kesip, cep telefonunu istedi. Kör, Erkan Aysu'ya olumsuz yanıt verdi. Aysu, 'Seni burada öldürürüm kimse bulamaz' diyerek, tornavidayı karnına dayadığı Kör'ün boğazını sıktı. Bu sırada, cebinde bulunan bıçağı çıkaran Kör, Aysu'yu yaralayıp olayın şokuyla yakındaki evine geri döndü.
Oğlunun bir karıncayı dahi incitmeyecek kadar sevgi dolu bir çocuk olduğunu belirten anne Çobanoğlu, olay günü yaşananları şöyle anlattı:
“Bizim mahallemiz güvenli değil. Tinerciler, uyuşturucu kullananlar var. Böyle olaylar çok oluyor. Çocuğumun önüne çıkmış birden. Daha önce de birkaç kere çıkmış karşısına. Çocuğum o yüzden, ‘koruma amaçlı yanımda bıçak taşıyorum’ diyordu. Enes çok sevgi dolu, enerjik bir çocuk. Kendisini, insanları, hayvanları çok seven bir çocuk. Hiç kimseyi incitmezdi. Derslerinden kalan boş vakitlerinde işe gidiyordu. Hafta sonları çalışıyordu ama hafta içi de dersi olmadığında işe gidip çalışıyordu.' dedi
Oğlunun işe gitmek için evden çıktığını belirten Çobanoğlu 'Olayın olduğu pazartesi günü dersi yokmuş, işe gidiyordu. Saldırgan üstüne gelmiş, Enes’i ‘gel buraya, gel buraya’ diye çağırmış. Boğazını eliyle sıkmış, tornavidayı da karnına dayamış. ‘Seni burada öldürürüm, kimse de bulamaz’ demiş. Telefonunu istemiş. Enes de telefonunu vermemek için cebine koymuş. Çocuğumu kameraların görmediği bir duvara yaslamış. İşe giderken o sokağı kullanmak zorunda olduğu için o yoldan gidiyordu. Kendini korumak için bıçağı kullanmış. Keşke yanında taşımasaydı. Ama kendini savunmasa benim oğlum ölecekti. Onun da ölmesini istemezdim. Onun da ailesi var, keşke ailesinin canı yanmasaydı. Oradan geçen bir kadın da olabilirdi, ben de olabilirdim” dedi.
Oğlunun yardım çığlığı attığını ama hiç kimsenin korkusundan dışarı çıkmadığını söyleyen Çobanoğlu, “Kadir Şeker olayını gördük, izledik. Enes, ‘imdat’ diye bağırmış. Kimse dışarı çıkmamış. Olayı gören komşular da korkudan dışarı çıkmamış. Aynı Kadir Şeker olayı gibi, benim oğlumun başına da geldi. İmdat çığlığı atmış, ‘imdat, imdat’ diye bağırmış çocuğum” dedi.
Öldürülen Erkan Aysu ise Bursa Büyükşehir Belediyesi'ne ait Hasköy Mezarlığı'nda toprağa verildi.
Tüm Türkiye'de sistematik bir şekilde meşru müdafaa hakkını düzenleyen TCK m.25 hiçbir şekilde uygulanmıyor. Varın nedenini siz bulun.
Geçen haftalarda Ankara'nın göbeğinde, sabah 7'de, Kızılay Sakarya'da ben de bıçaklı saldırıya uğradım. Kendimi zor kurtardım. Millete her köşe başında GBT yapan ya da en ufak kalabalık gösteride boy gösteren ordu gibi güçlü polisler ise o gün nedense ortalıkta hiç yoktu. Ben kendimi savunduğum zaman bu suç mu? Benim ne suçum var da gasp edilmeye çalışılıyorum? Kendimi savunmak benim en temel hakkım. Bireysel silahlanmaya karşı çıkmak sadece masum vatandaşı savunmasız bırakmaktır. Devlet üzerine düşeni yapmalı ve kanunlarla ülkenin temeli olan güvenlik sorununa en net cevabı ve koruma kalkanını göstermelidir. Meşru müdafaa hakkının kullanılması da yargılama kararları da keyfi uygulama olmaktan çıkmalıdır. Kendimi savunabilmeliyim. Varlığıma veya herhangi birinin varlığına tehdit olmaktan da öte saldıran birisini itlaf edebilmeliyiz.
Adam öldürme, 5271 Sayılı CMK 100/3 maddesi gereği tutuklama sebebi olduğu için tutuklanması normal. Yargılama safhasında olayın anlatıldığı gibi çıkması durumunda meşru savunmadan TCK 25/1-2 Maddeleri gereği ceza verilmesine yer olmadığına karar verilir ve serbest bırakılır.