Garip Akımının Yaratıcısı Orhan Veli Kanık ve Onu Garip Yapan '10' Efsane Şiiri

Orhan Veli Kanık (13 Nisan 1914 – 14 Kasım 1950), daha çok Orhan Veli olarak bilinen Türk şair. Melih Cevdet ve Oktay Rifat ile birlikte yenilikçi Garip akımının kurucusu olan Kanık, Türk şiirindeki eski yapıyı temelinden değiştirmeyi amaçlayarak sokaktaki adamın söyleyişini şiir diline taşıdı. Şair 36 yıllık yaşamına şiirlerinin yanı sıra hikâye, deneme, makale ve çeviri alanında birçok eser sığdırdı. Kanık, şiire getirdiği bu yenilikler yüzünden önceleri büyük ölçüde yadırgandı, çok sert eleştiriler aldı ve küçümsendi. Geleneklerin dışına çıkan eserleri, önce şaşkınlık ve yadırgama, daha sonra eğlenme ve aşağılamayla karşılansa da hep ilgi uyandırdı. Bu ilgi ise kısa zamanda şaire duyulan anlayış, sevgi ve hayranlığın artmasına yol açtı. Sait Faik Abasıyanık da Orhan Veli'nin bu yönüne dikkat çekerek onu 'üzerinde en çok durulmuş, zaman zaman alaya alınmış, zaman zaman kendini kabul ettirmiş, tekrar inkâr, tekrar kabul edilmiş; zamanında hem iyi hem kötü şöhrete ermiş bir şair' olarak tanımladı.

1. Anlatamıyorum

Ağlasam sesimi duyar mısınız,

Mısralarımda; 

Dokunabilir misiniz, 

Gözyaşlarıma, ellerinizle?

Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel, 

Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu 

Bu derde düşmeden önce.

Bir yer var, biliyorum; 

Her şeyi söylemek mümkün; 

Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum; 

Anlatamıyorum.

2. Bedava

Bedava yaşıyoruz, bedava;

Hava bedava, bulut bedava;

Dere tepe bedava;

Yağmur çamur bedava;

Otomobillerin dışı,

Sinemaların kapısı,

Camekanlar bedava;

Peynir ekmek değil ama

Acı su bedava;

Kelle fiyatına hürriyet,

Esirlik bedava;

Bedava yaşıyoruz, bedava.

3. Dalgacı Mahmut

İşim gücüm budur benim,

Gökyüzünü boyarım her sabah,

Hepiniz uykudayken.

Uyanır bakarsınız ki mavi.

Deniz yırtılır kimi zaman,

Bilmezsiniz kim diker;

Ben dikerim.

Dalga geçerim kimi zaman da,

O da benim vazifem;

Bir baş düşünürüm başımda,

Bir mide düşünürüm midemde,

Bir ayak düşünürüm ayağımda, 

Ne haltedeceğimi bilemem.

4. Delikli Şiir

Cep delik, cepken delik, 

Kol delik, mintan delik, 

Yen delik, kaftan delik, 

Kevgir misin be kardeşlik !

5. Gün Olur

Gün olur, alır başımı giderim, 

Denizden yeni çıkmış ağların kokusunda. 

Şu ada senin, bu ada benim, 

Yelkovan kuşlarının peşi sıra. Dünyalar vardır, düşünemezsiniz; 

Çiçekler gürültüyle açar; 

Gürültüyle çıkar duman topraktan. Hele martılar, hele martılar, 

Her bir tüylerinde ayrı telaş!... Gün olur, başıma kadar mavi; 

Gün olur başıma kadar güneş; 

Gün olur, deli gibi...

6. İstanbul'u Dinliyorum

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı

Önce hafiften bir rüzgar esiyor;

Yavaş yavaş sallanıyor

Yapraklar, ağaçlarda;

Uzaklarda, çok uzaklarda,

Sucuların hiç durmayan çıngırakları

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;

Kuşlar geçiyor, derken;

Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.

Ağlar çekiliyor dalyanlarda;

Bir kadının suya değiyor ayakları;

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;

Serin serin Kapalıçarşı

Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa

Güvercin dolu avlular

Çekiç sesleri geliyor doklardan

Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları;

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;

Başımda eski alemlerin sarhoşluğu

Loş kayıkhaneleriyle bir yalı;

Dinmiş lodosların uğultusu içinde

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;

Bir yosma geçiyor kaldırımdan;

Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar.

Birşey düşüyor elinden yere;

Bir gül olmalı;

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;

Bir kuş çırpınıyor eteklerinde;

Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum;

Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum;

Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından

Kalbinin vuruşundan anlıyorum;

İstanbul'u dinliyorum.

7. Pazar Akşamları

Şimdi kılıksızım, fakat

borçlarımı ödedikten sonra

ihtimal bir kat da yeni esvabım olacak

ve ihtimal sen

yine beni sevmeyeceksin.

bununla beraber pazar akşamları

sizin mahalleden geçerken,

süslenmiş olarak,

zannediyor musun ki ben de sana

şimdiki kadar kıymet vereceğim ?

8. Cımbızlı Şiir

Ne atom bombası 

Ne Londra Konferansı 

Bir elinde cımbız, 

Bir elinde ayna; 

Umurunda mı dünya!

9. Dedikodu

Kim söylemiş beni 

Süheyla'ya vurulmuşum diye? 

Kim görmüş, ama kim, 

Eleni'yi öptüğümü, 

Yüksekkaldırım'da, güpegündüz? 

Melahat'ı almışım da sonra 

Alemdar'a gitmişim, öyle mi? 

Onu sonra anlatırım, fakat 

Kimin bacağını sıkmışım tramvayda? 

Güya bir de Galata'ya dadanmışız; 

Kafaları çekip çekip 

Orada alıyormuşuz soluğu; 

Geç bunları, anam babam, geç; 

Geç bunları bir kalem; 

Bilirim ben yaptığımı. 

Ya o, Mualla'yı sandala atıp, 

Ruhumda hicranını söyletme hikayesi?

10. Ben Orhan Veli

Ben Orhan Veli 

'Yazık oldu Süleyman Efendiye' 

Mısra-i meşhurunun mübdii.. 

Duydum ki merak ediyormuşsunuz, 

Hususi hayatımı, 

Anlatayım: 

Evvela adamım, yani 

Sirk hayvanı falan değilim. 

Burnum var, kulağım var, 

Pek biçimli olmamakla beraber. 

Bir evde otururum, 

Bir işte çalışırım. 

Ne başımda bulut gezdiririm, 

Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet. 

Ne İngiliz kralı kadar 

Mütevaziyim, 

Ne de Celâl Bayar'ın 

Sabık ahır usağı gibi aristokrat. 

Ispanağı çok severim 

Puf böreğine hele 

Biterim 

Malda mülkte gözüm yoktur. 

Vallahi yoktur. 

Oktay Rıfat'la Melih Cevdet'tir 

En yakın arkadaşlarım. 

Bir de sevgilim vardır pek muteber; 

İsmini söyleyemem 

Edebiyat tarihçisi bulsun. 

Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım, 

Meşgul olmadığım ehemmiyetsiz 

Sadece üdeba arasındadır. 

Ne bileyim, 

Belki daha bin bir huyum vardır. 

Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya? 

Onlar da bunlara benzer.

Popüler İçerikler

"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı
Ali Koç, Fenerbahçe Tesislerinde Sıkıyönetim İlan Etti
HTŞ Lideri Colani Kadına Başını Örtme Talimatı Verdiği Videoyla İlgili İlk Kez Konuştu