Galatasaray'daki Çöküşün Ardında Yatan 10 Esas Sebep

1. Fatih Terim'le Yolların Ayrılması:

Galatasaray, 2013-2014 sezonuna çok avantajlı bir şekilde başladı. Son iki sezonu şampiyon tamamlayan, şampiyonlar liginde son 8 takım arasına kalmayı başaran, sezon öncesi hazırlık kamplarını Drogba ve Sneijder dahil tam kadro geçiren, yeni sezona Emirates kupasını alarak ve ezeli rakibi Fenerbahçe'yi mağlup edip süper kupayı kaldırarak başlayan Galatasaray’da, Şampiyonlar liginde (ilk yarım saatteki etkili oyununa rağmen) 6-1 kaybedilen Real Madrid maçından sonra Fatih Hoca ile yollar ayrıldı. Fatih Terim kalsaydı iyi mi olurdu kötü mü olurdu kimse bilemez ancak işlerin bu andan itibaren kötü gitmeye başladığı konusunda herkes hemfikirdir.

2. Ünal Aysal Yönetimi’nin İzlediği Yanlış Politikalar

Geçtiğimiz 3,5 senelik süreç içinde Ünal Aysal Yönetiminin Galatasaray'a faydasından çok zararı dokunduğunu tartışmaya gerek yok. Fatih Hoca ile

bir türlü uyum sağlanamaması,  Mancini ve Prandelli gibi ülke futboluna uzak teknik direktör seçimleri, Ali Dürüst, Abdürrahim Albayrak gibi isimlerin yönetimden uzaklaştırılması, mali disiplinin sağlanamaması, 3 Temmuz süreci sonrası Fenerbahçe ile ilişkilerin gerilmesine neden olan tutum ve izlenen yanlış transfer politikaları derken, koca kulüp tam bir kaos içine sürüklendi.

3. Kadro İstikrarsızlığı

Son iki sezonda Galatasaray’a kiralık olarak veya bonservisi ile gelen oyuncu sayısı 25, giden oyuncu sayısı 37.  Özellikle Fatih Terim dönemi sonrasında, gelen giden oyunculardan (bir iki tanesi hariç) verim alınamamış olması gerçekten düşündürücü. An itibariyle mevcut kadroda 40'ın üzerinde futbolcu bulunuyor. Önümüzdeki maç sağ bekte kimin oynayacağını tahmin etmek bile güç.

4. Sabit Ücret ile Yenilenen Sözleşmeler ve Performans Düşüşü

Bu sene içinde, Selçuk, Burak, Semih, Hakan Balta, Yekta ve Muslera ile 2018-2019 sezonu sonuna kadar geçerli olacak, yıllık sabit ücreti 2 -3 milyonu bulan (bu rakamların yarısı kadar da maç başına ücret alacaklarını da düşünerek) sözleşme uzatımları yapıldı. Selçuk, Burak ve Semih, Muslera'nın sezon başından yaşadığı düşüş ortada. Sabit ücreti alan oyuncuya bir haller oluyor ...

5. Teknik Direktör Değişiklikleri

İki sezon içinde Galatasaray’ı 3 farklı hoca çalıştırdı. Fatih Terim’in hücum ağırlıklı futbolundan bir anda Mancini’nin defansa öncelik veren anlayışına geçtik. Sonra Prandelli ile çok sıkı defans yaptığımız ama bir şekilde 4 gol yediğimiz seri maçlar izledik. Bu takım ne oynuyor, neyi yapmaya çalışıyor anlayabilen varsa buyursun. Her gelen hocanın kendine göre bir felsefesi, taktiği ve beklentisi var. Oyuncular, sürekli yeni bir sisteme adapte olmaya çalışıyor ve farklı farklı yerlerde oynatılıyor...

6. Takımda Adam Eksilten Oyuncu Yok

Sadece sahada oynanan futbola odaklandığımızda Galatasaray'ın en büyük eksikliği 40 oyuncudan neredeyse hiçbirinin çalım atan, adam eksilten türde futbolcular olmaması. Aklımıza gelen tek isim Bruma ama o da bal yapmayan arı gibi ikinci çalımdan sonra topu rakibe veriyor. Zaten temposu düşük bir ligimiz var. Buna bir de bütün takımın sadece pas oyunu üzerine kurulu olması eklenince rakiplerin önlem alması da gittikçe kolay hale geliyor. İlk Anderlecht maçında Burak’ın attığı golde rakibini geçip son çizgiye kadar inen oyuncunun Chedjou (!?!) olduğunu hatırlatalım bir de takımda başka adam mı kalmadı diye soralım. Galatasaray’da şu kadroya Gökhan Töre veya Alper Potuk tarzından bir iki oyuncu ilave edilmesi şart.

7. Mali Durum

Galatasaray’da Son iki sezon içinde transferler için harcanan

para toplam 60 milyon Euro, elde edilen gelir ise sadece 3 Milyon Euro. futbol takımının güncel transfer bilançosu eksi 145 milyon euro, bu rakamın 57  milyon eurosu son iki sezona ait. Kulübün Toplam borcunun 800 milyon euro civarında olduğu söyleniyor. Bırakın takımın eksiklerini gidermek için transfer yapmayı, UEFA’nın finansal fair play kriterleri sağlanamadığı durumda Avrupa Kupalarına katılamama riski bile söz konusu. Sadece futbol açısından değil, basketbol vb şubelerin de durumu hiç iyi görünmüyor.

8. Yabancı Kuralı

Yabancı Kuralı futbolumuza nasıl bir katkı sağlayacak anlamak mümkün

değil. Şu ana kadar tek etkisi: yerli futbolcularının değerini kalitesine bakılmaksızın 10 katına çıkarmış olmasıdır. Buna en iyi örnek bu sene transfer edilen Tarık Çamdal’dır. Genç, yetenekli ve potansiyeli olan bir oyuncu bile olsa (ki öyle olmadığını gördük) Almanya’dan Eskişehirspor’a 350 bin euroya gelen bir oyuncunun 4.5 milyon euroya Galatasaray’a transfer olması gerçekten inanılmaz bir olay. Yabancı kuralının, Eboue gibi isimlerin kadro dışı bırakılmasında etkileri olduğunu da unutmamak gerekiyor.

9. Taraftar Sayısındaki Düşüş

Passolig bir koldan, oynanan futbolun kalitesi bir koldan, bu sezon ne taraftar kaldı ne de ev sahibi takım avantajı. Galatasaray geçen sene Mancini döneminde de çok iyi futbol oynamıyordu ama yine de içerideki maçları seyirci baskısı ile kazanmayı biliyordu. Son Trabzon maçı veya içeride oynanan Şampiyonlar Ligi maçlarında seyirci desteğinden yoksun olmanın ne anlama geldiğini de görmüş olduk...

10. İstanbul'da Gece Hayatı

Çok fazla yorum yapacak bir şey yok, Kasım ayında İstanbul'a gelen Brezilya'lı futbolcular ile İstanbul'un gece hayatına akan Telles'in son maçta gösterdiği performans ortada...

Popüler İçerikler

Türkiye Kaçıncı Sırada? Bir Ankete Göre En Güzel Kadınların Bulunduğu Ülkeler Açıklandı
Tarih Verildi: 500 TL'lik Banknotlar Yolda
TSK'dan Atatürkçü Teğmenlerin Kılıçlı Yemini İçin Açıklama: "Mesele Kılıç Değil, Emre Uyulmaması"