Galatasaray - Atletico Madrid Maçı İçin Yazılmış En İyi 10 Köşe Yazısı

Galatasaray, Şampiyonlar Ligi’ndeki ilk maçında evinde Atletico Madrid’e 2-0 yenildi. Maçın son dakikalarında taraftar yönetimi istifaya davet etti.

Atletico Madrid'in özelliği kompakt bir takım olması. Onları alt edebilmenin yolu orta sahada mücadeleyi kazanmaktan ve en önemlisi o baskı altında iyi pas yapmaktan geçiyor.

Dün gece Galatasaray ilk yarıda orta sahada teslim bayrağını çekti. Neredeyse Atletico istediği zaman geldi, golünü attı, gitti. Bu bölümde Galatasaray, takım oyunu olarak bırakın Şampiyonlar Ligi'ni annemizin liginde bile oynayamayacak düzeydeydi. İki pas arka arkaya yapılamıyordu. Sadece Denayer'in enerjisi bir umut ışığı gibiydi o kadar. Vietto olsun, Griezmann olsun vızır vızır geçiyordu topla Galatasaraylı oyuncuların arasından. Hakan Balta'yı orta sahaya çekme fikri pek de işe yaramamıştı.

Devamı...

Daha ilk yarım saatte topu iki kez ağlarında görünce Galatasaray için Arena'da erken felaket tablosu oluştu.

Oysa ligde yaşanan tatsızlıklara karşın burada bir sıçrama yapabilmek için Sarı Kırmızılı taraftar biraz hareketlenir gibi olmuştu. Gerçi yine tribünler tam dolmuş değildi ama bu maçı başka sıkıntılarımızın da çaresi olarak gören taraftarın coşkusu görmezden gelinebilecek gibi değildi. ultrAslan'ın harika koreografisi de etkileyici bir tablo oluşturmuştu.

Hamza hocanın takımını bu maça yeterince iyi hazırlayamamış olduğu yıkıcı bir gerçek olarak kendini gösterdi. Bu maçlar öncesinde oluşturulması gereken psikolojik ortamdan habersiz görünen Hamzaoğlu'nun buna kadro düzenlemesi ve taktik anlayış arızaları eklenince korkulandan fazlası oldu.

Devamı...

Şampiyonlar Ligi sınama yeri değil. Hem sabır hem de taktik açısından böyle bu. Daha sezon başlayalı bir ay olmamışken burasına gelmiş Galatasaraylı’nın. Nasıl bu kadar çabuk paralize, nasıl bu kadar demoralize olmuş, bilinmez. Üç kupalı şampiyondan gelinen noktayı ve yaşanan derin yarılmayı sosyal psikologlar çözsün. Bizim altından kalkabileceğimiz bir şey değil bu! 

Ama işin kötüsü sahada da durum herhangi birimizin çözebileceği gibi değil. Neden Hakan Balta önlibero oynar, bunu neden ilk kez Şampiyonlar Ligi’nde denersin? Denayer’i takımla tek maç oynamadan neden bu ortamda sahaya sürersin? Yasin gibi en diri oyunculardan biri bu kadar adaleli bir takım karşısında niye yedek başlar? Sanırım bu sorulara bol bol muhatap olacak Hamza Hoca. Sadece basın ve taraftar karşısında değil ayna karşısında da. İkinci yarının başındaki o dirençli oyunu ve tempoyu düşündükçe diz dövmemek mümkün mü?

Devamı...

Öncelikle şunu belirteyim ki Galatasaray'ın hocası Hamza Hamzaoğlu, rakibi hiç ama hiç analiz etmemiş. Tuhaf bir kadro çıkarttı ve maçı daha ilk yarıda kaybetti. 

Birinci soru şu; Hakan Balta hayatında kaç defa ön libero oynamış ki böylesi bir maçta, böylesine stratejik bir mevkide onunla başlıyor. 

İkinci soru şu; rakip Atletico Madrid özellikle ilk yarıda Galatasaray'ın sol kanadını sürekli kullandı. Özellikle geriden gelen Juanfran sürekli tehlike yarattı. Peki Hamza hoca, Carole'un defansif özelliği iyi mi? Özellikle Juanfran'ın çıkışlarında onunla birlikte kim gelecek?

Devamı...

1-Hamzaoğlu’nun Melo’nun yerini yeni bir oyuncuyla değil yapıyı değiştirerek doldurması doğru bir yaklaşım. Ancak bunu ligin en formda stoperi Hakan’ı yerinden alıp orta sahada baskının içine sokarak yapmaya çalışmak? Bu, çok anlaşılır değil. Galatasaray’ın beklerinin savunma yetisi şüpheliyken hem savunma merkezini hem de çapayı bozmak doğru değildi.

2-İkinci yarıdaki baskılı oyuna bakarak, “İlk yarıda böyle başlamak lazımdı” demek de doğru olmaz. Çünkü 0-0’lık oyunla 0-2’lik oyunun ruhu doğal olarak birbirinden çok farklı. Atletico’ya 0-0’ken bu kadar risk alarak saldırmanın cezası daha da ağır olabilirdi. Hele de Muslera’nın vasat altı günlerinde.

Devamı...

Sarı dolmuşlar, metrobüs, iki metro aktarması derken stada geldim.. Göztepe’den Arena’ya ulaşmam 1 saat sürdü.. Taraftarın içinde sessiz bir yolculuktaydım.. Geçmiş yıllara göre Galatasaray’ın bir Şampiyonlar Ligi’ne ilk kez bu kadar coşkusuz başladığını hissettim.. Stada girince de aynı tabloyla karşılaştım.. Bu çapta bir maç için önemli boşluklar vardı tribünlerde..

Taraftarın oluşturduğu güzel görüntü, ülkemizin yaşadığı sıkıntılı anlarda birlik-beraberlik mesajı veriyordu.. Geriye maça iyi başlamak ve biraz umutsuz görünen taraftarı ayağa kaldırmak kalmıştı..

Devamı...

Tarih 8 Ağustos’tu. Galatasaray, Bursa’yı ideal 11’iyle, çizgilerde Podolski-Yasin, on numarada Sneijder ve santrforda Burak’la 1-0 yenip Süper Kupa’yı müzesine götürdü. Her şey yolundaydı. Düzen oturmuş, yeni sezona 3 kupayla başlanıyordu... Sadece 1 hafta sonra, şampiyon takım Sivas’a gitti, Hamzaoğlu anlaşılmaz bir şekilde Burak’ı yedek bıraktı. Sonradan giren tecrübeli golcü beraberliği kurtarabildi ancak.

Bir hafta daha geçti, bu kez çengeli Yasin’e taktı, 60’ta onu sokarken Burak’ı çıkararak takımını kendi eliyle karıştırmaya devam etti. Konya deplasmanında sağ açıkta hiçbir şey yapmayan Umut’la devam etti. 4’üncü haftada içeride Mersin maçına gelindiğinde özgüvenini yitirmiş Yasin’i 11’e geri döndürdü.

Devamı...

Galatasaray, henüz 18. dakikada “çok basit” bir şekilde gol yedi. Atletico Madrid, Galatasaray ceza alanına yaklaşır yaklaşmaz bir çizgiye bir de çizgiden içeriye toplamda 2 “basit gözüken” yerden pas yaptı. Sezon başından beri Atletico’nun en etkili gol silahı olan Griezmann “antrenman plasesi”yle takımını erkenden öne geçirdi. Golü ve onu hazırlayan 2 pası bu kadar “basit” gösteren Galatasaray takım savunmasının kötü ötesi yerleşimiydi.

Acaba Melo’dan sonra kadrosunda maalesef Şampiyonlar Ligi kalibresinde orjinal önliberosu olmayan Hamza hoca, Hakan Balta’yı bu yaştan sonra önliberoya dönüştürme sancısını yaşa(t)maya mecbur muydu? Hakan Balta en son zorluk derecesi yüksek bir maçta bu mevkiye devşirilmeye çalıştığında Galatasaray’ın teknik direktörü Hagi’ydi! 

Devamı...

Galatasaray gibi Avrupa'da başarılı olan bir takım, birkaç yıldır kendi sahasındaki maçlara bile favori çıkamıyor. Bu gerçekten düşündürücü. Hamzaoğlu, 2-0'dan sonra doğruyu buldu

Galatasaray gibi Avrupa'da başarılı olan bir takım, birkaç yıldır kendi sahasında oynadığı maça bile favori çıkamıyor. Bu gerçekten çok düşündürücü. Aslında rakipler bile Galatasaray'ın kendisine gösterdiği saygıdan çok, sarı-kırmızılılara saygı gösteriyor. ..Ve ilginçtir iki yıldır ilk yarılarda Türk Telekom Arena'da 8 dakikada teslim oluyorlar sarıkırmızılılar... İlk golü yedikten hemen sonra, yani 8-10 dakika içinde çözülüyorlar.

Devamı...

Hamza hoca maçtan evvel söylemişti; Atletico Madrid favoriydi ve favori kazandı. Atletico Madrid tabii ki iyi bir takım. Ama özellikle ilk yarıda Galatasaray’ın da onlara yardımcı olduğunu söylemeliyim.

Galatasaray, ligde iyi oynamasa da Şampiyonlar Ligi’nde daha farklı bir havaya bürünür ve rakiplerine zor bir 90 dakika yaşatırdı. Arena’nın farkı bu yıl kalmadı ne yazık ki. Son dönemlerde yaşanan olumsuzluklardan hoca da etkilenmiş. Fazla kontrollü başladı. Hem kadro yapısı hem de taktiksel diziliş anlamında sürpriz isimler vardı. Yerini yadırgayabilecek oyuncular çoktu. İlk yarıda üç kupalı takım sanki toplama takım gibi ürkek, rakibini sadece kontrol etmeye çıkmış gibiydi.

Devamı...

Popüler İçerikler

Bahis Reklam ve Teşvik! Acun Ilıcalı, TV8 ve Exxen Yetkilileri Hakkında Soruşturma Başlatıldı
ATM’lerde 200 TL Krizi: Fatih Altaylı’dan 5 Bin Liralık Banknot Önerisi
Göç İdaresi Başkanlığı Duyurdu: Türkiye'deki Suriyeli Sayısı Açıklandı