G.Saray - Trabzonspor Maçı İçin Yazılmış En İyi 10 Köşe Yazısı

Geldiği günden bu yana kadro oluşumunda acemice davranan bir teknik adama, yönetim olarak haddini bildirmezsen o acemi yaptığı hataları marifet sanar.. Bedelini de Galatasaray öder.. Her maça şapkadan tavşan çıkarır gibi farklı 11'lerle çıkan Prandelli'nin tanımadığı Trabzonspor'a karşı 'macera' kokan bir kadroyla çıkması yenilgiye davetiydi. O daveti Trabzon geri çevirmedi ve Galatasaray'a unutamayacağı ağır bir yenilgi tattırdı.

G.Saray'ın 11'inde sahaya çıkan oyunculara maçtan önce 'Bir 11 yapın' diye sorsak çoğu kendi adını bile yazmaz..

Mehmet Ekici berrak bir futbol zekası...

Basit, anlaşılabilir oynuyor. Trabzonspor’un kadrosundaki hemen tüm yabancılar için de aynı şeyi söyleyebiliriz. Özellikle Konstant...

Sahada yaptığı her şey doğru. Hiç yanlış yerde olmuyor. Hiç yanlış koşmuyor. Gözü kapalı oynuyor neredeyse. Ezberden. Eksikliği çok yaralayıcı olur. Mehmet Ekici ise Cardozo’yla birlikte bütün bunların üzerine yaratıcılık ekliyor. Şaşırtıcı bir oyun bilgi ve öngörüsü var. Vahid Hoca hiçbir şeyden değilse ona liderlik görevini tam anlamıyla vermemiş olmaktan mahkum olur...

Galatasaray’ın başlangıç on biri mevcutların içinde takım savunmasını en iyi yapan, ama yetenek olarak takımı eksik bırakan bir kadro. Kasımpaşa maçında top rakibe geçtiğinde daralmayı iyi yapmış, kendilerindeyken açılmış, mesafelerini korumuşlardı. Dün de ilk yarının otuz beş dakikası benzer oynadılar. Prandelli’nin bu tercihini izlerken, hissedilen eksikliği bireysel performansla şöyle örnekleyebilirim; Emre Çolak belki pozisyonunu kapatırken Sneijder’den pek göremeyeceğimiz içten koşusunu atıyor, fakat Sneijder’in kalitesi de aranıyor. Taraftarın elli dördüncü dakikada ısınmak için yedek kulübesinden korner köşesine gittiğini gördükleri Sneijder’e maçın en coşkulu tezahüratını yapması da bundadır!

Trabzonspor’un ilk golünü bulmadan saniyeler öncesinde Cardozo’nun şutunu eliyle çeviren Yekta; kırmızı kart görecek, misafir takım bir de penaltı kullanacaktı. Hakemler görmedi, Galatasaray bir kişi eksik oynamaktan kurtuldu ama Medjani’nin güzel kafa şutunda mağlup duruma düşmekten kurtulamadı. Ve Sneijder 20 ile 60. dakikalara arasında rakibin ezici üstünlüğünü hocası Prandelli ile kenardan seyretmeye devam ediyordu.

Türlü saçma denemelerini defalarca gördüğümüz Prandelli, geçen hafta ona maçı kazandıran Umut’u da, artık forma giren Hamit’i de, Chedjou’nun iyi tanıdığı Semih’i de kulübede tutup takımının ve kendisinin kaderiyle oynadı. Öyle bir kadroydu ki çıkarttığı, Ersun Yanal’a ‘Hocam Galatasaray’ın kadrosunu da yapma hakkı senindir’ deseler, utanır böyle bir kadro çıkartamazdı.

Galatasaray yönetimi, vadesi gelen borçları ödemek için Muslera’yı satmayı düşünüyorsa, hemen vazgeçsin! En iyi sezonunu yaşamasa da Muslera dün gecenin ilk yarısında olduğu gibi bu sezon birçok maçta Galatasaray’ı skor bağlamında ayakta tutan isim oldu.

Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki Prandelli bir futbol hainidir ya da futbol cahilidir. İkisinden başka bir alternatif yok. Başta o, sonra tüm camia 'Önemli olan lig' diyorlar. '4. yıldızı takmak Avrupa'dan da önemli' diyorlar, sonra da Sneijder gibi, Semih gibi oyuncuları yedek başlatıyorlar. Birisi Prandelli'ye hainlik yap dese bundan daha iyisini ya da daha anlamlısını yapamazdı. Neymiş efendim rotasyonmuş. Ne rotasyonu Prandelli efendi, ne rotasyonu? Trabzon çok zayıf bir ekip mi? Yazıklar olsun!

Başrolde iki farklı antrenör...

Ersun Yanal yabancı oyuncularının büyük bir kısmıyla havalimanında tanışma fırsatı bulmuşken, Prandelli'nin Sneijder, Umut ve Semih'i yedek bırakışı tam bir israf. Allah antrenörün müsrifinden korusun dedirtti nihayet İtalyan hoca...Galatasaray'ın sadece Trabzon yenilgisinde değil, sezon genelindeki Şampiyonlar Ligi hezimetlerinde de Prandelli'nin doğrudan etkisi var.

Teknik adamlar değiştiği zaman takımlar, çıktıkları ilk maçlarda yüzde 80 iyi sonuç alırlar. Trabzonspor, ligde şu ana kadar deplasmanda en iyi futbol oynayan takım oldu. Balıkesir deplasmanında bile hiçbir takım böyle rahat kazanamadı.

Bir haftada fizik gücünüz değişmez, taktik zaten 4-2-3-1'di, yine aynıydı ama Ersun Yanal felsefe olarak takımı değiştirmiş. Oyuncularına bu deplasmana galibiyet için gittiklerinin düşüncesini yerleştirmiş.

“Mutlaka gitmeli” noktasındaki görüşbirliğini üstüste gelen iki galibiyetle biraz kırmış gibi görünen Prandelli bir kez daha “Bu iş benimle olmaz!” beyanında bulunurken utandırıcı yenilgiler dizisine bir yenisini ekledi.

İtalyan hocanın Semih ve Sneijder’i kulübede tutma fantezisi Sarı Kırmızılı takıma pahalıya maloldu. Trabzonspor Ersun Yanal’la çıktığı ilk maçta tarihi bir galibiyetle bundan sonra zirve yarışında işleri epeyce değiştireceğini gösterdi.

Ersun Yanal, dün gece bir bayrak yarışında bayrağı bir an evvel eline almak için koşmaya başlayan o koşucunun ilk hızına ulaşmış gibi lige yeniden başlamış oldu...

En iyi teknik adam olmasa da en sıradışı teknik adam olarak gerek lige, gerekse Trabzonspor'a adeta kaldığı yerden devam etmiş oldu. Çok önemli bir karşılaşmayı, Vahid hocanın sebep olup bıraktığı güçlü kadro ile; taşlarla kendi stilinde oynayarak kolaya ve büyük farka çevirdi. Bu galibiyette Vahid hoca kadar Prandelli faktörünü de göz ardı etmemek gerekir.

G.Saray - Trabzonspor Maçı İçin Yazılmış En İyi 10 Köşe Yazısı

Popüler İçerikler