'Fenerbahçe Spor Kulübü olarak bu konudaki duruşumuz ve sürecin ilk gününden itibaren tavrımız tüm kamuoyunun malumudur.
Dünkü maçın 58. dakikasında rakip takımın bazı oyuncularının, özellikle geçmişte ülkemizde bir takımda forma giyen yedek kalecilerinin gol sonrası sergilemiş olduğu abartılı hareketler, tribünlerin bir bölümünün galeyana gelmesine ve 120 dakika süren maç içerisinde sadece 20 saniye süren bir reaksiyona sebebiyet vermiştir.
Sebebi her ne olursa olsun tribünlerimizin bir bölümünden yükselen reaksiyonu Fenerbahçe Spor Kulübü olarak kesinlikle kabul etmiyoruz.
Kulübümüzün duruşunu ve değerlerini asla temsil etmeyen bu söylemin, tüm taraftarımıza mal edilmesi ve kulübümüze sorumluluk atfedilmesi de adil ve hakkaniyetli bir yaklaşım değildir.
Geldiğimiz noktada; bu konu üzerinden hem ülkemizin hem de kulübümüzün töhmet altında bırakılmasını, yanlış anlaşılmaya sebep olacak şekilde gündem yapılmaya çalışılmasını ve konunun siyasetle ilişkilendirilmesini kınıyoruz.
Bu gündem vesilesiyle Fenerbahçe Spor Kulübü olarak spor ve siyasetin birbirinden her zaman ayrı tutulması gerektiği noktasındaki duruşumuzu bir kez daha tüm kamuoyuna hatırlatıyoruz.'
Taraftar, futbol klubünü, futbol klubü de Avrupa’da Türkiye’yi temsil ediyor. Bu açıklama, hem UEFA hem dünya basını tarafından görülecek. Ve ne yazık ki, içerisinde özür bulunmadığı gibi herhangi bir mahcubiyet ifadesi de bulunmuyor. Hala, bir sebep-sonuç ilişkisini vurgulamak için golden sonraki Kievli futbolcunun hareketinden söz ediliyor. Oldukça gergin bir açıklama olmuş. Bir takım taraftarı olarak değil, bir türk olarak Fenerbahçe camiasının yapamadığını, futbol federasyonumuzun yapmasını ve mahcubiyetimizi açıklamalarını beklerim.
Kulübün değil taraftarın özür dilemesi gerekiyor.
Spordan anlamayan adamlar takıma başkan olarak geliyor. Takımı ticarethane ye çeviriyorlar. Tabi bu yüzden ne başarı geliyor ne de vizyon yakalayabiliyorlar.