Futbolun sadece futbol olmadığı, bayatlamış ve artık ezberlenmiş bir klişeden öte bir anlam taşıyor aslında. Kimi zaman kaybedilmiş bir savaşın intikamı, kimi zaman bir ulusun en mutlu günü, kimi zaman acı ve gözyaşı, sıklıkla büyük bir ekonomik mevzu, çokça tutku, bazen abartılmış duygular, gün gelir ölümün kendisi, öbür gün mutlu sonların adresi, arada ise film gibi hikayeler...
Sonu gelmez ihtimaller, insana dair her şey, hepsi ve daha fazlası futbolun tam göbeğinde. Güney Amerika'da hayatın ta kendisi, Kuzey'de sadece bir eğlence, Avrupa'da oldukça mühim bir mevzu, Uzakdoğu'da karlı bir iş... Anlamı her yerde değişen ama icat olunduğu günden beri popülerliği hiç azalmayan bu oyunda bazen öyle anlar geliyor ki, ufacık detaylar kocaman sonuçlar doğurabiliyor. Saniyelik bir dalgınlığın bir hayata mal olduğu, anlık bir refleksin milyonları sokağa döktüğü, cesur bir hareketin on yıllarca taklit edildiği, santimlerle ölçülen mesafeler yüzünden hayallerin eriyip gidebildiği o anlardan bazılarını, bizce mühim gördüklerimizi derledik.
Futbolu sevin sevmeyin, tüm bu anlar milyonlarca insanı doğrudan etkiledi, bazıları da etkilemeye devam ediyor. Kimisi çok ağlattı, kimisi çok güldürdü. Yine de eksik olmasın.
City'nin şampiyonluğuna canlı denk gelmiştim...En az o şampiyonluğu kazanan oyuncular kadar gururluyum.Ne maçtı la o öyle.
2.de maradona milletin hakkını gasp etti bir de tanrının eli diye isim koyup tarihe kayıt ettiler.. !! ne skimsonik iş lan bu.
suarezin gana ile oyundaki eli