Freud'un rüya yorumlarının çoğu karşı cinsle ilişki ve doğum üzerine odaklanır. Bilinçdışı bu aktivitelerin özlem ve yoksunluktan kaynaklandığını savunur.
1900^de Düşlerin Yorumu'nu (iki cilt) yayımladı.
1881'de diplomasını alıp laboratuvar çalışmalarına başlayan Freud tıp doktorudur.
Serbest çağrışım metodunu bir tedavi yöntemi olarak hayata geçirmiştir.
Avrupa'daki birçok büyük kentte farklı disiplinlere yönelik kliniklerde çalıştı
Üniversite yıllarında Yahudi düşmanlığı sebebiyle dışlandı.
Hipnotizma metoduyla hasta kişinin bilinçaltındaki itilmiş fiiller açığa çıkarılır. Serbest çağrışımda kişinin içinde bulunduğu psikolojik durumu ortaya çıkarır
Seminerler vermesinin dışında, Psikanaliz Derneği toplantılarında çeşitli sunumlar yapıyordu
Freud’a göre şahsiyetin temelini cinsel içgüdü oluşturur. Akıl hastalıklarının nedeni de cinsiyet içgüdüsüne bağlar. Ona göre çocukluk döneminde üç evre vardır. Oral, anal, genital evrelerdir.
Tedavi yöntemi olarak hipnoz; bilinçaltındaki eylemleri açığa çıkarır.
Freud'a göre toplumu meydana getiren cinsel enerjidir.Cinsel enerji (libido) ise toplumsal olaylar arasında bağ kurar. Ona göre toplumları,toplumsal hayatı doğuran “libido veya erostur.” Toplumsal zümreleri birbirine bağlayan, büyük toplumların meydana gelmesinde de etkin rol oynayan libidodur.
Freud’a göre şahsiyetin temelini cinsel içgüdü oluşturur. Akıl hastalıklarının nedeni de cinsiyet içgüdüsüne bağlar
Bazı yaşantılar toplumsal, dinsel, ahlaki nedenlerle bilinçte bırakılmamış, baskı ya da sansür mekanizması yoluyla bilinçdışına atılmıştır. Yine, toplumun hoş karşılamadığı, yasakladığı arzuların, isteklerin, dürtülerin de bilince çıkarak doyum bulmasına izin verilmemekte ya da bastırılarak bilinçdışında tutulmaktadır.
İd, kalıtımla gelen, doğuştan var olan ve ruhsal enerjinin kaynağını oluşturan kişiliğin ilkel bileşenidir. İd, biyolojik özellikle dürtüsel davranış kalıplarını içerir. Yeme, içme, cinsellik, saldırganlık gibi. İçsel dürtülerine doyum bulma çabası içerisinde hareket eder. İd beklemeksizin, bir an önce, cinsel dürtülerinin ve arzularının isteklerini yerine getirmek üzere haz almaya yönelmiş tepkiler oluşturur.
Çocuklar; doğumdan itibaren, çevresindekilerin istekleri ve kısıtlamaları doğrultusunda yeni davranış kalıpları sergilemeye başlarlar. Örneğin, çevrelerinde çok sayıda engel bulunduğunu, bu engellerin aşıldığında ancak doyumun sağlanabileceğini ve bunun için yeni davranış biçimlerine gereksinim duyulabileceğini öğrenirler. Böylece, kişiliğin bir diğer bileşeni olan ego gelişir.