Frengi Nedir? Frengi (Sifiliz) Belirtileri ve Tedavisi…

Dış genital organlar, vajina, makat, rektum, ağız ve dudaklarda yaralar şekilinde kendini gösteren frengi (sifiliz), genellikle cinsel temas, daha az sıklıkla da kan transfüzyonları, öpüşmek vb. yollar ile bulaşabilir. Peki, frengi nedir? Frengi belirtileri ve tedavisi ile ilgili merak edilen tüm detaylar haberimizde…

Tedavi edilmediği takdirde uzun dönemde çok ciddi komplikasyonlara olabilen cinsel yolla bulaşan bir hastalıktır. Aktif cinsel yaşamı olan gençler ve genç yetişkinler arasında sıklıkla görülebilmektedir.  Peki, frengi nedir? Frengi belirtileri ve tedavisi hakkında bilinmesi gerekenleri haberimizde sizler için derledik…

Frengi (Sifiliz) Nedir?

Frengi, cinsel yolla bulaşan ve tedavi edilmezse ciddi sağlık sorunlarına neden olabilen bir enfeksiyondur. Frengi, (birincil, ikincil, gizli ve üçüncül evre olmak üzere üç evrede görülebilir. Her aşamayla ilişkili farklı belirti ve semptomlar vardır.

Frengi, vajinal, anal veya oral seks sırasında bir frengi yarasıyla doğrudan temas halinde bulaşabilir. Penis, vajina veya anüs üzerinde veya çevresinde veya rektumda, dudaklarda veya ağızda yaralar oluşabilir. Frengi ayrıca, enfekte bir anneden doğmamış bebeğine de geçebilir.

Frengi Belirtileri

Yetişkinlerde sifiliz belirtileri aşamaya göre değişir:

Birincil Evre

Frenginin ilk (birincil) aşamasında, tek bir yara veya birden çok yara fark edebilirsiniz. Boğaz, frenginin vücudunuza girdiği yerdir. Yaralar genellikle (ancak her zaman değil) sert, yuvarlak ve ağrısızdır. Yara ağrısız olduğu için kolayca fark edilmeyebilir. Yara genellikle 3 ila 6 hafta sürer ve tedavi görseniz de görmeseniz de iyileşir. Yara geçtikten sonra bile, yine de tedavi görmeniz gereklidir. Bu, enfeksiyonunuzun ikincil aşamaya geçmesini durduracaktır.

İkincil Evre

İkincil aşamada, deri döküntüleri ve / veya mukoza zarı lezyonlarınız olabilir. Mukoza zarı lezyonları ağzınızda, vajinanızda veya anüstünüzdeki yaralardır. Bu aşama genellikle vücudunuzun bir veya daha fazla bölgesinde kızarıklık ile başlar. Döküntü, birincil yaranız iyileşirken veya yaranın iyileşmesinden birkaç hafta sonra ortaya çıkabilir. Kızarıklık, el avuçlarında ve / veya ayaklarınızın alt kısımlarında sert, kırmızı veya kırmızımsı kahverengi lekeler gibi görünebilir. Kızarıklık genellikle kaşınmaz ve bazen o kadar soluktur ki bunu fark etmeyebilirsiniz. Sahip olabileceğiniz diğer belirtiler arasında ateş, şişmiş lenf bezleri, boğaz ağrısı, düzensiz saç dökülmesi, baş ağrıları, kilo kaybı, kas ağrıları ve yorgunluk (çok yorgun hissetme) sayılabilir. Bu aşamadaki semptomlar, tedavi görseniz de görmeseniz de ortadan kalkacaktır.  

Gizli ve Üçüncül Evre

Gizli evre daha önce var olan bulguların kaybolmasıyla başlar. Sifiliz tedavi edilmezse herhangi bir bulgu vermeksizin yıllarca vücutta kalabilir. Tedavi görmeyen vakaların yaklaşık %15’inde, geç evre enfeksiyonun başlangıcından 10-30 yıl sonra çok daha ciddi olarak ortaya çıkabilmektedir. Hastada bu dönemde klinik bulgu olmasa da tanı testleri ile enfeksiyonun varlığı saptanabilir ve bu dönemde hasta bulaştırıcıdır. Bu dönemde kas hareketlerinin koordinasyonunda güçlük, felç, hissizlik, körlük, ruhsal bozukluklar gibi belirtiler görülebilir. 

Sifilizin geç evresinde hastalığa bağlı hasarlar görülür. Bu evredeki hasta bulaştırıcı değildir. Hastalık iç organlarda (kalp, karaciğer, beyin gibi) hasar yaparak ölüme sebebiyet verebilir. Tedavi edilmeyenlerde kalp ve damar tutulumu ve buna bağlı göğüs ağrısı ve infarktüs görülebilir.

Sifilizin her evresinde sinir sistemi tutulabilir ve bu tutulum belirtisiz olabileceği gibi şuur bozukluğu, felçler, yürüme ve denge bozukluğu, bunama, idrar kaçırma, konuşma bozukluğu gibi bulgulara neden olabilir.

Frengi Tedavisi

Bir kez frengi olmak sizi tekrar yakalanma riskinden korumaz. Başarılı bir şekilde tedavi edildikten sonra bile, yeniden enfekte olabilirsiniz. Frengi olup olmadığınızı yalnızca laboratuvar testleri doğrulayabilir. Tedavinizin başarılı olduğundan emin olmak için sağlık uzmanınız tarafından takip testi yapılması önerilir.

Tedavide doğru antibiyotik kullanımı önemlidir ancak tedavi enfeksiyonun neden olduğu hasarları geri çeviremez. Erken evre sifiliz için kısa süreli antibiyotik tedavisi yeterli iken gizli ve geç evre sifilizli hastalarda daha uzun süreli tedaviler uygulanır.

Penisilin bu hastalığın her evresinde başvurulan ilk seçenektir ve genellikle hastalığı başarıyla tedavi etmektedir. Tedaviden sonra hasta, nontreponemal testler olumsuz oluncaya dek, 3-6 aylık aralıklarla izlenmelidir. Testlerin olumsuzlaşması bazen uzun zaman (birkaç yıl) alabileceğinden, bu konuda sabırlı olmak gerekir.

Hamile ve sifiliz hastası olanlar doğmamış bebeğe enfeksiyonu bulaştırabilir. Sifiliz erken doğum, ölü doğum ya da düşük doğum ağırlıklı bebeğe neden olabilir. Gebelikte ve doğumda hemen testlerinizi yaptırmalısınız ve eğer test sonuçlarınız pozitif ise acil tedavi almalısınız.Geç sifilizli annede fetüsün hasar görme olasılığı azalır. Özellikle 4 yıldan sonra, tedavi edilmemiş sifilizde bile tehlike oldukça düşüktür. Uzun süre önce sifiliz geçiren, tedavi olmamış geç sifilizi olan anne gebe kalırsa sağlam bir bebek doğurabilir. Ancak bebek sağlam bile olsa sifilitik kabul edilerek tedavi edilmelidir. Enfekte bebek hastalık bulguları olmaksızın da doğabilir. Buna rağmen acil olarak tedavi edilmez ise birkaç hafta içinde ciddi sağlık problemleri gelişebilir. Tedavi edilmemiş bebeklerde katarakt, sağırlık ve konvülziyon (nöbet geçirme) gibi sağlık sorunları ortaya çıkabilir ve ölümle sonuçlanabilir.

Popüler İçerikler

Berfu ve Eser Yenenler'in 3. Kez O Ses Yılbaşı'na Katılmaları Tepki Topladı
İstanbul Bağcılar ve Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Okullarda Yılbaşı Kutlamasını Yasakladı!
Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?