Fransa Tarihine Işık Tutan "Napolyon" Filmi Hakkında Dikkat Çeken Bilgiler

'Napolyon' filmi, tarihin en önemli liderlerinden birinin hayatını beyaz perdeye taşıyor. Film Napolyon Bonapart'ın hayatını, askeri stratejilerini ve liderlik yeteneklerini mercek altına alıyor. Bu büyüleyici film, tarihi bir döneme ışık tutuyor ve izleyicilere, Napolyon'un hayatının belirleyici anlarını ve etkileyici kişiliğini detaylarıyla sunuyor. Detaylara gelin birlikte bakalım!

Napolyon, Winston Churchill'den Friedrich Nietzsche'ye kadar birçok önemli figürü etkileyen bir liderdir.

Akademisyenler, politikacılar ve halkı tarafından hem eleştiriye maruz kalan hem de takdir edilen bir kişilik olan Napolyon, hem iktidara tırmanışı hem de sert ve stratejik askeri manevralarıyla kötü bir üne de sahiptir.

Fransız İmparatoru hem savaş meydanında acımasız hem de ülkesinde tiran bir lider olarak tarihe adını altın harflerle yazdırmıştır.

Sıfırdan yükselerek bir kurtarıcıya dönüşen bu lider, liderlik yeteneğinin her sosyal sınıftan çıkabileceğini kanıtlamıştır. Savaş alanındaki başarıları, taktiksel dehası ve gaddarlığı ile efsaneleşen Napolyon Avrupa'da yedi farklı gücün birleşmesini gerektirecek kadar büyük bir tehdit oluşturmuştur.

Ancak sevgilisi, eşi ve imparatoriçesi Josephine'e olan tutkusu, savaşlardaki etkisi kadar hayatını şekillendirmiştir.

Ridley Scott, askeri dehası ve psikolojik karmaşasıyla Napolyon'un büyüleyici hikayesini beyaz perdeye taşıma arzusunu dile getiriyor.

Bu tür bir hikayeyi anlatma fırsatının pek az film yapımcısına nasip olduğunu belirten Scott, tarihi dramaların çekiciliğini ve ilginçliğini vurguluyor. Napolyon'un modern tarihin başlangıcını oluşturduğunu ve dünyayı dönüştürdüğünü, kurallar kitabını yeniden yazdığını ifade ediyor.

Scott, Napolyon'un film karakteri olarak büyüleyici bir varlık olduğunu belirtiyor.

Napolyon, çoğumuz gibi kalbinin ve duygularının tutsağıydı. Sadece stratejik zekası ve sezgisel politik yetenekleriyle değil aynı zamanda acımasızlığıyla da tanınıyordu.

Ödüllü sinema ustası Scott, Napolyon ve onun dönemine olan büyük ilgisini sinema kariyerinin başlangıcından bu yana sürdürüyordu.

İlk sinema filminde de Napolyon dönemini konu alan Scott, Napolyon'un psikolojik derinliğini araştırmanın onun efsanevi savaşlarını beyaz perdeye taşımak kadar heyecan verici olduğunu belirtiyor.

Scott, "Napolyon'a olan hayranlığın devam etmesinin sebeplerinden biri, onun karmaşık kişiliği. Onun hayatını basit bir şekilde açıklamak mümkün değil. Bir biyografi okuyarak olayların nasıl geliştiğini öğrenebilirsiniz, ancak benim sinemacı olarak ilgimi çeken, karakterinin derinliklerine inmek, tarihin ötesine geçip onun zihnine giriş yapmaktı." şeklinde konuşuyor.

Scott, Napolyon'un Josephine ile olan ilişkisini anlatırken bir dizi zıtlıkla karşılaşıyoruz.

Öncelikle Avrupa tahtına doğru ilerlerken savaş alanlarında komutanlık yapan Napolyon, bir yandan da sevdiği kadına olan tutkusuyla sarsılıyor. Bu taktik dehası, sevdiği kadınla birlikte olduğu anlarda ona olan aşkının karşısında tamamen çaresiz ve savunmasız bir hale bürünüyor.

Josephine'ye yazdığı mektuplar, onun bu aşkın etkisinde ne kadar kaba ve çocukça, aşırı romantik ve hatta müstehcen bir hale geldiğini gösteriyor.

Napolyon, bu kadına tamamen büyülenmiş durumda. Ancak Josephine, son ayrılıklarından sonra bile bu mektupları okumamış. Hatta öldüğünde, tüm mektuplar hala yatağının başucundaki çekmecede açılmamış bir şekilde duruyormuş.

Film yapımcısı Mark Huffam, yönetmen Scott'ın yeteneklerini ve deneyimlerini öne çıkararak Napolyon filminin Scott'ın vizyonunu, azmini ve becerisini gerektiren bir proje olduğunu vurguluyor.

Huffam, bu tür bir filmi mümkün olduğunca gerçek çekimlerle, yani kamerayla yapabilecek bilgiye, deneyime ve cesarete sahip çok az sayıda yönetmen olduğunu belirtiyor.

Filmin diğer yapımcısı Kevin Walsh da Huffam'ın görüşlerine katılıyor ve Napolyon'un Stanley Kubrick'i bile korkutan bir konu olduğunu ifade ediyor.

Walsh, Kubrick'in Napolyon'u çekmeyi denediğini ancak başaramadığını, fakat birkaç yıl önce Scott'a henüz yapamadığı bir film olup olmadığını sorduğunda Scott'ın cevabının 'Napolyon' olduğunu anlatıyor.

Napolyon karakteri aynı zamanda Oscar'lı aktör Joaquin Phoneix ve 2000 yılında "En İyi Film" Oscar'ını kazanan "Gladyatör" filminin yönetmeni Ridley Scott'ı yeniden bir araya getiriyor.

Scott, Joaquin'in 'Joker' filmindeki Oscar'lı performansını izledikten sonra 'Gladyatör' filminde birlikte nasıl bir işbirliği içinde olduklarını anımsadı ve bu rol için Joaquin'in ideal olduğunu düşündü.

Scott, bu düşüncelerini şu sözlerle ifade ediyor: “Joaquin'i izlerken, Gladyatör'deki Commodus karakteriyle birlikte çıktığımız yolculuğu hatırladım ve işte bu adam Napolyon olmalı dedim.”

TME Films tarafından Türkiye'deki dağıtımı gerçekleştirilen ve sinema tarihindeki en canlı savaş sahneleriyle izleyicinin nefesini kesmeyi hedefleyen Napolyon filmi, 24 Kasım'da sinemaseverlerle buluşacak.

Bu etkileyici yapım izleyicileri unutulmaz bir yolculuğa çıkaracak ve sinema salonlarında büyülü bir deneyim yaşatacak.

Peki siz Napolyon'u izlemeyi düşünüyor musunuz? Yorumlarda buluşalım!

Bu içerikler de ilginizi çekebilir;

Gerçek Bir Yaşam Öyküsünden Uyarlanan 'Serçenin Gözyaşı' Filminden Beklenen Fragman Geldi!
Kemal Sunal'ın 1984 Model Mercedes'ini Satışa Çıkaran Sahibinin Tek Bir Şartı Var!
Yönetmen Nehir Tuna'nın Çektiği İlk Film Olan "Yurt" Fransa'da İki Ödüle Layık Görüldü

Popüler İçerikler

Yeni Sezonda TV Ekranları Fena Karıştı: 5 Dizinin Ertelendiği Sezonda 6 Dizi Şimdiden Final Yaptı!
18 Yaşındaki Şampiyon Balerin Eylül Sıla Ilgaz, Aile Evindeki Odasında Ölü Bulundu
Apar Topar Çıkarılmışlardı: Kızılcık Şerbeti'nde Giray ve Heves Ayrılığının Gerçek Nedeni Ortaya Çıktı
YORUMLAR
18.10.2023

Napolyon filminin tanıtımı yaparsa bunu Ridley yapar demekle taraflı olmuş . Önemli olan Napolyonu objektif olarak cekebilmek .. Yönetmenin görülmesini istedigi şekli ile .değil . Napolyon sessiz sınama zamanı da çekildi 7 saat tahminim . Hemen her detay var . Şimdi soruyorum . Napolyonun Mısır seferi ve Akka da Osmanlı tarafından geri püskürtülerek orta ve uzak doğu sömürü hayallerinin bitirilmesi filmde yeterince ve objektif olarak islendi mı .

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ