Kamerunlu baba ve Fransız annenin çocuğu olarak 1966'da Fransa'da dünyaya gelen M'Bala, başta Afrikalı göçmenlerin sorunları olmak üzere toplumsal eleştiriye dayalı komedi gösterileriyle tanınıyor. Skeçlerinde kullandığı sözlerin ifade özgürlüğü kapsamında olmadığı gerekçesiyle hakkında birçok defa 'hakaret ve ırkçılık' suçlamalarıyla dava açılan M'Bala, kendisine çifte standart uygulandığını ifade etti.
Fransa'da yaşadığı süreçleri ve Türkiye izlenimlerini, video konferansla AA muhabiriyle paylaşan M'Bala, siyasetçilerin de aralarında bulunduğu bazı çevrelerin kendisini sürekli tehdit ettiğini, defalarca ölüm tehdidi aldığını, gösterilerinin engellendiğini ve kişilik haklarına sistematik saldırılar düzenlendiğini savundu.
Fransa'da hayatın kendisi için yaşanılmaz olduğunu ve baskıların giderek arttığını belirten M'Bala, iş olanakları engellendiği için ailesiyle birlikte ülkeden kalıcı olarak ayrılmak istediğini söyledi.
'Fransa'da eleştiriyle ilgili çifte standart uygulanıyor. Artık Fransa'da ifade özgürlüğü yok gibi hissediyorum. Özellikle benim gibi insanlar için. Siyahiler ve Müslümanlar üzerine yapılan birçok gösteri var. İslam Peygamberi Hz. Muhammed'le ilgili karikatürler yapılıyor mesela ve bunlar devlet desteği alıyor. Charlie Hebdo gibi. Ama bana destek vermedikleri gibi gösterilerimi yasaklıyorlar. Hapishane korkusu değil yaşadığım, artık çalışamayacağım bir yerde yaşamak sorunu var. Ben Fransa'da salonları en çok dolduran komedyenlerden biriyim. Onları rahatsız etmeyen, amaçlarına hizmet eden komedyenler var. Bunlar propaganda sanatçıları. Ben Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un ya da ona iş veren Rothschild Bankası'nın propagandasını yapamam.'
Fransa'da yaşadığı güvenlik sorunlarına değinen M'Bala, Afrika kökenli olduğu için kendisi gibilerin çalışmanın çok zor olduğunu dile getirerek, ülkenin en popüler komedyenlerinden biri olmasına rağmen iş yapamadığını anlattı.
M'Bala, 'Fransa Başbakanı gösteri yapamamam için her şeyi yapıyor, binlerce insanın gösterilerime gelmesinden, başarımdan rahatsız oluyor. Ölüm tehditleri aldım, televizyonda bile tehdit edildim. Charlie Hebdo dergisi sistematik olarak beni maymun, beyni olmayan insan gibi çiziyor. Bana yapılan ırkçılık, Müslümanlara karşı yapılan ırkçılığa benziyor. Artık bu ırkçılık benim için katlanılamaz düzeye geldi ve artıyor.' ifadelerini kullandı.
'Kendisine büyük bir saygı duyduğum Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a açık bir mektup hazırlıyorum. Ülkeniz ifade özgürlüğü anayasal olarak koruma altına alınmış. Ülkenizde doğal bir saygı olduğunu hissediyorum. Bu saygıyı artık Fransa'da hiçbir şekilde hissetmiyorum. Fransa'da artık bu durum geçerli değil. Bunun için siyasi sığınma talebinde Türkiye'yi tercih ettim. Türkiye kapıları Doğu ve Batı'ya açılan ve ikisi arasında bir sentez. Bunun için tarihle dolu, güçlü ve saygı dolu bir ülke. İstanbul'da sokaklarda Paris'e göre daha az problem olduğunu hissediyorum. Daha sakin ve daha fazla aile ortamı olan bir şehir. Aynı zamanda eğlenen gençleri de görüyoruz. Her şey var. Kendimi Türkiye'de Fransa'dan daha rahat hissediyorum.'
M'Bala, Türkiye hakkında çok güçlü önyargıların olduğunu vurgulayarak, sözlerini, 'Midnight Express (Geceyarısı Ekspresi) diye bir film var. Televizyonlarda çok gösterim alan bir yapım ve şimdi herkes bana bu filmden bahsediyor. Türkiye kesinlikle orada gösterilen bir ülke değil. Gelenler zaten şaşırıyor. Fransa'ya göre daha modern bir ülke. Kesinlikle insanların hayal ettiği bir yer değil. Dışardan görünen Türkiye imajı gerçeği yansıtmıyor.' diye tamamladı.
Adam daha gelmeden herkesi güldürdü bence bırakın gelsin :)
Bu ülkede sokak röportajında bile eleştirenler ertesi gün karakola ifade vermeye gidiyor. İfade özgürlüğünün en son aranacağı ülke burası.
Şimdi bizimkiler bunla övünürler. Bakın adam anladı, ifade özgürlüğü, büyük ülke falanlar filanlar. Türkiye'de ifade özgürlüğü mü varmış ya ilk defa duyuyorum. Hala 80 yaşında adamları cbaşkanına hakaretten hapse atmaya çalışıyorlar da orda kalmışım ben herhalde