Fransa birden bire kendisini sosyal patlamanın eşiğinde bulmuş durumda. Hükümetin büyük tepki çeken çalışma yasası reformuna karşı yaklaşık iki aydır süren ve pek de etki yaratamayan orta büyüklükteki sokak gösterilerinin ardından son bir haftada işler değişti. Benzin istasyonlarında uzun kuyruklar oluşurken, giderek büyüyen reform karşıtı grevlere nükleer santral işçileri de katılmaya başladı. Ülkede bugün ulusal gazeteler basılmazken Paris, Lyon, Toulouse'daki eylemlerde 77 kişi gözaltına alındı, 15 polis de yaralandı.
Söz konusu yasayla Fransızlar günlük 2 saat daha fazla çalışacak, işten atılmalar kolaylaşacak, işverene mesaiyi arttırıp maaşı düşürebilme yetkisi verilebilecek... Onun için selam olsun zalimlere direnen onurlu insanlara.
Fransızların en çok fıkra üretilen yönü bu grevleri. Ama açıkçası hayranım bu özelliklerine. Halkı zora sokacak en ufak harekette oldukça sert bir şekilde tepkisini koyuyor halkı.
Fransızlarda ki sendikalaşma çok farklı bir boyutta, yani bizim Türkiye'de yaşayıp, çalışıp anlayabilmemiz imkansız. Kamyon şöförleri iş bırakıyoruz dediklerinde bütün ülkede kamyon şöförlerinin %70'e yakını iş bırakıyor. Adamlar isterse ülkeyi kitleyebiliyorlar. Genelde bizim milletin hafızasında tuvaleti olmayan millet olarak kalsa da azicik tarih bilgisi olan herkes çok iyi bilir ki büyük imparatorlukların, buna Osmanlı'da dahil, zayıflamasına ve zaman içinde yıkılmasına ve birden çok milli devlet ortaya çıkıp siyası harita denilen şeyin tamamen değişmesine sebep vermiş milliyetçilik akımının doğduğu yerdir. Neyse ne diyorduk, Tuvalet....