Fotoğraf Filmlerinin Küflenmesiyle Ortaya Çıkan Müthiş Portreler

Seul'da yaşayan Güney Koreli fotoğrafçı Seung-Hwan Oh, Impermanence, yani Geçicilik adlı çalışmasında fotoğrafa farklı bir boyuttan yaklaşıyor ve fizikselliğin geçiciliğine vurgu yapıyor.

Film son derece hassas bir materyaldir. Yanıcı özelliğe sahip bu materyal mantar tarafından kolayca tahrip edilebilir.

Güney Koreli sanatçı Seung-Hwan Oh, birkaç yıl önce BBC'de film arşivlerini etkileyen mantar problemi hakkında bir makale okudu ve anlatılanların doğru olduğunu fark etti.

Bunun üzerine Seung-Hwan Oh şunları söylüyor: "Kötü bir biçimde muhafaza edilmiş filmin üzerindeki küflerin onu yiyip bitireceğini ve içeriğini de yok edeceğini fark ettim. Öyle ki maddenin geçiciliği fikri üzerinden bu doğal felaketi çalışmalarıma uygulayabilirim diye düşündüm."

Seung-Hwan Oh'nun burada geçicilikten kastettiği şey bütün yaşam formları da dahil olmak üzere, bütün bir maddenin, ait olduğumuz mekansal-zamansal boyutun içinde çökmesi.

Ayrıca söz konusu koleksiyonu için esinlendiği bu düşüncenin yanında, çalışmasını termodinamiğin ikinci yasası üzerinde de temellendiriyor. Bu yasaya göre evrendeki kullanılabilir enerji kullanıldıkça, kullanılamayan enerji artar ve giderek büyüyen bir rastgelelik ve kaos hali yaratır.

Bilim ve Teknik'in 541'nci sayısında bu yasa çok güzel anlatılır:

'Termodinamiğin ikinci yasası (diğer adıyla entropi) termal işlemlerde yönü belirler. Suyun yukarıdan aşağıya akması gibi ısı da sıcaktan soğuğa akar. Bu yönü belirleyen entropidir. Tüm termal işlemlerde entropi ya sıfırdır, ya pozitiftir. Eğer entropi sıfır ise işlem geri döndürülebilir, eğer pozitifse işlem geri döndürülemezdir. Termodinamiğin ikinci yasası termal süreçte yapılan bir işi ve verilen iç enerjiyi geri döndürmenin imkansız olduğunu göstererek sonsuz bir döngünün mümkün olamayacağını ispatlar.'

Filmlerin kendi kendilerine küflenmesine izin verdi. Bunu yapabilmek için de stüdyosunda mikro-mantar çiftliği kurdu.

Filmleri mantarın büyüyebileceği, yeterince sıcak ve ıslak bir çevrede sakladı.

Bazen ise ekmek ve pirinç üzerinde doğal olarak büyüyen küfleri alarak film baskılarının üzerine yerleştirdi. Ancak elde ettiği sonuç üzerinde bundan daha fazla bir kontrol etme olanağı da yoktu.

Ortaya çıkan sonuçlara bakıldığında filmlerin genellikle bir fotoğrafın üzerine serpilmiş kozmos gibi göründüğü fark ediliyor.

Ya da baskılar portreyi bozup bir tür hayalet görünümüne sokmaya çalışıyormuş gibi, kamerayla yakalanamayan vampirlermiş gibi.

Aslında bütün bu çalışma tahmin edildiğinden çok daha zor bir süreç gerektiriyor.

Oh bu deneyimini şöyle anlatıyor: "Orta formatlı renkli ters filmlerden oluşan 500 kare arasından yalnızca bir tanesi düzgün bir biçimde çıkıyor ve 2010’da bu projeye başladığımdan beri bunun gibi kullanabileceğim yalnızca 15 adet portre elde edebildim."

Popüler İçerikler

Montella Görevini Bırakırsa A Milli Takım'ın Başına Kim Geçmeli?
Bahis Reklamı ve Teşvik İçin Soruşturma Başlatılmıştı: RTÜK Başkanı TV8 İçin İnceleme Başlatıldığını Açıkladı!
Yönetmen İlker Canikligil'in "Kaçak Film" Çıkışına Röportaj Adam'dan Aşırı Haklı Tepki
YORUMLAR
Pasif Kullanıcı
24.04.2016

Yakında bunun filtresinide çıkartırlar aha yazıyorum buraya..

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ