Formula 1, yıllardır erkek egemen bir alan olarak biliniyor. Kadın sürücülerin bu spora girişi hep sınırlı kaldı. Bunun temelinde yalnızca fiziksel değil, toplumsal ve yapısal engeller de var. Kadınlara küçük yaşta yeterince fırsat verilmemesi bu sorunu büyütüyor. Ancak son yıllarda bu durum yavaş yavaş değişmeye başladı. Gelin sebepleri irdeleyelim...
Tarih boyunca birkaç kadın sürücü antrenman turlarına katıldı ve pistte yer aldı. Bunlardan biri olan Susie Wolff, 2014 Almanya Grand Prix’sinde antrenman seansına çıkarak 1992’den bu yana bunu başaran ilk kadın olmuştu.
Ancak ne o ne de diğer kadın sürücüler, resmi yarışlarda tam zamanlı olarak start alabilmiş değil. Bunun sebebi sadece fiziksel değil; Formula 1’e giden yolun zorluğu, erken yaşta başlayan eğitim süreçleri ve sistemsel yetersizlikler de etkili oluyor.
Ancak tarih boyunca çok az sayıda genç kız, bu yaşlarda bu tür sporlara yönlendirildi. Toplumun erkekleri pistlere, kızları ise tribünlere yönlendiren bakışı, kadın sporcuların yolunu daha baştan kapatmış durumda.
Ayrıca kadın rol modellerin eksikliği ve yeterince medya görünürlüğü olmaması da bu ilginin azalmasına yol açtı. Bugün bile Amerika’da yapılan bir araştırmaya göre, kadınların sadece %3’ü Formula 1’i yakından takip ediyor.
Birçok kadın sürücü, sponsorluk eksikliği yüzünden kariyerini sürdüremiyor. 2021’de F4’te yarışan tek kadın sürücü Abbi Pulling’in sezon sonunda sporu bırakmasının da nedeni buydu. Kadın sürücüler zaten az sayıda olduğu için istatistiksel olarak üst kademelere ulaşmaları da çok daha zor hale geliyor. Yani bu sporda kadın yok çünkü engeller çok fazla, destek ise hala çok yetersiz.
Son yıllarda W Series gibi kadınlara özel seriler bu alanda fark yaratmaya başladı. Formula 1 yönetimi, kadın sporculara daha fazla alan açmak için girişimlerde bulunuyor. Ayrıca Susie Wolff gibi isimler de aktif olarak kadınların motor sporlarındaki temsilini artırmak için çalışıyor.
Çünkü toplumsal cinsiyetçilik, bu sporda da var maalesef..