Partnerinizden uzaklaşmanın ya da yaptığı davranışların sizde uyandırdığı olumsuz duyguları kabul etmesini sağlamanın zor olduğunu göz önüne aldığımızda değişime kendimizden başlamak en doğru adım olacaktır. Kendinizde yaratacağımız bu değişimin ilk tohumunu ise içinize ekecek ve her geçen gün öz değerinizi ve öz saygınızı yükselterek daha iyi bir yaşamı, daha iyi bir ilişkiyi, hatta en basite indirgenecek olursa partnerinizin size olan tutumlarının daha olumlu olmasını hak ettiğinizi fark edeceksiniz.
Partnerinizin beğendiği ve birlikte olmak istediği flört döneminizden önceki halinizi ihmal etmemeniz gerektiğini bilmelisiniz. O halinizi çeşit çeşit rengarenk çiçeklerle dolu, mis gibi kokan, her tarafında kuş cıvıltılarının olduğu, muhteşem görüntüsüyle insanların kendini bakmaktan alıkoyamadığı bir bahçe olarak düşünün. Bu görüntü karşısında büyülenen partneriniz sizden etkilenirken siz de onun bahçesinden etkilendiniz. İlişkiyi büyük bir handikapa taşıyan durum ise sizin onun bahçesine verdiğiniz değeri yücelterek bir süre sonra sadece onun bahçesindeki çiçekleri sulayıp onun bahçesindeki çöpleri temizlemeye başlayıp kendi bahçenizi ihmal etmenizdir. Böylelikle o güzel bahçenizdeki çiçekler zamanla bakımsızlıktan solacak, etrafı kuru yapraklar saracak, kuş cıvıltılarının yerini soğuk bir sessizlik alacak ve artık o muhteşem manzaradan eser kalmayacak. Karşınızdaki kişinin büyük bir merak ve hevesle keşfetmeye çalıştığı o bahçe “ilişkiden önceki sizken” bakımsızlıktan harap olmuş bahçe ise “yarattığınız siz” olacak.
Aslında bu bahçeyi güzel kılmak sizin elinizdedir. İlişkiden sonra da kendi hayallerinize, ailenize, arkadaşlarınıza, hobilerinize, iş hayatınıza, düşünce ve duygularınıza, kısacası sizi siz yapan her şeye verdiğiniz değeri ve enerjiyi en az ilişkiden önceki kadar vermeye devam ederseniz o bahçeniz her zaman çiçek açmaya devam edecek. Böylelikle kendi hayatınıza verdiğiniz bu değerin çevrelerce de size verildiğine inanacak ve göreceksiniz.
Diğer bir taraftan ilgi gören çünkü bunu hak eden biri olduğunuzu ve dolayısıyla partnerinizin sizi kaybetmemek adına zaman zaman kıskançlık tutumları sergileyebileceğini bilecek ama bu kıskançlığın anormal boyuta ulaştığı durumları da gözden kaçırmamış olacaksınız. İşte tam olarak bu noktada da “Dur” diyebileceksiniz, diyebilmelisiniz. Çünkü eğer toleransınızı aştığı durumda engellemezseniz arkasının gelebileceğini, müdahale ve olumsuz davranışların artarak ivme kazanabileceğini bilmelisiniz. Sizi, düşüncelerinizi, duygularınızı ve hayallerinizi ihmal veya istismar ettiğini hissettiğinizde “hayır” diyebilmeli ve sınırınızı çizebilmelisiniz. İhlal etmesine izin vermediğiniz sınırlarınız, sizi güvende tutarak partnerinizin özel alanınıza girmesini engeller ve ilişkinizin çoğunlukla sizin yaptığınız fedakârlıklar doğrultusunda ilerlememesine sebep olur.
İki insanın birbiriyle kurduğu her türlü iletişim ve ilişkinin sorumluluk ve fedakârlık gerektirdiği fikrini göz önüne alındığında elbette flört döneminde de partnerler elini taşın altına koymak durumunda kalır. Fakat yapılan fedakârlıklar tek taraflı bir hale gelirse sizin kendi kendinizi ihmal ettiğinizi gösterir. Bu sebeple teraziyi dengede tutmalı ve aldığınız sorumlulukların, kendinizden feragat ettiğiniz şeylerin o dengeyi bozmamasını sağlamalısınız.
O güzel bahçenizi ne kendinizin ne de bir başkasının kirletmesine izin vermeyin. Unutmayın bahçenizin bahçıvanı sizsiniz.
Instagram
Facebook
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio
Hocam bunu anladık bu flört kahpeliği nedir asıl ? 🤔😅😅