Newton'u bile şoka uğratacak gelişmelerin yanı sıra cevaplanamayan sorularla fizik alanı gizemini korumakta. Cevapsız sorular bakış açısıyla fiziğe bakmaya ne dersiniz? Kaynak: 1, 2, 3Kuarkların en küçük birim olduğu ya da kuarklardan daha küçük bir birimin varlığı hakkında bir bilgiye ne yazık ki sahip değiliz. Bu noktada karşımıza Standart Model çıkmakta. Standart Model ile atom altı parçacıkların özellikleri ile aralarındaki etkileşimleri açıklanır.Ancak kapsayıcı bir model olmasına rağmen Higgs Bozonu ile ilgili kesin bir açıklamaya imkan vermiyor. Ayrıca atomların elektriksel açıdan nötr olması, protonların pozitif yükünün elektronun negatif yükü ile dengelenmesi hakkında yine bir şey bilmiyoruz.Zamana bakıldığında ise Einstein’dan şu ana kadar uzay ve zamanın dört boyutu olduğu ve bunun “uzay zaman” olarak adlandırıldığı genel geçer bir bilgiye sahibiz.Fakat zaman ve uzay birbirinden ayrılan özelliklere sahipler. Bu özellik ise zamanda yolculuğun mümkün olmayışı. Uzay da ileri, geri veya istenilen yöne doğru hareket mümkünken zamanda ne geçmişe ne de geleceğe gidilebilir (keşke gidilse). Burada “zaman oku” ve “entropi” kavramları karşımıza çıkar. Zaman entropi yüzünden ileri doğru akmakta ve geri çevrilmesi de mümkün olmamaktadır. Büyük Patlama’nın yaşandığı zamanda bu entropinin çok düşük olduğu düşünülmüş ancak bu konu hakkında da kesin bir yargı maalesef mevcut değil.Antimadde aslında zıtlıklar içerir yani anti proton dendiğinde protonun negatif yüklü hali akıllara gelmelidir. Ayrıca evrende maddeden daha çok anti madde bulunduğu da söylemler arasında. Dolayısıyla bir dengesizlik mevcut ve bu dengesizlik ile anti maddenin henüz neden var olduğu hakkında kesin bir yargıya rastlanmış değil.Kedilerinde bu kategoriye girdiği düşünülmekte :D Örnek vermek gerekirse su sıvı iken buz haline getirildiğinde katı madde özelliği kazanır. Günümüzde aynı anda hem katı hem de sıvı gibi davranabilen bir madde keşfi yapıldı. Ancak bu tür maddeler de hala gizemini sürdürmekte.Genel görelilik bir ağaç yaprağından gezegenler dahil her şeyin hareketini açıklayan bir özelliğe sahipken kuantum mekaniği de atom ve atom altı parçacıkların özelliklerini açıklamaya çalışır. Bu ikisi ayrı düşünülemezken birleştiği nokta olarak “sicim teorisi” konuşulmaktadır.Bu teori de tek boyutlu sicim parçacıkları titreşim aracılığıyla varlıklarını sürdürmekte ancak gözlemlenme imkanı olmayan bir haldeler. Çünkü ampirik uygulamalarla bir kanıt sunulmamıştır. O yüzden bu soru da gün ışığına çıkmayı bekliyor.Yaşamın inorganik maddeden doğuşu, cansızlıktan canlı bir doğuşun nasıl olduğu oldukça karmaşık ve cevaplanamayan bir halde. Aristo da canlının, cansız maddelerden kendiliğinden meydana geldiğini düşünen isimler arasında. Ancak dünyaya bakıldığında kaç yüz yıl cansızken bir anda yaşam belirtisi görüldü. Fakat bu belirti nasıl gerçekleşti? Cevabını bekleyen bir soru daha.Uzayda cisimlerin belirli bir noktada cismin hareket etme ihtimali olmaz. Evrenin genişlemesini fark eden fizikçiler bu genişlemenin karanlık enerjiden öte olduğunu düşünürler. Ancak karanlık enerjinin tam olarak ne olduğu konusu yine bir soru işareti.