Yaşadıkları olumsuz durumları ya da hastalıkları bilinçli ya da bilinçsiz olarak avantaja çevirmeye ve sırf bu durumdan dolayı yaşadıkları olumsuz durumu devam ettirmeye çalışan birilerini tanıdınız mı?
İşte bu içeriğimizde, sekonder (ikincil) kazanç olarak tanımlanan bu davranışı ele alacağız.
Fakat yaşadığı olumsuz bir durumdan ya da hastalıktan ikincil kazanç sağlayan kişi kendisine zarar veren diğer durumu ve/veya hastalık belirtilerini sürdürme eğiliminde olurlar.
İkincil kazanç elde eden kişi, kendini sahip olduğu bir hastalıkla tanımlayarak, yapamadığı ya da yapmak istemediği birtakım işleri geçiştirebilir. Başarısızlıklarında veya sergilediği olumsuz davranışlarda sorumluluğu üstlenmeyebilir.
Bu durum başlangıçta anlaşılabilir gibi gözükse de, bir süre sonra hastalığın iyileşmesine engel oluşturacak bir hâl alır.
Hasta tedaviye direnç göstermeye başlar, meslektaşları toplantılara katılmak zorundayken, ikincil kazanç elde eden kişi, hastalığını bahane ederek işten erken çıkar.
Böyle durumlarda çevresindeki kişilere iyileşmek istediğini ama bunu başarmadığını belirtebilir.
Örneğin 'eşimle aram kötü olmasın', diye düşünen biri, eşiyle annesinin tartışmasında annesi haklı olsa dahi, eşinin tarafında yer alarak, ilişkisinde kazanç elde etme düşüncesinde olabilir.
Bu tarz davranışlar kısa vadede olumlu neticeler getirse bile, uzun ve orta vadede mutsuzluklara ve güven bunalımlarına yol açacaktır.
Kendi üzerimizdeki farkındalığımızı geliştirerek bu tip davranışların götürülerini de fark edebilir ve daha sağlıklı davranışlar sergilemeye başlayabiliriz.
Sekonder kazancı ülke yönetimi olan şizofren var ya, toplantıdan kaçmak da neymiş?
enerjini sömürür, ruhunu emer, hayata dair ne kadar ümidin hayalin arzun varsa söndürür, seni tükettikten sonra siktir olup gider başkasının ruhunu tüketirler. ne bok olduğunu anladığın anda "ya ama ayıp mı olur acaba ?" falan diye düşünmeden koşarak uzaklaşmak gerekir.
Ana sebebi yalnızlık ya da yalnız kalma korkusudur. Kendi öz benliği ile mevcut çevresini edinemeyeceğini düşünür.