Uzun yıllardır ağır depresyon ile mücadele eden 29 yaşındaki Hollandalı kadın Zoraya ter Beek, üç buçuk yıl önce ötenazi başvurusunda bulundu. 2020 yılından beri devam eden süreç, Nisan ayında uluslararası medyada yer aldı. Genç kadının ötenazi isteğinde nihai karara varıldı. Talebi kabul edilen Beek, The Guardian'a konuştu.
İşte, detaylar...
Hollanda'da 2002 yılında kabul edilen bir yasa uyarınca, Beek, üç buçuk yıllık bir sürecin sonunda ötenazi için son onayını aldı. Ancak, psikiyatrik hastalıkları olan kişilerin ötenazi onayı alması Hollanda'da nadir görülen bir durum olduğundan, Beek'in durumu tartışmalara yol açtı.
Beek'in yaşadığı zorluklar, erken çocukluk döneminde başladı. Kronik depresyon, anksiyete, travma ve tanımlanamayan bir kişilik bozukluğu yaşadı. Kendisine ayrıca otizm teşhisi konuldu. Bir dizi tedaviye rağmen, durumunda herhangi bir iyileşme görülmedi.
Ancak, bu süreç uzun ve karmaşık oldu. Beek'in durumu bir ekip tarafından değerlendirildi, ikinci bir görüş alındı ve kararları başka bir bağımsız doktor tarafından gözden geçirildi. Uzun süredir değerlendirme listesinde olan genç kadın, yaşadığı üç buçuk yıllık sürecin ardından 'Pazartesi günü yardımlı ölüm talebinde bulunup Cuma günü ölmeniz gibi bir durum yok.' diyor.
İçinde bulunduğu durumu, '10 yıl sonra tedavi açısından 'hiçbir şey kalmamıştı'. Şu anki yaşam tarzımla baş edemeyeceğimi biliyordum.' diyerek ifade ediyor. Bir dönem kendi canına kıymayı da düşündüğünü söyleyen Zoraya, bir okul arkadaşının intihar etmesinin ardından, bu acı olayın kızın ailesi üzerindeki etkisinin onu caydırdığını söylüyor.
Kamuoyunun tepkisi ve Nisan ayında aldığı tepkiler, Beek üzerinde büyük bir stres oluşturdu. Çoğu yorumun ABD'den geldiğini söyleyen Beek, e-postalarda yer alan yanıltıcı bilgilerin ardından tüm sosyal medya hesaplarını da sildi.
'Her doktor her aşamada şunu söylüyor: ‘Emin misin? İstediğin zaman durabilirsin.' diyen Beek, gelen maillere de değindi; 'İnsanlar ‘Yapma, hayatın değerli’ diyordu. Bunu biliyorum. Diğerleri özel bir diyet veya ilaç gibi bir tedavileri olduğunu söyledi. Bazıları bana İsa'yı ya da Allah'ı bulmamı ya da cehennemde yanacağımı söyledi. Tam bir fırtınaydı. Bütün olumsuzluklarla başa çıkamadım.'
Ötenazi süreci, sağlık ekibinin Beek'in evine gelmesi ve ona sakinleştirici verilmesiyle başlayacak. Daha sonra kalbini durduracak ilaçlar verilecek ve komaya girene kadar bu süreç devam edecek. Beek, bu durumun kendisi için uykuya dalmak gibi olacağını ifade ediyor.
Ter Beek, bu durum karşısında bir huzur bulduğunu, ancak aynı zamanda suçluluk hissettiğini de belirtiyor. Ancak, bazen sevdiklerini bırakmanın gerektiğini de sözlerine ekliyor.
Arkasında bakıma, sevgiye muhtaç çocukları yoksa.. yapsın gitsin.. ne gibi bir acı çektiğini bilmiyoruz kınamamak lazım..
bizim ülkeye de gelse bu uygulama çok insan başvurur....
Ötenazi haktır. Ülkesinde yasal hakkını kullanmış. Doğarken bir seçim hakkına sahip değiliz. Ve maalesef bazı hastalık ve ruhsal acılar dayanılmaz hale gelebiliyor. Acısız ve huzurlu bir şekilde ölümü tercih etmesini yadırgamak yanlış.