4+1 senelik bir eğitim-öğretim dramı.
4+1 senelik bir eğitim-öğretim dramı.
-Şimdi sen ne okuyordum yavrum?
-Kimya teyzeciğim.
-He öğretmen olacaksın yani. İyi, iyi.
-Yok teyzeciğim öğretmenlik değil. Kimya bölümü. Kimyager olacağım.
-Mühendis mi olacaksın yani?
-Hayır teyzeciğim mühendis de olmayacağım. Direk bölüm. Kimya bölümü.
-2 yıllık mı o?
-Hayır 4 yıllık. 1 sene de hazırlık var.
-Olsun yavrum, olsun çocuğum. Okuyun da önemli olan o.
'Keşke daha başka şeyler okusaydın...'
-Neden öğretmenlik değil de bölümü peki?
-Çünkü ben birilerine bir şeyler öğretmekten ziyade, sürekli kendim bir şeyler öğrenmek ve mesleğimin peşinden gitmek istiyorum!
-Anlıyorum canım. Tabii ki... Kaç puan almıştın sen?
Binlerce sayfaya çalışıp gelsen de yine de cevaplayamayacağın sorular... Kitap açık yapılan ama kalem oynatılmayan sınavlar...
Bir şekilde atlatırsın onları da.
Bilimsel bir şeyler yapmaktansa çeviri yapmayla vakit harcarsın şimdi de.
Yüksek lisans yapman ve sonrasında araştırma görevlisi olarak kalman için onun onayına ihtiyacın vardır çünkü.
25 yaşındaysan ve hala evden para istiyorsan hayat gerçekten çok zor. 😞
Hiçbir gelir beklemeden araştırma yapıp bilgiye açlığını mı doyuracaksın? Yoksa yolu, yemeği, sigortası olan bir işe girip karnını mı doyuracaksın? Seçim senin.
Gelişmiş ülkelerde, bu bölümler en üst düzey bölümler olarak kabul edilirken, okuduğun bölüm, burada bir hayalet bölüm haline dönüşmüştür.
Sınav sistemine kurban gidip kimsenin tercih etmediği bölümler haline gelmişlerdir. Bilime meraklı olan insanlar bile artık o bölümün mühendisliklere yönlendirilmektedir.
Bir mühendisle, o dalın bölümünü okuyanlar arasında büyük farklar vardır. Bölümü okuyan teorik bilgiye ve bilginin gelişimine daha çok ağırlık verirken; mühendis, bilginin işlenebilirliğine ve pratik çözümler üretmeye ağırlık verir.
Bu yüzden pişman olmazsın. Çünkü öğrendiklerini başka bir bölümde öğrenmen mümkün olmayacaktır.
Yaşlı teyzenin dediği noktaya gelmişsindir işte. Sen okuduğun bölümü çok severken birden bir hengamenin içerisinde bulmuşsundur kendini ve kurtuluşu öğretmen olmakta ararsın.
Gelsin yeniden test çözme zamanları!
Sonuç itibariyle bu da olmaz ne yazık ki.
Sonuç itibariyle;
Sen 'Bilim insanı olacağım' diye düşlerken; işe gireceğin şirketler seni bir teknik elemandan farklı görmez.
Sen Araştırma Geliştirme yapmayı planlarken, üretimden çıkan plastik ürünün mukavemetini kontrol ediyor halde bulursun kendini.
Hayallerin çoktan suya düşmüştür anlayacağın...
Bir Fizikçi olarak her ne kadar 30'lu yaşlara gelip özel sektörün kucağına otursam da içimdeki o bilim aşkı hala sönmüş değil.. 2 yaşındayken tencerelere vurup "anne neden sesler aynı değil" diye sorgulayan ruhum alev almayı bekler. Bu enerjimi 5 ay sonra kucağıma alacağım kızım için kullanıcam :)
Sen kimyagere bir avuç pirinç verirsen, o sana bundan pilav yapar. Kimya Öğretmeni bu pilavın nasıl yapıldığını söyler. Kimya Mühendisi, yaptığın pilavı eşit derecede kaplara bölüp ambalajını yapar ve satar. Öf ya!
Bu içerik gerçekten çok sinir bozucu olmuş. Söylediğiniz bölümlerde okumak isteyen bir öğrencinin sırf bu içerik yüzünden şevki kırılacak. Ben Kimya okumak istiyorum, etrafımdaki neredeyse herkes iş bulamazsın falan diyor. Evet belki de bulamam ama sırf böyle bi ihtimal var diye hayallerimden de vazgeçecek değilim. Her şeyin bir çözümü vardır, ne olmak istiyorsanız o bölümü okuyun. Eğer gerçekten severek okursanız ve emek verirseniz hakettiğiniz yere geleceğinize eminim. Vazgeçmek yok💪🏻