Fiyatların Sabitlenmesi Enflasyona Çözüm Olur mu? Osmanlı'daki Narh Sistemi Geri mi Dönüyor?

Dün gündeme düşen bir ekonomik gelişme vardı. Türkiye'nin en büyük sorunu olan enflasyona çare arayan iktidar, Ak Parti MKYK toplantısında 'fiyat sabitleme' düzenlemesini görüşmüştü. Bilindiği gibi son dönemde KDV indirimleri ile fiyat artışlarını önüne geçilmesi amaçlanmış ama yüzde 61'i aşan tüketici enflasyonuna karşın üretici enflasyonu yüzde 115'e dayanınca tüketiciye yüzde 7 ila 10 aralığında değişen indirimler yansıyamamıştı. 

Söylemeden başlamayalım bu sistemin de KKM gibi uygulanmasının zor olduğunu, uygulanması halinde bir çok sıkıntı olacağını ve sonuçta halkın cebinden gideceğinin de ekonomistler yine altını çiziyor.

Fiyat sabitleme detayları burada👇

Ekonomi Kurmaylarından Yıl Sonuna Kadar Fiyat Değişmesin Önerisi: Hangi Ürünlerin Fiyatları Sabitlenecek?

Bu önerinin detayları tartışmalara neden oldu.

Serbest piyasa ekonomisini bozacağı düşünülürken, Osmanlı Devleti döneminde uygulanan 'narh' uygulamasına da benzetenler çokçaydı. 

Yorumlardan önce narh nedir diye bir bakalım:

Farsça kökenli nirh kökünden türetilen narh kelimesi, nirh'in 'bir ürüne ödenen ücret ya da biçilen değer' anlamından yola çıkarak, ilk kez halifelik döneminde uygulanmış ve bir mala yüksek oranlarda zam yapılmasını engellemek amacı taşımıştır. Osmanlı'da uygulanan 'narh' azami fiyat anlamına gelirken, devletin ekonomiye müdahale etme araçları arasında önemli yere sahipti. Narh sistemi, malların fiyat seviyesinin devlet tarafından belirlenmesi ve bunun üzerinde bir fiyatlamaya izin verilmemesi olarak açıklanabilir.

Km, nerede, nasıl, ne belli tadında bir soru yağmuru ile bu sabitlemenin üreticiyi desteklerken, halkı korumayacağını dinledik.

Bankacılık sektöründe üst düzey yöneticilik yapmış olan finansal danışman Ömer Rıfat Gencal ayrıca Deva Partisi yöneticilerinden bir isim olarak kendisine 'fiyat sabitleme sistemi'ni sormak istediğimizde biz o kadar çok soru sordu ki bir an şaşırdık. Gencal'ın soruları aslında ise bize değil sistemin fikir sahiplerine. Öncelikli olarak bu sistemin üretici tarafında sübvanse edilmesi gerektiğini, üreticinin sadece ürün girdi maliyetinin değil, ambalaj, pazarlama, dağıtım, tanıtım vb. bir çok maliyeti olduğuna değinen Gencal, 20 üründe tek bir ürünün dahi birçok marka tarafından satıldığı bir piyasada hangi şirketlerin, ne kadar, nerede, ne şekilde belirlenerek destekleneceğinin ise büyük birer soru işareti olduğuna değindi. 

Gencal, fikir sahiplerinin bu sektörlerde iş yapıp yapmadığını da merak ederek, sözlerini üretici tarafında enflasyona etkisi olmayacak olan bu girişimin sadece tüketici enflasyonuna geçişinin devlet tarafından desteklenmesinin de yine bütçeden olacağına dikkat çekerek bitirdi.

Piyasadaki sıkıntıların fiyatlara müdahale yoluyla çözülmeye çalışılması yerine üretimin artırılmasına dönük önlemlerle çözülmeye çalışılması hem fiyat ve piyasa mekanizmasının zedelenmesini hem de karaborsa doğmasını önler.

Ünlü Ekonomist Mahfi Eğilmez, birkaç yıl önce 'Piyasa Sisteminde Fiyatlara Müdahale' başlıklı yazısında şunları anlatıyor: 

Son zamanlarda Türkiye’de piyasa sistemine yine piyasa dışı yöntemlerle müdahale edilmeye başlandı. İlk bakışta piyasa serbest gibi görünmekle birlikte kamu otoritesi fiyatlara sözlü yönlendirmeler, polisiye önlemler ve idari cezalarla müdahale ediyor. Üstelik bu müdahaleler mal ve hizmet piyasasıyla da sınırlı kalmıyor, faizlerden kurlara kadar yaygın bir alanı kapsıyor. 1970’lerdeki Fiyat Kontrol Komitesi uygulamasına çok benzer bir uygulama olduğu için bir süre sonra bu baskılamanın karaborsaya dönüşmesi olasılığı oldukça yüksek.

"Zabıta tedbirleriyle fiyatlar kesinlikle düşmez."

Bir ay önce de Sözcü'de Çiğdem Toker AKP'den 'Elektriğin Alım Sürecine 'Narh'' yazısında, elektrik fiyatlarına getirilmesi konuşulan tavan fiyat uygulamasını 'narh' düzenlemesi olarak nitelerken, geçen yıl faiz indirimlerinin başladığı süreçte enflasyondaki hızlanmanın da görülmesi ile Independent Türkçe'den Abdülhakim Günaydın da Prof. Dr. Seyfettin Gürsel ile yaptığı görüşmeden şunları aktarıyor: 

Zabıta tedbirleriyle fiyatlar kesinlikle düşmez. Savaş ve olağanüstü koşularda zabıta tedbirlerine başvurulduğunu ifade eden Gürsel, 'Arz yetersiz ise fiyatlar artar. Türkiye'de böyle bir durum mu var? Belki bazı mallarda arz yetersizliğinden dolayı fiyat artışları oluyor. Böyle bir durumda da talebi kısmanız gerekir. Bu da karne sistemi gerektirir. Herhalde bunu hiç düşünmeden böyle iddialarla ortaya çıkıyor iktidar. Sonuçta fiyat artışlarının önemli bir bölümü belli ki maliyet artışlarından, maliyet artışlarının bir bölümü de döviz kurundaki artıştan kaynaklanıyor.

"Fiyatların polisiye tedbirlerle önlenecek bir yanı yok"

Ekonomist Mustafa Sönmez de, aynı yazıda tarımın çökertildiğini, gıda arzının daraltıldığını bunun da hem tarım hem de hayvansal ürünlerde maliyetleri yükselttiğini ifade ederken, 'Dolayısıyla burada tarım uzun soluklu bir rehabilitasyona tabi tutulmadığı sürece gıda arzı düşü olacak ve beraberinde de gıda fiyatlarında artış devam edecek. Bunun polisiye tedbirlerle önlenecek bir yanı yok' dedi.

Bir de o günlerde enflasyonun yıllık %19,58 oranında olduğunu hatırlatalım.

Karadeniz Teknik Üniversitesi İktisat Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yakup Küçüklale ise narh sistemini şu şekilde anlatıyor:

twitter.com

Sosyal medyada da uzmanların tartışmalarında farklı görüşler ortaya atıldı 👇

twitter.com

Bir de ekonomistlerin savaş döneminde kullanılan "gelirler politikası" tartışması var. Gelirler politikası nedir? Ücret ve fiyat kontrolleridir, en çok enflasyonla mücadele için kullanılır. Genellikle ücret ve fiyatların serbest piyasa seviyesinin altında belirlenmeye çalışılmasıdır.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir...

Dünyanın Her Yerinden Görünen Enflasyon Yaptık: Enflasyon Tüm Dünyada Yüksek Ama Bizimki Çamlıca Kulesi!
Cemre Yerine Zam Düştü: Nisan Ayının İlk 6 Gününde Gelen Zamların Tam Sıralı Listesi
Nerde Yanlış Yaptık? Enflasyonda, Faizden Para Basmaya İzlenen Yanlış Politikaları Ekonomistler Anlattı
Zeki Müren de Bizi Görecek mi: Enflasyon Düşünce Fiyatlara Ne Olacak?
Muasır Medeniyete Sebzeyle mi Ulaştık? Domates Endeksi Uçarken Tek Satılan Sebzeler Cep Yaktı!

Popüler İçerikler

Ortak Türk Alfabesindeki Yeni Harfler Nasıl Kullanılacak?
Dolce Gabbana’nın 1200 Liralık Keki: “Dubai Çikolatasından Sonra Ucuz Geldi”
10 Kasım 1938’de Hayatını Kaybeden Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Son Sözü "Aleykümesselam" Oldu
YORUMLAR
07.04.2022

Sonraki adım da Düyun-u Umumiye olsa gerek. Şimdi kurgusal bir tarihle Osmanlıcılık oynayan ecdat trolleri bunu da bilmez.

07.04.2022

ulan ileriye gideceğimize daha da geriye gidiyoruz 10 sene sonra ilk çağda görüşürüz brolar 🖐️

Geçiş Garantisi, İtibar Garantisi ve şimdi de Satış garantisi. O değil de Garanti bankası bile yabancılara satıldı diye biliyorum ben?

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ