Fiyatlamalardaki Oynaklıkla Algımız da Bozuldu: Enflasyonun Psikolojik Etkisi

Son günlerin en önemli konusu dünyada da Türkiye'de de enflasyon.

Türkiye'de resmi açıklanan enflasyon yüzde 36,08 olsa da, farklı hesaplamalar yapan bağımsız grup ve ekonomistlerin enflasyonu ise bunun 2 katından fazla. 

Bir de hissedilen enflasyon var. Kısaca yazın hava 35 derece olsa da nemden kaynaklı insanların bunu 3-5 derece daha fazla hissetmesi gibi

Sosyal medyada kaybolanlar çok ama önce bu fiyatlar algımızla nasıl oynuyor ona bakalım

Hissedilen enflasyon çok daha fazla.

Enflasyon hesaplaması en basit haliyle bir çok bölgedeki bir çok ürününün ortalaması gibi algılanabilir.

Bundan dolayı İstanbul gibi bir metropolde yaşayan kişiyle daha ücra bir bölgede yaşayan kişinin algısı aynı olmayabilir.

Herkesin kazancı yada herkesin kullandığı ürün ihtiyaçları da farklıdır.  Kısaca bir çay tiryakisi kahve fiyatlarıyla ilgilenmezken, kahve içmeden ayılamayanlar için son süreçte kahve fiyatları dünyada 11 yılın zirvesinde olduğundan enflasyonu farklı hissedecektir.

Pandemi sürecinin etkisi alt üst etti.

Bunlar mikro iktisadi farklılıklar olsa da son dönemde Türkiye'de fiyatlamalarda bir bozulma olduğu kesin. Bu bozulma nedir ve sosyal medyada nasıl yorumlanıyor?

Pandemi sürecinde ekonomilerdeki daralmaya karşın, Merkez Bankalarının politikaları piyasaları alt üst etti. Arz ve talep dengelerinin bozulması, iklim krizi kaynaklı dünyada felaketlerin artması ve gıda fiyatlarındaki değişim, enerji fiyatlarındaki artışların her ürüne etki etmesi, çip krizi ile başlayan süreçler ve akabinde pandemi sürecinde hafiflemenin getirdiği piyasalardaki açılma ile enflasyonist ortamın oluşması hepsi ayrı birer etken oldu. 

Türkiye'de bir de tüm bunların üzerine iç dinamiklerin kurlardaki etkisiyle aşırı oynaklık oluştu.

Beklentiler bozulursa fiyatlamalar da bozulur.

Analist Tuncay Turşucu fiyatlamaların nasıl oluştuğunu Dünya'da şöyle anlatmış:

Fiyat denen kavram arz ve talebin buluşması ile oluşur. Arz ve Talep ise ekonomik koşullara bağlı olarak gelişir. Bunun içerisinde en etkili olan faktör ise beklentilerdir. 

Ekonominin temel kuralıdır, beklentileri iyi yöneteceksin ve bozulmasına izin vermeyeceksin. Beklentiler bozulursa fiyatlamalar da bozulur. 

Enflasyon her kesimde etkili!

Prof. Selva Demiralp de faiz-enflasyon ikilisinin önde kurdaki sonra fiyatlamalardaki etkisini şöyle anlatıyor:

Kurdaki değer kaybı artık neredeyse günlük zamlarla hissedilir hale geldi. Üreticiler, değil bir ay, bir hafta sonra kurun geleceği seviyeyi bilemediklerinden fiyatlama yapamıyorlar. Bu durum bir yandan üretimi yavaşlatırken bir yandan da mevcut üretimin piyasaya sürülmesini zorlaştırıyor. 

Uygulanan politikaların sonucunda karşı karşıya kaldığımız yüksek enflasyon, toplumun tüm kesimlerinde derin yaralar açıyor. Sabit gelir grupları reel ücretlerin günden güne azalması karşısında ayakta kalabilmek için mücadele verirken emekliler yıllarca biriktirdikleri sınırlı birikimlerinin enflasyon karşısında erimesini çaresizlikle izliyorlar.

Fiyatlar yükselmeye devam edecek.

Ekonomist Esfender Korkmaz ise fiyatların neden düşmediğini şöyle açıklıyor:

Fiyatlar artmaya devam edecek, çünkü üretim maliyetleri yıllık TÜFE'nin üstündedir. Bunun nedenlerinden birisi de kur hareketleridir. Söz gelimi üretici ithal girdiyi 17 liradan temin etti ise, kur 11 liraya indi diye malını zararına mı satacak?

İktisat sosyal bilimdir. İktisadi ajanların, üretici ve tüketicinin içinde bulundukları sosyolojik ve psikolojik durumları da onların tercihlerinde etkili olur.

Fiyatlar yapıştı bir kere.

Enflasyonda yükseliş beklentisi sürüyor. Uzmanlar henüz zirvenin görülmediğini belirtiyor. Yabancı kurumlar Türkiye'nin enflasyon beklentilerini güncelliyor. 

Bir de fiyatlarda düşüşlerin kolay olmadığı biliniyor. Buna 'yapışkan fiyat' deniyor.  

İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Ekonomist Prof. Dr. Cem Başlevent piyasada konuşulan ‘yapışkan fiyat’ tanımını şu sözlerle açıklıyor:

Fiyatlar bir kere bir düzeye çıktığı zaman satıcılar onun altında fiyatları kabullenmiyor. Gerekirse birkaç ay ya da yıl beklemeyi kabulleniyorlar. Ama fiyat kırmayı kabul etmiyorlar. Yapışkan fiyattan kasıt bu.

Fiyatların bir kısmı da psikolojik

Tüm bu bilgiler ışığında fiyatlamalardaki bozulmaların önce ekonomik ardından psikolojik olduğunu anlıyoruz.

Beklentilerin değişmesi, piyasada istikrarın sağlanması ve güven ile oluşacak gibi görünüyor. 

Peki beklentiler bu durumdayken sosyal medyada algısı bozulanlar neler diyor?

Mahfi Eğilmez'e telefonunu çıkar diyen bize ne demez?

Neyin fiyatı normal bilemiyoruz.

Fiyatı değişmedi diye sevindiklerimiz

Para neydi? Gerçek miydi?

Her an her şey olabilir! Siz yine de fiyatları dikkatli okuyun.

Dolar 3 ay önce 9 lira bile değildi.

Neye üzülelim?

Artık özürlerimiz aylık hatta haftalık

Çıkar telefonunu amcalar duymasın

Daha pahalıya gelmeyecekse evde yiyin!

Siz yine de adisyona bir bakın!

Maaşını dolarla mı alıyorsun?

Peki siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Yorumlarda buluşalım

Popüler İçerikler

Yarışmaya Katıldıktan Sonra Başından Vurulan Mutlu Kaya'nın "Başardım" Paylaşımı Duygulandırdı!
TÜİK, Ekim Ayı Enflasyonunu Açıkladı: Yıllık 48,58'e Geriledi! Kira Zam Oranı da Belli Oldu
Dünya Galatasaray'ı Konuşuyor: Galatasaray'ın Tottenham'ı 3-2 Yenmesi Dış Basında Yankı Uyandırdı!
YORUMLAR
07.01.2022

Sürekli hesap kitap yapan biri olarak ben bir ara "11 mi yoksa 13 mü büyüktü" diye ciddi ciddi sorguladım. Dolar 11 TL 'den 13 TL 'ye çıkınca "dolar düşmüş" dedim. O derece kafam yandı son dönemde...

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ