Ekonomik kriz dönemlerinde girişimcilerde artan kaygı düzeyleri, Harvard Business Review’a göre çalışanlara kıyasla %40 daha yüksek seyrediyor. Çünkü bir girişimci yalnızca kendisini değil, ekip arkadaşlarını, müşterilerini, tedarik zincirini ve bazen de ailesinin geçimini yönetiyor.
Bir soru çok önemlidir. Tüm dış gürültü artarken, içimizde sessizliği nasıl koruyabiliriz?
Zihinsel dayanıklılık, her sabah yüzünde gülümsemeyle uyanmak ya da hiçbir şeyden etkilenmemek değildir. Aksine, etkilendiğini fark etmek ve buna rağmen dengeye geri dönebilme becerisi demektir.
Birçok girişimcinin düştüğü yanılgı, bu süreçte 'daha fazla çalışarak' krizi aşacağını düşünmesidir. Oysa asıl ihtiyaç, zihni yavaşlatmak, bedeni dinlemek ve iç sesle yeniden buluşmaktır. Çünkü dış dünyada ne kadar fırtına varsa, içeride bir o kadar merkezlenmeye ihtiyaç vardır.
Fırtınada Sakin Kalmak, Denge Arayışı
Girişimcilik, zihinle yapılan bir strateji oyunu olduğu kadar, ruhla sürdürülen bir yolculuktur. Ekonomik göstergeler ne kadar kötüleşirse kötüleşsin, içsel merkezini kaybetmeyen bir girişimci, paniklemeden yönünü tayin edebilir.
İşte birkaç yol işaretçisi:
Duygusal regülasyon: Kriz zamanlarında önce nefes almayı hatırlamak gerekir. Meditasyon, nefes çalışmaları ve dijital detoks gibi pratikler, karar kalitesini artırır.
Günlük anlam yaratma: “Bugün neye katkı sundum?” sorusu, zihni dış koşulların kıskacından içsel bir tutarlılığa taşır.
Topluluk desteği: Yalnız olmadığını fark etmek, girişimcinin dayanıklılığını artıran en önemli unsur olabilir. Paylaşan ruh, tükenmez.
Yavaşlamak: Kriz zamanları, bazen büyüme değil, hayatta kalma dönemidir. “Ne yapmalıyım?” sorusundan önce, “Ne yapmam gerekmiyor?” sorusunu sormak gerekir.
Ekonomik krizler, dış dünyada olanları kontrol edemeyeceğimizi açıkça gösterir. Ancak kontrol edebileceğimiz başka bir alan vardır, iç dünya.
Girişimcilikte başarı sadece stratejik akılla değil, ruhsal dirençle de şekillenir. Bu direnç ise alışkanlıklarla, farkındalıkla ve zamanla inşa edilir.
İşte kriz döneminde içsel dengenizi yeniden kurmanıza yardımcı olabilecek bazı temel yaklaşımlar:
1. İç Gürültüyü Azalt: Sessizlikle Barış
Her gün 10-15 dakikalık bir sessizlik pratiği, zihinsel karmaşayı yatıştırır. Bu bir meditasyon, nefes çalışması ya da sadece gözleri kapatıp içe dönme anı olabilir.
Özellikle kriz zamanlarında dış sesler çoktur, haberler, yorumlar, tavsiyeler...
Ancak en doğru yönü gösteren pusula içimizdedir. Onu ancak sessizleşerek duyabiliriz.
Sessizlik, yalnızca bir eksiklik değil; içsel bilgeliğin sesi olabilir.
2. Bedeni Dinle: Kriz Zamanlarında Zihin Bedenle Konuşur
Zihinsel tükenmişlik, çoğu zaman bedende kendini belli eder: sırt ağrısı, mide problemleri, kasılmalar, uykusuzluk… Bu belirtiler “devam etme biçimin” sürdürülebilir olmadığını fısıldar.
Günde 10 dakikalık bir yürüyüş, bir bardak su eşliğinde bilinçli yavaşlama ya da küçük bir esneme bile sinir sistemini regüle etmeye yeter.
Bedenin ritmine saygı duymak, zihin için de bir şifa kapısıdır.
3. Anlam Bağını Yeniden Kur
Kriz dönemlerinde sadece “nasıl ayakta kalırım” değil, “neden devam ediyorum?” sorusunu da sormak gerekir.
Yaptığın işin neden seni heyecanlandırdığını, hangi insana dokunduğunu, topluma nasıl bir katkı sunduğunu kendine tekrar hatırlat. Bu “anlam bağlantısı”, dış koşullar bozulduğunda bile seni içeriden ayakta tutar.
Bir deftere şu üç soruyu yazarak haftada bir cevaplaman bile yeterlidir:
Zor zamanlar güçlü zihinler yaratır, ama güçlü zihinler sessizlikte büyür.
4. Sadece Yol Değil, Durak da Planla
Girişimciler her zaman “ileriyi” planlar. Ancak kriz zamanlarında, durma alanları yaratmak daha da önemlidir.
Dinlenme, yeniden düşünme, kabullenme ve gerektiğinde yön değiştirme hakkını kendine tanı. Zorlanmadan üretmek, çabalamadan da var olmak mümkündür.
Bazen büyüme, sadece genişlemek değil, derinleşmektir.