Arama motoruna 'Finlandiya vizesi nasıl alınır?' yazdığınızı görür gibiyim 😂
Arama motoruna 'Finlandiya vizesi nasıl alınır?' yazdığınızı görür gibiyim 😂
Finlandiya topraklarının %70'i ormanlar ile kaplıdır. Doğa ile iç içe olmayı seven Finlandiya halkı kendini eve kapatmak yerine, vakitlerini doğa yürüyüşü ve bisiklet sürmek gibi doğa sporları yaparak geçirirler.
Göllerin ülkesi olarak da bilinen Finlandiya, yaklaşık 10.000 yıl önce sona eren buzullaşmanın etkisiyle bu devasa su kaynaklarına sahip olmuştur. Göllerden temin edilen su o kadar saftır ki işlem gerektirmez ve insanlar musluklardan rahatlıkla su içebilir. Finlandiya'daki neredeyse her restaurant, istemeyi unutsanız bile size 1 şişe su vermeyi teklif edeceklerdir.
Finlandiya'da ebeveynler, çocukları için her ay yaklaşık 100 € ödenek alırlar. Çocuk yardımları, çocuk 17 yaşına gelene kadar her yıl artarak aileye ödenir. Çoğu aile bu yardımı harcamak yerine çocuklarının geleceği için biriktirirler. Buna ek olarak, çocuk sahibi olduktan sonra her aileye devlet tarafından içinde kıyafet, çocuk bezi ve oyuncak gibi 64 farklı ürünün bulunduğu yardım kutuları temin edilir.
İtalya başbakanı Silvio Berlusconi, 'Fin mutfağını beğenmiyorum.' diye açıklama yapmasının ardından 3 yıl sonra, pizzasıyla nam salan İtalya'yı sollayarak, Finlandiya uluslararası pizza yarışmasını kazanmıştır.
Döngüsel ekonomiye bağlı kalarak, Finlandiya minimum atık ile tüm kaynakların kullanımını mümkün kılmaktadır. Kentsel atıkların %99'u geri dönüştürülmekte ve sonrasında enerji üreten firmalara yollanmaktadır. 10 plastik şişeden 9'unun geri dönüştürüldüğü Finlandiya için geri dönüşümün kalesi demek doğru olacaktır.
Finlandiya polisini ayrı kılan özellik; diğer ülkelerdeki gibi birkaç ayrı yapı olmalarından ziyade tek bir oluşum olmalarıdır. Bunun nedeni, polisi etkilemeyi ve elinde tutmayı isteyen grupların olası girişimlerini önlemek içindir. Bu karar Finlandiya hükümetinin en iyi kararlarından olduğu ise halkın %90'nın polise güveniyor olması ile kanıtlanmaktadır.
Spor, Finlandiya halkının ayrılmaz parçasıdır. İyi bilinen spor türlerinden ziyade eş taşıma, cep telefonu fırlatma, sivrisinek avı ve hayali gitar çalma gibi farklı spor türleri de oldukça yay
2010 yılından bu yana, Finlandiya internet erişiminin vatandaşlık hakları listesinde yer almasını sağlayan ilk ülke olmuştur. Finlandiya hükümeti internet bağlantısı olmayan vatandaşlara yüksek hızlı internet kullanımı hakkı verilmesini zorunlu kıldı. Diğer ülkelerin korsan yayıncılığa karşı önlem almak için yüksek hızlı internet kullanımını yaygınlaştırmak istememesine karşılık Finlandiya hükümeti, internet kullanımının insanların çalışma hayatlarında gerekli bir unsur olduğunu kabul etmiştir.
Finlandiya hükümeti, babaların çocuklarıyla daha fazla vakit geçirmelerini sağlayacak bir dizi yasa eklemiştir. Babalara 9 hafta süren izin verilebilir ve bu süre zarfında maaşlarının %70'ine yakını temin edilir. Böylece, Finlandiya babaların da çocuk bakımında büyük payı olması gerektiğini vurgulayan bir ülke haline gelmiştir.
Uluslararası Kahve Derneği'ne göre, her bir Finlandiyalı yılda yaklaşık 12 kg kahve tüketmektedir. İş yerinde ve okulda kahve molası ise bir Finli için kutsal sayılmaktadır.
Finlandiya'nın Lapland bölgesindeki Joulupukki (Noel Baba'nın evi) yıl boyunca Noel Baba'yı ziyaret etmek isteyenler için açıktır. Finli Noel Baba'nın hatta medeni durum kısmının 'evli' olarak yazdığı bir pasaportu bile bulunmaktadır.
Finlandiya'nın eğitim sistemi ileri seviyede İngilizce ve Fince sağlamaktadır. Devlet kurumlarındaki eğitim okullarda ve üniversitelerde Avrupa vatadaşlarına ücretsiz eğitim sunmaktadır. Finlandiya eğitimi, başarısı ile dünya'nın en iyileri arasında yerini almaktadır.
'Sisu' kelimesi genellikle stoik kararlılık, cesaret ve zorluğa direnme olarak tercüme edilir. Sisu tamamen sakinlik, hayat enerjisi, güç ve duygusal güç kontrolüdür. 20 yüzyılda Finlandiya'da çıkan bu konsept, ülke vatandaşları için kendilerine özgü bir yaşam biçimi haline gelmiştir. Çocuk gelişiminde ise Sisu, çocuğa her şeyi tek başına yapabileceğini gösterir.
Ben de 6 yildir Finlandiyada yasiyorum benim deneyimlerim asagida yazilanlardan farkli. Su cok ucuz ve ucretsiz, sise yanlis yazilmis. Vahsi kapitalizm hakim falan degil, herkese issizlik maasi var egitim ucretsiz. Herkes polise guveniyor. Polisin bazi konularda deneyimsiz kaldigi dogru cunku bir olay yasanmiyor:) bir sey calindigi zamanda sigorta karsiliyor. Özel liseye giden hic duymadim. Herkes devlet okuluna gidiyor. Helsinkide bir okul ile kuzeyde bir köy okulu arasindaki kalite farki cok az. Helsinki, Turku Aalto universitesi dunyada 1000 e girenler arasinda. Zaten topu topu kac tane universite var burada? Benim tanidigim babalar haklarini kullaniyorlar, yuzme havuzuna parka gidince babalari göruyorsun. Alkol kullanimi yuksek, ama azaliyor. Aile ici siddet bir cok ulkeden daha az. Kahve konusunda bir markasi dunyanin en iyi kahvesi olarak secildi. Onlara da bizim cayimiz farkli geliyordur. Su anda turkiyede deli gibi filtresiz kahve trendi var, ictikleri bildigin Fin kahvesi :)
Cidden nerden uyduruyorsunuz anlamıyorum. 9 yıldır Finlandiya'da yaşıyorum, bu yazılanların neredeyse hiçbiri pratikte işlemiyor. Ücretsiz su kaynağı bi yana, şu sıralar su kaynaklarını özelleştirmeye çalışıyorlar! Vahşi kapitalizm elbet burda da hakim. Hiç öyle bedava şişe su falan da verilmiyor. İstersen musluktan verirler. Kimsenin polise güven duyduğu falan da yok. Fin polisi aşırı deneyimsiz ve çok hata yapıyor. Eğitim sistemi yalnızca ilköğretim seviyesinde iyi, özel liseler öğrenci kapmak için bi taraflarını yırtıyor. Üniversite eğitimi de hiç öyle iyi falan değil, bizim en iyi 3 üniversitemizle karşılaştırıldığında (ayrıntılı bilgi için özelden yazabilirsiniz). Babaların çocuklarıyla vakit geçirmesi için izin hakkı var ancak bu izni kullanan pek yok. Aile içi şiddet ve alkol kullanımı çok yüksek. Ayrıca burada kahve diye içtikleri gerçekten aşırı kalitesiz ve lezzetsiz bişey. Bizim çay içtiğimiz kadar bu leş kahveyi içiyorlar evet.
Savunma sanayiine milyarlarca dolar harcamak zorunda değiller, buz gibi bir yerde yaşıyorlar, nüfus az, etnik olarak çeşitlilik olmadığı için iç sorunları daha az. Tabi bu orada yaşamak istemeyeceğim anlamına gelmez. Sadece bazı konularda şanslı olduklarını söyleyebilirim.