Keynes teorisi, ekonominin temel teorilerinden biri. Klasik teoriye karşı gelen Keynes teorisinin ne olduğunu ve temel ilkelerini merak ediyorsanız içeriğe buyurun!
Keynes teorisi, ekonominin temel teorilerinden biri. Klasik teoriye karşı gelen Keynes teorisinin ne olduğunu ve temel ilkelerini merak ediyorsanız içeriğe buyurun!
İngiliz ekonomist Keynes, Büyük Buhran sırasındaki durumu anlamak ve çözmek için bu teoriyi geliştiriyor. O zamanki teoriler bu durumu açıklayamamış ve çözememiş. Keynesyen teori sayesinde 1929 bunalımından çıkılabilmiş.
1936 yılında yazdığı eserinde teorisini anlatıyor.
Ona göre ekonominin müdahale edilmeden kendi başına düzelmesi mümkün değil. Tam istihdam düzeyinden uzaklaşan ekonomi klasik teoride kendiliğinden tekrar dengeye dönebiliyor. Bunun bir sonucu olarak klasik teoride devlet müdahalesi kabul edilmiyor.
Klasik teoride bu durum için herkesin bildiği “bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” deyişi kullanılıyor.
'Görünmez El' olarak adlandırılan kavramla ekonomi düzene sokuluyordu. Ama yaşanan ekonomik gerileme ile bu teorinin rafa kalkma zamanının geldiği anlaşıldı. Çünkü Büyük Buhran'la birlikte yatırımın azlığı sonucunda yüksek işsizlik sorunu ortaya çıkıyor ve bir türlü düzelme sağlanamıyor.
Bu dönem boyunca ve sonrasında ekonomi kendi başına tam istihdama ulaşamıyor. Yani klasik teori sorunu çözmede yetersiz kalıyor. Keynes ise bu dönemde talep yönlü bir teori ortaya koyuyor. Bu teoride harcamaları artırarak milli gelirin artırılması ve işsizlik oranının azaltılması hedefleniyor.
Keynes'in teorisinde devlet müdahalesiyle ekonominin düzeleceği öngörülüyor. Talep arzdan az olursa işsizlik ortaya çıkıyor. Bu yüzden yapılması gereken talebi artırmak. Yatırımlar artırılırsa tam istihdam koşulları oluşacağı için ekonominin düzelmesi bekleniyor.
Bu durumu anlatan sözü ise şöyle: 'Hükümetler iktisadi sorunları piyasanın uzun dönemde çözmesini beklemek yerine kısa dönemde piyasaya müdahale ederek çözmeliler. Çünkü uzun dönemde hepimiz ölüyüz'
Bu teoriye göre ekonominin düzenlenmesi ve dengede durması için devlet müdahalesi şart. Bu teoride itici güç ise hane halkları, işletmeler ve hükümet tarafından yapılan harcamaların toplamı yani toplam talep.
Hükümetlerin yapması gereken böyle durgunluk dönemlerinde mali politikalarla ekonomiye müdahale etmek. Eğer özel sektör harcama yapmamak için yatırımları azaltıyorsa bunu canlandırmak için para arzını artırmak gerekiyor.
Emeklilik, eğitim gibi nedenler dışında tasarruf etmeye karşı çıkan Keynes'e göre ekonomi için tasarruf tehlikeli bir şey. Durgun para demek olan tasarruf, ekonomiyi de duraklatabilir.
Çünkü bir ekonomide mal ve hizmet çıktısı için 4 unsur gerekli. Bunlar;
Tüketim
Yatırım
Net ihracat
Devlet alımları
Talepte artış, bunlardan biri nedeniyle olabilir. Ama bir durgunluk varsa bu, harcamalar azalmış demek oluyor. Yani tüketicilerin ürün almaması anlamına geliyor. Bunun sonucunda da talep azalıyor. Talebin azalması yatırımın azalmasını tetikliyor ve sonuç olarak işizlik artıyor.