Final sezonu yaklaşırken son birkaç haftayı Game of Thrones izleyerek geçirdiyseniz, eminiz siz de sanki olan olayların hiçbirini daha önce izlememiş gibi bir şaşkınlık yaşamışsınızdır.
The Chive kaynaklı içeriğimizde 7 sezon boyunca olan şaşırtıcı şeylerden birkaçını sizlere tekrar hatırlatacağız. Fakat çok fazla ölüm olduğu için, mümkün olduğunca ölümlere girmeyeceğiz.
Spoiler içerir!
İlk bölüm, bütün dizinin ortamının oluşmasında büyük bir rol oynuyor. İnsanlar idam ediliyor, canavarlar var, kraliçe erkek kardeşine aşık ve bu aşkı korumak için her şeyi yapmaya hazır! Her şeyin içine 7 yaşındaki bir çocuğu öldürmeye çalışmak da dahil.
15 yaşındaki Daenerys Targaryen ile ilk karşılaşmamız abisi tarafından vahşi bir kabileye satılması ile oluyor. Tabii Daenerys'in sert bir kadın haline gelmesi çok zaman almadığı için, güçlü bir Khaleesi olduğunu kanıtlamak için koca bir at kalbini yediği sahneyi aynı sezon içinde görüyoruz.
Kimseye güvenmememiz gerektiği konusundaki ilk gerçek dersi Serçe Parmak'tan edindik. Bu bölümdeki ihanetiyle, Catelyn Stark'ın çocukluk arkadaşı ve Eddard Stark'ın müttefiki sandığı kişinin aslında beş para etmez olduğunu görüyoruz.
Kızıl Kadın Melisandre'nin dizi boyunca bize birkaç kez 'oha artık ama' dedirttiğini hepimiz biliyoruz. Fakat böyle hissetmemize neden olan anlardan ilki muhtemelen mağaranın birinde gölgelerden oluşan bir şeytan doğurduğu an olsa gerek.
Çılgınateş. Daha fazlasını söylemeye gerek var mı? Açık konuşalım, böyle eski bir çağda yaşayan dünyanın ilk atom bombasını atanın Tyrion ve Bronn olması çok da beklenen bir şey değildi.
Bu bölümde ilk kez ölüler ordusunu ve bir Akgezen'i inceleme şansı bulmuş olsak da, Daenerys'in Ölümsüzler Evi'nde gördükleri gerçekten aklımızda kalanlardan olmuştu.
Daenerys'in daha önce Kızıl Kale'yi ve Demir Taht'ı görmediği düşünülürse, karlarla kaplı ve Gece Kralı'nın kendi ejderhasının olduğu bu sahne, geleceği yansıtıyor olabilir.
3. sezon tamamen kayıplarla alakalıydı ve içlerinden en beklenilmeyeni ise Jaime'nin elini kaybedişi olabilir...
Ramsay gerçekten hastalıklı bir karakterdi, öyle ki Joffrey'i geride bırakmayı bile başarıyordu denebilir. Theon'un vücudundan parçalar kesip yiyormuş gibi yaptığı sahneyi izlemek gerçekten zordu...
Bu listemize ölümleri dahil etmeyecek olsak da, Kızıl Düğün'ü es geçmek gerçekten zor! Starklar'ın her şeyi kaybettiği bölüm bu bölüm. Rob, eşi ve gelecekteki çocukları, Catelyn, savaş, Kuzey, Bozrüzgar... Üstüne bir de Arya'nın tüm bunları acı içinde izlemesi... Rob'un vücuduna dikilmiş Bozrüzgar'ın başı...
Arya'nın Tazı'nın acısına son vermek yerine onu ölüme terk etmesi gerçekten üzücü bir sahneydi. Birbirine oldukça yaklaşmış olan bu ikili, Arya'nın ondan nefret etmesine ve arkadaşını öldürdüğü için onu öldürmek istemesine rağmen son bir buçuk sezonu birlikte geçirmişlerdi.
Fakat buna rağmen Arya'nın Tazı'yı listesinden silmeyip acı çekmeye terk etmesi, Arya'nın içindeki çocuğun tamamen öldüğünü ve acımasız bir katile döndüğünün göstergesiydi.
Kara Kale Savaşı gerçekten eşsiz ve sadece tek bir olayı konu alan sayılı bölümlerden biriydi. Yabanılların savaşmasını izlemek de bir o kadar harikaydı. Devler ve okları, mamutlar ve Grenn ile dostlarının kapıyı tutmak için savaşışları... Dizide gördüğümüz ilk savaşlardan biri olmasına rağmen bizde iz bırakan bir savaştı.
Bu bölümde Craster'ın oğullarına ne olduğunu öğrenmiştik ve gerçekten korkutucuydu!
Çetin Ocak sahnesi Ak Gezenlerin ve ölüler ordusunun gücünü tam olarak gördük diyebileceğimiz ilk bölümdü. Ordudaki asker sayısı, Gece Kralı'nın onlar üzerindeki gücü ve ölülerin yeniden hayata dönüşü gerçekten şok ediciydi.
Bu listeye ekleyeceğimiz sayılı ölümlerden biri tatlı prenses Shireen'inki. Tüm hayatını bir zindana tıkılmış şekilde geçiren küçük kız, az acı çekmemiş gibi bir de anne babasının taht sevdası üzerine canlı canlı yakıldı. Attığı çığlıkları dinlemek gerçek anlamda acı vericiydi.
Cersei tam anlamıyla bir şeytan olsa da, Kral'ın Şehri'nde sokaklar boyu çıplak şekilde yaptığı kefaret yürüyüşünü izlemek gerçekten zordu. Yetmiyormuş gibi bir de bu sahne 6 dakika sürüyor ve vicdan azabı ile 'iyi oldu' demek arasında kalıyorsunuz.
Hodor'un ölümü, ölümlerle dolu olan bir dizi için çok şaşırtıcı değildi. Şaşırtıcı olan Bran'ın güçlerinin sonuçlarını fark etmemesi ve genç Willis'i Hodor'a çevirecek hareketlerde bulunup, koca devin tüm hayatını değiştirmesi ve Hodor'un bunu bile bile ölüme gitmesiydi.
Winterfell Savaşı'nın ne kadar güzel bir sahne olduğu konusunda itirazı olan var mı? Çekimi tam 25 gün süren bu sahnede 600 ekip görevlisi, 500 figüran çalışmış ve 70 at kullanılmış.
'Hass...' dedirten bir sahne daha. Arya'nın öldürme yeteneğini zekası ve acımasızlığıyla birleştirdiğinde olan şeyleri görmüştük fakat bu kadarını biz bile tahmin edemezdik! Walder Frey'in oğullarını öldürüp, turta yapıp bir de Walder Frey'e yedirmek ha! Bu kızı Ned Stark yetiştirmiş olmasa gerçekten bir seri katil olurmuş.
Bu bölüm birçok şeye sahne oluyor. Öncelikle Ned Stark'ın 'piç' oğlu Jon'un aslında ne 'piç' ne de Ned Stark'ın oğlu olduğunu öğreniyoruz. Kendisi aslında gizlice evlenen Lyanna Stark ve Rheagar Targaryen'in oğluymuş. Gerçek ismi ise Aegon Targaryen'miş! Bu durum onu Demir Taht'ın asıl varisi yapıyor.
Aynı bölümde Gece Kralı'nın ölen ejderha Viserion'u canlandırdığını gördüğümüz yetmiyormuş gibi, bir de Sur'u yıkıp muhtemelen Tormund'u öldürdüğünü, bir de üzerine Westeros'a ordusunu yürüttüğünü görüyoruz.
Fakat tüm sezonlar arasında belki de en çok şok eden, geriye kalan tüm Stark çocuklarının hayatta ve birlikte yuvalarını korumaya çalıştığını görmekti. Çektikleri onca acının ardından, hiçbirimiz bunun bir an için bile mümkün olduğunu düşünmemiştik.
Bir efsane sona erecek ileride bu diziden esinlenelerek ne filmler ne diziler yapılacak ama hiçbiri aslı kadar iyi olmayacak
Khaleese nin yedigi at kalbinin aslında katkı boyalı jelibon oldugu gerçegi :)
akgezenler, istanbul ve ankara'da olduğu gibi mağlubiyeti tadacak :) ne de olsa halın %50'ini temsil ediyorlar