Özellikle son yıllarda yaygın olarak tüketilen filtre kahve, Dünya'nın her bir yanındaki kahve severlerin damak tadına uyum sağlamasıyla popülerlik kazanmıştır. Filtre kahvenin tam anlamıyla ne olduğunu ve bizlere sağladığı faydaları ve zararları hep birlikte öğrenmek ister misiniz?
18. yüzyılın başlarında filtre kahve ortaya çıkmıştır. Son yıllarda ismi daha bilindik hale gelse de o zamanlar Fransızlar ve Hollandalılar filtre kahve gelişiminde etkin bir rol oynamışlardır. Sabahlarımızın vazgeçilmezi olan filtre kahve olmasaydı neler olabileceğini düşünebiliyor musunuz?
Almanya'da yaşayan Melitta Benz tarafından bulunan filtre kahvenin ortaya çıkmasının sebebi normal kahveleri içerken ağza gelen telvenin rahatsız etmesidir.
Önce basit bez filtreleriyle demlenirken geliştikçe filtre kahve makineleri oluşmuştur. Filtre kahve demleme stilleri zaman geçtikçe çok yol kat etmiştir.
Filtre kahve, filtre kağıdının üzerine koyulmuş çekilmiş kahvenin üzerine yavaş yavaş sıcak su eklenmesiyle yapılır. Su dairesel hareketlerle kahvenin üzerinde gezdirilir ve tamamen süzülene kadar beklemelisiniz. Süzüldükten sonra telvesiz filtre kahveniz hazır olacaktır.
Filtre kahve yöntemi, diğer kahve demleme yöntemlerine göre daha hafif ve daha az acı olan temiz ve dengeli bir yöntemdir. Diğer kahvelere göre daha pürüzsüz ve ölçülü bir kıvamı vardır.
Zengin antioksidan: İçeriğinde bulunan fazla miktarda antioksidan ile vücuttaki zararlı serbest radikalleri nötralize eder. Filtre kahvenin içeriğindeki antioksidanlar genel sağlığa faydada bulunur ve kronik hastalık riskini azalmaya yardımcı olur.
Fiziksel performans: Filtre kahvedeki kafein, sinir sistemini uyararak ve adrenalin seviyesini arttırarak fiziksel performansı etkileyebilir. Fiziksel performansın artması, egzersiz esnasında daha iyi dayanıklılığa yol açar.
Azaltılmış hastalık riski: Ölçülü ve düzenli bir şekilde filtre kahve içmek, tip 2 diyabet, Parkinson hastalığı ve bazı kanser türlerinin risklerini azaltmaya yardımcı olacaktır.
Gelişmiş beyin fonksiyonları: Filtre kahvenin içeriğinde bulunan kafeinin, beyin fonksiyonlarının gelişimine de katkısı vardır. Uyanık kalmayı, konsantrasyonu ve bilişsel işlevleri geliştirebilir, bu durumda filtre kahveyi bilişsel destek arayanlar için popüler bir tercih haline getirir.
Uyku bozukluğu: Diğer kahvelerde dahil olmak üzere aşırı derecede filtre kahve tüketmek uykusuz kalmaya ve uyku düzeninin değişmesine sebep olabilir. Filtre kahvedeki kafeinin uyarıcı etkisi vücudun düzenli uyku dengesine etki ederek uykuya dalma ve uykuda kalma gibi durumları zorlaştırabilir.
Anksiyete: Kişiden kişiye bağlı olarak kafein hassasiyeti değişmektedir. Bazı kişilerde filtre kahve içtikten sonra, kaygı, huzursuzluk ve sinir gibi durumlar gözükebilir. Bu etkileri gözlemlediğiniz zaman filtre kahve içmeyi bırakmalısınız çünkü bu durumlar günlük yaşamınızı etkiler.
Sindirim sorunu: Bazı insanlara filtre kahve dokunabilir ve mide rahatsızlığı, bağırsak rahatsızlığı ve asit akışı gibi rahatsızlıklarla karşı karşıya kalabilirler.
Bağımlılık: Düzenli bir şekilde filtre kahve tüketimi, bağımlılığa yol açabilir ve bu durumda filtre kahve alımının azalması halinde baş ağrısı, sinir ve yorgunluk gibi yoksunluk belirtileriyle karşı karşıya kalırlar.
Espresso: Espresso koyu ve sert bi kahveyken, filtre kahvenin ona oranla daha yumuşak bir tadı vardır. Espresso daha ayılmak için içilen bir kahveyken filtre kahve daha keyif kahvesi olarak adlandırılabilir.
Cold brew: Cold brew uzun süre yapılırken filtre kahve daha basit ve çabuk tüketilebilen bir kahvedir. Aynı çekirdek olsa da tatları, birleştirdiğiniz malzemeler ve demleme yöntemleriyle birbirlerinden farklı deneyimler sunarlar.
Türk kahvesi: Türk kahvesinin çekirdekleri filtre kahveye oranla daha ince öğütülmüştür ve herhangi bir makine ya da bez ile süzme gerektirmez. Aralarındaki en temel fark hem tatları hem de kahve çekirdeklerinin öğütülme incelikleridir.