Mahallemizin dostu Örümcek Adam, dünyayı kötü adamlardan ve varlıklardan kurtarabilecek güçlere sahip olabilir. Peki tüm bu güçleri gerçek hayattaki örümceklerin becerileriyle bağdaşıyor mu? Bir anakrologun (örümcek bilimci) bu soruya verdiği cevabı merak ediyorsanız içeriğimize buyurun. 👇
ABD'deki Burke Müzesi'ni müdürü ve aynı zamanda anakrolog olan Rod Crawford, birkaç hafta önce çıkan son Örümcek Adam filmi olan Eve Dönüş Yok’un ardından ağ atan kahramanımızın güçlerinin gerçek hayattaki örümceklerle olan bağlantısını inceleyerek kurguyla gerçeğin ne kadar örtüştüğü üzerinde durdu.
Crawford ağ konusunda, “Öncelikle bazı Örümcek Adam filmlerinde kahramanımızın ellerinden ağ atabildiğini görüyoruz. Gerçek örümcekler ağlarını kuyruk sokumlarındaki uzantılar olan memeciklerinde üretir. Yani ağ üretme yeteneğine sahip olan bir insanın ağlarını poposundan atması gerekirdi.' diyor.
Dolayısıyla örümceklerin yeteneklerine sahip olan bir insan da ağırlığının kat kat fazlasını kaldırabilirdi. Ancak Crawford bu fikre şüpheyle yaklaşıyor. Bir nesnenin boyutu orantılı olarak arttığında, yeni hacminin çarpanının küpüyle, yeni yüzey alanının da çarpanın karesiyle orantılı olacağını belirten kare küp yasasının geçerli olması gerektiğini düşünüyor.
'Güç, boyutla doğrudan ölçeklendirilmiyor. Canlılar küçüldükçe büyük nesneleri kaldırmaları kolaylaşır, zira o büyük nesnenin kendisi çok da ağır değildir. Ancak canlılar büyüdükçe nesneleri kaldırmaları zorlaşır, çünkü o büyük nesnenin ağırlığı, canlıların gücüne kıyasla daha fazla artar. Örümceklerin gücü aşağı yukarı aynı boyuttaki böceklerinki kadardır. Ağdaki örümcekler ise kendilerinden birkaç kat daha ağır avlarını kolayca kaldırabilir.'
Crawford bu konuda, 'Bazı örümcekler çok hızlıdır. Kuzey Amerika'daki bir örümcek türünün, saniyede vücut uzunluğu kadar aldığı yol bakımından çitalardan iki katı hızla koştuğu söylenebilir. Ancak insan boyutuna oranlandığında kare küp yasası nedeniyle hiç koşamıyor olması gerekir.' diyor.
'Bazı türler iyi atlayıcılardır. Ev örümcekleri atlama konusunda pek de iyi değildir. Tabii onlar için sıçramak, bacaklarındaki kemikleri kaslarla çevrili olan insanlarla aynı değildir. Örümcek bacaklarında uzatıcı kas bulunmaz. Dolayısıyla zıplamak üzere bacaklarını esnettikten sonra kaslarını değil, kanın hidrolik basıncını kullanarak zıplarlar.'
Orijinal çizgi romanlarda Örümcek Adam elektrostatik bir güç sayesinde yüzeylere tutunabiliyordu. Sam Raimi'nin üçlemesinde ise Peter Parker'ın parmak uçlarıyla yüzeyleri kavramasını sağlayan küçük, oldukça keskin kıllar çıkardığını görüyoruz.
Crawford örümceklerle ilgili olarak, 'Her örümcek pençelerini kullanarak sert tuğla duvarlara tırmanabilir. Ancak sıçrayıcı örümcekler ve diğer türlerin bacaklarının uçlarında pürüzsüz yüzeylere tutunmalarını sağlayan özel mikroskobik kıllar bulunur.' diyor.
Setüller, yüzeyle geçici bir moleküler bağ kurmak için van der Waals kuvvetini (moleküller arası kuvvet çekimi) kullanır. Bilim insanları bu bağın çok güçlü olduğunu ve örümcekleri bir yüzeye tutundukları esnada muhtemelen vücut ağırlıklarının 173 katına kadar taşıyabildikleri sonucun vardı.
Gerçek örümcek ağlarının ise oldukça sağlam olduğunu söylemeliyiz. Crawford örümcek ağlarıyla ilgili olarak, 'Tipik bir ağ birkaç mikron kalınlığında olmasına rağmen çelik kablolardan çok daha güçlüdür.' diyor. Bilim insanları bu yüzden bisiklet kaskı ve tek kullanımlık plastiklerin üretiminde kullanılmak üzere örümcek ağı üretmeye çalışıyor.
'Örümcekler yüksek yerlerden inmek için ağlarını kullanır. Tarzan'ın sarmaşıktan sarmaşığa atlayışı gibi hareket etmezler çünkü kendilerini fırlatamazlar. Ancak iple inerken rüzgâr eserse, yatay yönde savrulabilir ve inişe başladıkları yerin dikey anlamda tam altında olmayan bir yere inebilirler.'
Örümcek Adam tehlikeli başının arka tarafında oluşan karıncalanma hissiyle seziyor. Crawford örümceklerin tehlikeye karşı uyarılması düşüncesine kuşkuyla yaklaşıyor ve 'Tehlike nesnel bir şey değildir. Örümcek Adam'ın bu yeteneği önseziye benziyor. Örümceklerin önsezisi olduğunu ortaya koyan herhangi bir araştırma yok.' diyor.
Crawford örümcek hisleri konusunda 'Örümceklerin havadaki titreşimlere son derece duyarlı tüyleri var. Bu titreşimlere ses dediğimiz özel frekanslar da dâhil. Ayrıca dokunarak koku almak olarak tanımlayabileceğimiz kemotaksi duyusuna da sahipler. Yalnızca birkaç örümcek havadaki kokuları algılayabiliyor. Görme konusu ise örümcekten örümceğe değişiyor. Sıçrayıcı örümcekler hayvanlar âlemindeki görme duyusu en güçlü canlılardandır. Görme yetileri insanlarınki kadar iyidir. Öte yandan evde karşılaştığımız örümcekler için aynısını söyleyemeyiz.' diyor.
Peter Parker'ı ısıran örümcek sıradan alalade bir örümcek değildi.Oscorp'ta yapılan deneylere maruz kalan bir örümcek, bunu da hesaba katarak değerlendirme yapılsa güzel olurdu. Ayrıca bu bir film fazla da kasmaya gerek yok.
Spiderman marvel ve dc rekabetinde DC'nin süpermenine karşılık çıkarılmış bir kahraman yahu.. Adamlar süpermen gibi dümdüz uçurmaktansa, ağlar ile kısmen uçmasını sağlamışlar. Yoksa ikisinin de savundukları şehir, yaptıkları gereksiz milliyetçilik, kostüm renkleri hep benzer.
Bu analizi ilk örümcek adam filmi çıktığında yapmışlardı. Bu saçma örümcek adamlardan çok önce. Film çoluk çocuğa değil de biz yetişkinlere hitap ederken. Ve refleksler olsun sıçrarken yaptığı esnek hareketler olsun bir örümcekle gayet uyumlu demişlerdi. Zaten spider manin cihazdan ağ fırlatması çok saçma. O yüzden ilk örümcek adam filmleri çok daha iyiydi.