Filmlerde Doğruymuş Gibi Lanse Edilen Fakat Gerçeklikle Alakası Olmayan Bazı Klişeleşmiş Bilgiler

Film izlemek ne kadar keyifli olursa olsun, filmler bilgi almak için pek de doğru kaynak sayılmaz. Birçok insan belgeselden ziyade daha eğlenceli gelen kurgu filmleri tercih etmekte. Böylelikle izleyiciler filmlerde duydukları bazı yanlış bilgileri doğru sanabiliyor. Aslında doğruluk payı olmayan, filmlerde çokça kullanılan bu tür klişeleri sizler için derledik.

SPOILER ALERT: Dikkat! Spoiler içerir!

1. Güneşin rengi sarı değildir.

Belki de yapımcılar bizim görmeye alışkın olduğumuz şeyleri değiştirmek istemiyor olabilir. Aslında güneşin sarı görünme sebebi, renginin atmosfer tarafından kırılmasıdır. Eğer bir gün uzaya giderseniz, güneşin gerçek rengini yani beyaz olduğunu görebilirsiniz. Tabii bir film karakteri değilseniz, neticede tüm filmlerde güneş sarı olarak gösteriliyor.

2. DNA, kehribar içinde uzun süre korunamaz.

Örneğin Jurassic Park filminde, bilim insanları bir fosil örneği bulur ve korumak adına kehribara yerleştirir. Oysa bu sadece yazarların hayal gücünde gerçekleşebilecek bir şey. DNA dağıldığı için kehribar onu korumak adına pek etkili bir yer değildir. Maalesef, gerçek dinazorların DNA'sına bakabilmemiz mümkün değil. Bulunursa dahi bu inceleme donmuş bir yüzey üzerinde olmalı.

3. İyi polis ve kötü polis yaklaşımı pek gerçekçi değil.

Sıradaki klişe o kadar çok kullanılıyor ki, birçok film bu yöntemin işe gerçekten de yaradığı mesajını veriyor. Bu yaklaşımı işe yaramaz yapan şey ise çok sık kullanılması. Kötü polisin tutumu ters tepebilir ve suçlunun konuşmamasına neden olabilir.

4. Geniş mesafeler arasında anlık iletişim kurulamaz.

Senaristler bazen şöyle düşünebiliyor: Eğer bir kıtadan başka bir kıtaya anlık iletişim mümkünse bu uzaydayken de olabilir. Onlara kötü bir haberimiz var: Fizik kurallarını ihlal ediyorlar, haberleri yok! Evet, Ay'da olan biriyle konuşabiliriz ama Mars'ta olan biriyle anlık iletişim kurmak imkansız.Eğer ışık hızıyla bir mesaj gönderirsek mesajın ulaşması 12 dakika 30 saniye sürer.

5. Köpek balıkları bir damla kanı kilometrelerce öteden hissedemez.

Köpek balıklarının harika bir koku duyusuna sahip oldukları doğru olsa da filmlerde bu durum abartılı bir şekilde gösteriliyor. Bazı köpek balıkları milyonda bir olarak kan kokusunu alırken bu, tüm okyanusta olabilecek bir şey değil. Yapılan arıştırmalara göre insan kanı ilgilerini de çekmiyor. Tabii, yine de köpekbalıklarının gizlendiği açık denizde, kanayan bir yarayla dolaşmasanız iyi olur. :)

6. Açıcı olmadan koyu renkteki bir saçı platin sarısına boyayamazsınız.

Film karakterleri ne tür bir ürün kullanıyorlar bilmesek de saçlarını boyarken açma kısmını atlıyorlar. Saçlarını boyuyorlar ve saç sapsarı oluveriyor. Problem şu ki, sadece boyamak koyu renkleri kapamaz. Muhtemelen filmdeki karakterle aynı saç rengine sahip olmak için çabalarsınız ama sonuç hüsran olabilir. Ayrıca saçlarınızı sakın Red Sparrow filmindeki gibi eldivensiz boyamaya kalkmayın!

7. Barmenlere birini sormak anlamsız.

Bir barmene aradığınız kişinin fotoğrafı ile gidip bu kişiyi görüp görmediğini sorarsanız muhtemelen hiçbir şey hatırlamayacaktır.  Filmlerde olduğu gibi onlara bahşiş vermek hafızalarına yardımcı olmaz. Barmenler günde yüzlerce insan görüyor, yani Passengers filmindeki gibi robot olmadıkları sürece gördükleri tüm yüzleri hatırlayamazlar.

8. Fareler peynir sevmez.

Bu doğru bilinen yanlışın kaynağını tam olarak bilmiyoruz. Peynir ve fare ana akımda ayrılmaz bir ikili. Ama gerçek şu ki, peynir muhtemelen farelerin son tercihi olan bir yiyecek. Bir deneyde farelere peynir, fıstık ezmesi ve peynir veriliyor. Çoğu fare, fıstık ve üzüme yönelirken hiçbiri peyniri tercih etmiyor. Belki tercihleri cheddar falandır, kim bilir?

9. Fotoğrafik hafıza diye bir şey yoktur.

Sayısız film ve dizi karakteri, Suits'teki Mike ve Ejdarha Dövmeli Kız'daki Lilibeth karakteri gibi, çoğu şeyi eksiksiz hatırlayabiliyor. Ama ne yazık ki bunun gerçek hayatta bu denli güçlü ve etkili olabileceğine dair bir kanıt yok. Dünya üzerinde otobiyografik hafızalara sahip insanların sayısı yüzden az. Fakat bu insanların özelliği filmdekiler gibi değil. Diğer insanlardan daha iyi hatırlama gibi meziyetleri yok, yıllar önceki özel bir günde ne yemek yediklerini hatırlamak gibi ilginç özellikleri var.

10. Bataklığa saplanmanın mutlak sonu, ölüm değil.

Yapılan bir araştırmaya göre, çoğu insanın batarak ölmeyebileceği ortaya konmuş. Araştırmayı yapan bilim insanı, aldığı bataklık örneğinde insan ağırlığına denk gelecek nesneler kullanmış ve her seferinde nesnelerin yarıya kadar batıp yüzeye tekrar çıktığını gözlemlemiş. Bu çalışmadaki gibi yüzeyde kalıp sakinliğinizi korursanız kurtulabilirsiniz. Bu konuya şu içeriğimizde daha detaylı değinmiştik.

Bu konuyu şu içeriğimizde daha detaylı incelemiştik;

Filmlerin Vazgeçilmezlerinden Olan Bataklığa Saplanarak Ölme Sahneleri Aslında Ne Kadar Gerçekçi?

11. Aynı yere iki defa yıldırım düşebilir.

Birçok filmde, bir yıldırımın asla aynı noktaya düşmeyeceği söylense de bu bilgi de filmlerin klişeleştirdiği yanlış bilgilerden birisi. Venezuella, dünyada en çok yıldırım düşen yerlerden birisi. Maracaibo Gölü'nün her kilometre karesine yılda ortalama iki yüz elli adet yıldırım düşmekte. 

Buyurun, size doğru bir bilgi. :)

12. Deniz anası ısırığına idrar iyi gelmez.

Maddeyi ilk okuduğunuzda, aklınıza o efsanevi Friends sahnesi geldi mi? Friends izleyenler illa ki hatırlayacaktır. Monica'nın bacağını deniz anası ısırıyor. Chandler ve Joey çözüm bulmaya çalışsalar da akıllarına ürinin ısırığa iyi geleceği mitinden başka bir şey gelmiyor. Bu yola başvurduktan sonra ise Monica'nın ağrısı geçiveriyor. Gerçek hayatta ise böyle bir şey mümkün değil.

13. Bir insan, sayısız kurşun yerse dövüşemez.

İsabet ettiği noktaya göre hayati risk doğuran bu sahneler sizce de gerçek dışı değil mi? Kahraman, karın boşluğuna isabet eden bir kurşunla dövüşmeye devam etse de bu olay gerçekte olsa kişinin hareket alanı bir hayli kısıtlanır.

14. Kilitli kapı, bir kurşunla açılmaz.

Bunun gerçekleşmesi gerçek hayatta bir hayli zor. Yapılan bir araştırmaya göre yakın mesafeden ve yüksek etkide bir tüfekle ancak olabilecek bir şey.

15. İnsanlar, beynin sadece yüzde 10'unu kullanmaz.

Lucy filminde, insanların beyinlerinin sadece yüzde onunu kullanabildiği söylense de bu söylemin bilimsel bir dayanağı yok. Eğer herhangi bir zihinsel rahatsızlığı yoksa bir insan beyninin yüzde yüzünü de kullanabilir.  

Peki, sizin en sıkıldığınız film klişesi hangisi? Yorumlarda buluşalım mı?

Bu içerikler de ilginizi çekebilir;

Sadece Film Gurmeleri Bu Hataları Fark Ediyor! Tüm Ekibin Dikkatinden Kaçmış Akılalmaz 14 Çekim Hatası
Her Hikayenin İki Tarafı Var! Film Tarihine 'Kötü' Olarak Geçen Fakat Anlaşılmamış Olabilecek Karakterler
Dizi ve Filmlerle İlgili Attıkları Keyifli Tweetlerle Hepimizin Neşesini Yerine Getiren Kişiler

Popüler İçerikler

İstanbul Esenler’de Sokaktan Geçenlere Kök Söktüren Kedi “Yedi Bela Hüsnü”
Fatih Erbakan'dan Devlet Bahçeli'yi Kızdıracak Sözler: "Dedem Yaşında İnsan"
Türkiye'den İsrail Kararı: Türkiye, İsrail ile Tüm Ticari İlişkilerini Durdurdu
YORUMLAR
06.12.2022

Karşıdan 20 kişi çatır çatır sana ateş ediyorsa öyle esas oğlan gibi seke seke mevzi değiştiremezsin.(Çatışma tecrübem var o itibarla) O ortamda kafayı kaldırmak bile aşure kazanı gibi göt ister. O göt de kimsede yok. Ayrıca bir de çeneye yediğin yumruktan sonra yıkılırsın. Öyle hemen doğrulup da karşı atağa geçemezsin (1987 'de elemanın biriyle kavga edeyim olduk herif boksördü, kavga da edemedik direk dayak yedim :) ). Esas kız tanıştıktan 20 dak. sonra vermez. :)

06.12.2022

Abi saygılar 😀

06.12.2022

12 de bahse konu olan şey " amonyak " tır. Amonyak bir çok deniz canlısının ısırığında ilk yardım amaçlı kullanılır. Bu yöntem her deniz canlısı için geçerli değil elbette ama denizlerimiz de " iskorpit , trakonya " gibi balık sokmaların da çok yaygın bir uygulamadır ve etkilidir.

06.12.2022

12.deniz ısırığına dip not ekleyim.. amonyak, tuzlu su, sirke iyi gelir yanma ve batma hissini azaltır.. Asla normal su, çeşme suyu temas ettirmeyin daha da yakar acısını arttırır.

TÜM YORUMLARI OKU (10)