Her hafta farklı bir yönetmene odaklandığımız 'Filmin Ustası' serimizde bu hafta Andrei Tarkovski'nin hepimizin içinde fırtınalara neden olan filmlerine bakıyoruz!
Her hafta farklı bir yönetmene odaklandığımız 'Filmin Ustası' serimizde bu hafta Andrei Tarkovski'nin hepimizin içinde fırtınalara neden olan filmlerine bakıyoruz!
Aynı zamanda yazar ve aktör olan Rus yönetmenin filmleri, ölümünün üzerinden geçen 34 yıla rağmen hala birer başyapıt olarak izleniyor. Sizler için Tarkovski'nin en iyi 10 filmini bu içerikte topladık.
Tarkovski'nin henüz öğrenciyken çektiği bu film, onun ilk filmi olma özelliğini taşıyor. Konusu ise Ernest Hemingway'in kısa hikayelerinden birine dayanıyor. Boksör Ole Anderson'ı aradıklarını ve onu öldürmek istediklerini söyleyen iki çete üyesinin girdikleri restoranda yaşananları anlatan film, boksörün kararını konu alır.
Bugün Kimse İşten Çıkarılmayacak, Tarkovski'nin öğrencilik yıllarında çektiği bir kısa filmdir. Savaş sonrası yaşanan gerçek olaylardan etkilenen film, patlamamış bombaları temizleyerek bir şehri kurtarmaya çalışan bölüğü konu alır.
Tarkovski'nin mezun olabilmek için 1960 yılında hazırladığı bu filmde, Sasha ismindeki bir çocuk ile bir buharlı silindir operatörünün arkadaşlığı konu ediliyor. Film 45 dakika gibi kısa bir süreye sahip.
Tanınmış Rus şair Andrei, müzisyen Sosnovsky'nin hayatını araştırmak için İtalya'ya gelir. Fakat buradayken Rusya'daki çocuklarının, eşinin ve mutlu evliliğinin hatıraları onu rahat bırakmayacaktır. Bu garip seyahat, mistik bir aydınlanmaya dönüşür.
Solaris, kendi bilincine sahip bir gezegendir. Fakat kendisini ziyaret eden insanların akılları ile oyun oynar, akıllarındaki şeyleri somutlaştırır. Bunları araştırmak için Solaris'e gönderen kişinin de gezegenin oyunlarına maruz kalması son derece doğaldır.
15. yüzyılda Tatar saldırılarına maruz kalan Rusya'da geçen film, hem bir keşiş hem de ikona ressamı olan Andrei Rublev'i takip etmektedir. Tüm kan ve şiddetin yanında doğanın güzelliği ve inancıyla belenen Rublev, maalesef bir köylü kızını tecavüzden kurtarmaya çalışırken cinayet işler. Bu tüm inancını yeniden sorgulamasına ve sanata sırt çevirmesine yol açar.
Sovyetler'in gösterişli yıllarını beyaz perdeye taşıyan film, aynı zamanda Tarkovki'ye saygınlığını kazandıran film olarak da anılır. İkinci Dünya Savaşı sırasında geçen film, faşist Naziler'in mahvettiği on iki yaşındaki İvan'ın esir kampından kaçması üzerine gerçekleşen olayları konu edinir. Sovyet askerleri tarafından sahip çıkılan çocuk okul gönderilmek istense de, onun aklı askerliktedir. Bu yüzden cepheye sızar ve başlar casusluğa...
Tarkovski'nin kendi hayatıyla ilgili bir çok şeyi beyaz perdeye taşıyan film, İkinci Dünya Savaşı öncesinde ormanın derinliklerindeki bir kulübede geçiyor. Yönetmen bu filmde eski karısı, anne ve babası ve kendi hayatı içinde bir yolculuğa çıkıyor.
İz Sürücü, gelecekte ismi olmayan bir ülkede geçer. Dünyaya koca bir gök taşı düşmesinin ardından hayat darmadağındır ve Zone adında yeni bir bölge oluşturulmuştur. Bu bölgeye girebilen insanların tutkularının gerçekleşebileceği dedikoduları dolanmaktadır. İçerideki 'güç,' hayal bile edilemeyecek bir güce sahiptir. Askerlerin koruduğu bu bölgeye sadece olgun iz sürücüler girebilmekte ve giren insanlara da eşlik etmektedirler. Ana karakterimiz de ailesinin karşı çıkmalarına rağmen bu bölgeye girmek isteyen bir bilim insanına ve bir yazara eşlik etmeye karar verir.
Bir gazeteci, oyuncu ve filozof olan Alexander, doğum gününde tüm ailesiyle görüşmeye karar verir. Fakat bu kutlama oğlu ile arasında kapsamlı bir konuşmaya yol açar. Akşam olmasıyla başlayan nükleer savaş ise bu kişisel hesaplaşmayı başka bir seviyeye taşır. Bu, Tarkovski'nin sinemaya veda filmidir.