'Sinemanın bilimkurgu türüne duyduğu ilginin en yeni halkalarından biri de Ernest Cline imzalı Başlat. Başlat'ın hikayesi oldukça yakın sayılabilecek bir gelecekte, 2045'te geçiyor ve aslında oldukça mümkün görünen, enerji krizi, iklim değişikliği, kıtlık, yoksulluk, bulaşıcı hastalıklar ve geriye kalan son kaynaklar için süren nükleer savaşlarla cehenneme dönen bir dünya tasvir ediyor. T. J. Miller, Simon Pegg ve Olivia Cooke gibi isimleri izleyeceğimiz yapım ABD'de 30 Mart'ta vizyona giriyor; Türkiye'deki vizyon tarihi ise henüz belirsiz.'
Arka kapak;
'Uygarlıkları felce uğratan enerji krizi, tam anlamıyla felakete dönüşen iklim değişikliği, kıtlık, yoksulluk, bulaşıcı hastalıklar ve geriye kalan son kaynaklar için süren nükleer savaşlarla cehenneme dönen bir dünya... Ve bu dünyada yaşamak zorunda olan tüm talihsiz insanlar gibi, henüz on sekiz yaşındaki Wade Watts da uyanık olduğu zamanın neredeyse tamamını bir simulasyonun içerisinde geçiriyor.
İstediğiniz kişi olabileceğiniz, istediğiniz yerde yaşayabileceğiniz ve istediğiniz şeyleri yapabileceğiniz bir yer olan, insanlığın son vahası, sanal dünya OASIS'te.
Ve bir gün OASIS'in yaratıcısı James Halliday ölüyor. Arkasında bıraktığı milyonlarca dolarlık bir servetle. Ancak bir sorun var. Ortada bir varis yok.
James Halliday bütün mirasını tek bir kişiye bıraktı. Yarattığı devasa sanal dünya OASIS içinde sakladığı üç anahtarı bulacak olan kişiye. İşte dünya çapındaki kıran kırana mücadele böyle başladı. Ve anahtara giden ilk ipucunu Wade Watts buldu.
Hazır mısınız?'
Olasılıksız kitabını o kadar çok heyecanla okumuştum ki keşke onun filmi yapılsa diye dua bile etmiştim.
Yani denenebilir. Ama sevdiğimiz kitapların filmleri de güzel olacak diye bi kural yok. Bazı kitapların hikaye örgüsü senaryoya uyarlanmaya elverişli olmayabilir. Ya da belli sebeplerden gerektiği gibi işlenemeyebilir. Hikayenin mesajı, ana teması arka planda kalıp kaybolabilir. Sinema daha çok görselliğe hitap eden bi alan çünkü.