Filler devasa boyutlarının yanı sıra, akıllı ve nazik devlerdir. Fillerin farelerden korktuğu düşüncesi televizyonlarda, özellikle çizgi filmlerde sık sık karşımıza çıkan sahnelerden biri. Peki ya arıların fillerden korktuğu inancı nereden geliyor? Bu ağırlığı 6 tona ulaşan devasa canlılar gerçekten korkuyorlar mı, yoksa arkasında yatan başka sebepler mi var? Yıllardır süre gelen bu inancın arkasındaki nedenler içeriğimizde sizlerle.
Popüler inanışın aksine filler farelerden korkmazlar. Bir sirk fili eğitmeni olan Troy Metzler, bu teoriyi kendisi test etmek için yola çıktı. Kendi deneyini gerçekleştiren Metzler, tepkisini görmek için bir fareyi bir filin önüne tuttu. Şaşırtıcı bir şekilde küçük fare filin hiç ilgisini çekmemiş gibiydi. Böylece, küçük bir farenin güçlü fili korkutmadığını kanıtlamış oldu.
Çünkü filler çok iyi göremezler. Bu sizin de başınıza mutlaka gelmiştir; sakince otururken bir böceğin hızlıca yakınınızdan geçer ve ödünüzü patlatır. Hatta size çığlık bile attırabilir ancak sakinleştiğinizde sadece zararsız bir uğur böceği olduğunu görebilirsiniz. Bu filler için de aynıdır. Fareyi net göremezler. Ve fare o kadar hızlı hareket eder ki onları ürkütür. Bu aynı zamanda farenin Metzler'in deneyindeki sirk filini neden korkutmadığını da açıklar.
Hikayede, bir fare bir filin hortumuna tırmanıyor ve onu delirtiyordu. Bir vakit sonra 1600'lerde, fare ve fillerin arasındaki bu anlaşmazlık için popüler bir açıklama öne sürüldü. İrlandalı bir doktor olan Allen Moulin, farelerin fillerin hortumuna girerek solunum yolarını tıkayacaklarını öne sürdü. Bir süreliğine fareler ve filler arasında anlaşmazlığın sebebi bu olarak kabul edildi.
Allen Moulin ise fillerin boğazlarında küçük koruyucu kıkırdak olan ve boğulmayı önlemek için yabancı cisimleri dışarıda tutma görevinde olan bu kıkırdağın varlığından habersizdi. Bu nedenle, bir filin fare tarafından boğulması mümkün değildi. Ayrıca, fil araştırmacısı Richard Lair, bir filin içine tırmanması halinde bir fareyi kolayca hortumundan dışarı atabileceğini de kaydetti.
Etrafta dolaşan bir fare herhangi bir hayvanı ürkütebilir. Hayvanların koruyucu refleksleri, etrafta dolaşan herhangi bir beklenmedik canlıdan korkarak hayvanları sıçratır. Atlar, kediler veya köpekler gibi birçok hayvan, bir fare koştuğunda korkacaktır. Yalnızca korkmuyorlar ayrıca farenin ayniden karşılarına çıkması onları şaşırtıyor da.
Filler farelerden korkmayabilir ama onları korkutan başka bir küçük hayvan daha var. Arılar! Minicik bir arı, devasa file ne yapabilir ki? Fillerin derisi çok kalındır. Yani bir arının iğnesi fazla zarar veremez. Ancak, Afrika arıları oldukça agresifleşebilir.
Arılar saldırı sırasında gövde, göz, ağız gibi hassas bölgeleri sokabilirler. Araştırmacılar, Asya fillerinin de arılardan korktuğunu keşfetti. Yavru filler arı sokmalarına karşı daha savunmasız olabiliyor. Ve bazıları binlerce arıdan oluşan büyük bir sürünün genç bir file ciddi şekilde zarar verebileceğini de öne sürüyor.
Yiyecek ararken filler tarım alanlarına girebilir. Ekinlerini korumaya çalışırken çiftçiler, fillere veya kendilerine zarar verebilir. Bu sorunu çözmek adına çiftçiler şimdi filleri korkutmak için tarla çitlerine arı kovanları koyuyorlar. Filler çiti geçmeye çalıştıklarında arıları rahatsız ederler ve arılar vızıldamaya başlar. Vızıldayan arı sesleri de filleri çiftlikten uzaklaştırmaya yeter. Bu yöntem şimdiden büyük başarı gösteriyor.
Abazanlar nöbette 😀