Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, 'Başkenti Doğu Kudüs olan Filistin
devletinin bir an önce kurulmasını ve barış sürecinin bu şekilde iki
devlette sonuçlanmasını destekliyoruz' dedi.
Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, İsrail’in Gazzeye yaptığı saldırılarını şiddetle kınadı.
Başbakan Yardımcısı İşler, AA’ya verdiği demecinde İsrail’in daha önce defalarca Gazze’ye yönelik saldırılarda bulunduğunu anımsattı. İsrail'in saldırıları sonucu pek çok can kaybı meydana geldiğini kaydeden İşler, 'Masum siviller ölüyor. Kadınlar, çocuklar, kundaktaki bebekler ölüyor ve biz her seferinde Türkiye olarak bu konuda sesimizi yükselttik. Bu saldırıları kınadık. Saldırıları tasvip etmediğimizi çok yüksek bir sesle ifade ettik ve Filistin meselesi konusunda Türkiye olarak biz her zaman Filistinlilerin haklı mücadelerlerinin yanında olduk' dedi.
Türkiye’nin geçmişte olduğu gibi bugün de Filistin halkına destek verdiğini belirten İşler, ‘’ Filistin devletinin kurulmasını destekliyoruz. Başkenti Doğu Kudüs olanFilistin devletinin bir an önce kurulmasını ve barış sürecinin bu şekilde iki devletle sonuçlanmasını destekliyoruz. Bu konuda Türkiye olarak geçmişte büyük çabalar sarf ettik' ifadesini kullandı.
Açıklamasında Türkiye’nin İsrail ile ilişkilerinin geçmişiyle ilgili bazı konuları anımsatan İşler sözlerini şöyle sürdürdü:
'Biz İsrail ile ilişkilerimizde 2008 sonuna kadar güzel bir şekilde götürdük. Bu güzel ilişkilerden dolayı Suriye ile İsrail arasındaki dolaylı görüşmelere aracılık yaptık. Fakat bu aracılık yapılırken ve son noktaya gelmiş iken neredeyse bir iki kelimeye kalmıştı sonuca ulaşmak için. Orada İsrail’in o zaman da 2008 sonundaki o Gazze’ye yaptığı saldırılar iplerin kopmasına neden oldu ve ardından Davos hadisesi meydana geldi. Sayın Başbakanımız da haklı olarak tepkisini ortaya koydu.
Bizler iyi niyetle bölgede barış olsun diye çaba sarfederken bizim bu iyi niyetimizi istismar ederek o zaman İsrail’in Gazze’ye saldırması, doğrusu bizi son derece rencide etti ve tepkimizi de çok üst düzeyde koyduk. Hatırlarsanız o saldırıdan 3 gün önce o zamanki Ehud Olmert İsrail Başbakanı Türkiye’deydi, 6 saat Sayın Başbakan’ın resmi konutunda kaldı. Görüşmeler yapıldı son noktaya ulaşılması için. Fakat Türkiye’den salı günü akşamı dönüp cuma gecesi Gazze’ye kapsamlı saldırıda bulunması dolayısıyla iplerin kopmasında neden oldu ve o olayı şiddetle kınadık; ardından dediğim gibi Davos hadisesi meydana geldi.'
'İftar ve sahur sofralarında ölüme maruz kalıyorlar'
Son saldırı olayları başladığında Türkiye’nin tepki gösterdiğini belirten Emrullah İşler, 'Türkiye olarak sesimizi yükselttik. Uluslarası toplumu hareket etmeye çağırdık. Bunun neticesinde İslam İşbirliği Teşkilatı İcra Komitesi toplandı evelsi gün. Ben de oraya Türkiye adına katıldım ve oradan çıkan sonuç bildirgesinde de hem Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi hem de BM İnsan Hakları Konseyi’nin harekete geçmesi çağrısı söz konusu oldu' diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da telefon diplomasisi yürüttüğünü, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-mun, Mahmut Abbas ve İran Cumhurbaşkanı ile görüşmeler yaptığına vurgulayarak, ‘’Biz uluslararası kamuoyunu harekete geçirmek için Türkiye olarak elimizden ne geliyorsa bunu ortaya koyduk fakat her zaman olduğu gibi yine uluslararası kamuoyu maalesef İsrail meselesi söz konusu olduğu zaman olaylara kör ve sağar yaklaşıyor’’ ifade etti.
Başbakan Yardımcısı İşler, konuşmasını şöyle sürdürdü:
'Yine Hamas tarafından savunma amaçlı fırlatılan bir kaç füze -ki bunların da İsrail tarafında pek kimseye zarar verdiğini zaten bu güne kadar duymadık- bahanesiyle orantısız bir güç kullanarak gece demeden gündüz demeden mübarek ay demeden insanlar sahur sofralarında veya iftar sofralarında maalesef ölüme maruz kalıyorlar. Bundan dolayı bir de tabii kara harekatı planlandığına dair açıklamalar geliyor İsrail tarafından. Dün Sayın Cumhurbaşkanımız da çok üst düzeyden bu konudaki endişelerini dile getirdi ve böyle bir şeyin bölge için çok tehlikeli sonuçları olacağını ifade etti.
Doğrusu İsrail bu bölgede kendi güvenliğini de düşünerek bu olayı daha fazla tırmandırmamasının ben yararlı olacağını düşünüyorum. Bölgenin geleceğinin barıştan geçtiğini düşünüyorum. Zaten Filistin konusunda uzun zamandır bir ayrılık söz konusuydu. İlk defa geçtiğimiz aylarda bir Filistin uzlaşısı sağlandı. Esas itibarıyla bu Filistin uzlaşısının da bir yerde bitirmeye yönelik bir operasyon olarak ben bunu düşünüyorum ama Filistin ve İsrail arasında başlayan, geçmişte yıllardır davam eden barış görüşmeleri eğer sonuçlanacak ise bu tür saldırılara bir an önce son verilmesi gerektiğini düşünüyorum.'
'YSK son noktayı koydu'
Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, Cumhurbaşkanı Adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın istifasını gerektirecek herhangi bir hukuki durumun söz konusu olmadıklarını söylediklerini anımsatarak, 'Şimdi YSK son noktayı koydu' dedi.
İşler, AA’ya verdiği demecinde, YSK’nın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığına adaylığıyla ilgili YSK kararlarını yorumladı.
Cumhurbaşkanlığı Seçimi Kanunu'nun çok açık ve net olduğunu kaydeden İşler, ‘’Orada kimlerin aday olması durumunda istifa etmesi gerektiği gayet açık bir şekilde yazılıyor. Bu konuyu daha önce CHP Anayasa Mahkemesine (AYM) götürdü ve AYM o zaman CHP’nin başvurusunu reddetti. Dolayısıyla bizler bunu zaten günlerdir söylüyoruz. 'Sayın Başbakanın istifa etmesini gerektiren hukuki bir durum söz konusu değil' demiştik. Şimdi Yüksek Seçim Kurulu (YSK) da son noktayı koydu' diye konuştu.
Yeni seçimin öneminin altını çizen İşler, cumhurbaşkanının ilk kez doğrudan doğruya halk tarafından seçileceğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
‘’Ben şahsen baştan itibaren halkın seçeceği bir cumhurbaşkanının, siyasetin içinden gelmesi gerektiğini ifade etmiştim. Biz AK Parti olarak da bu düşüncedeydik ve bizim yapmış olduğumuz istişareler sonucunda Sayın Başbakanımız herkesle görüştü. Kendisinin cumhurbaşkanı olması yönünde bir irade ortaya konuldu büyük çoğunlukla ve bunun neticesinde de bu yapılan istişareler sonucunda Sayın Başbakanımızın cumhurbaşkanı adaylığını geçtiğimiz günlerde açıkladık. Ardından resmen başvuru yapıldı ve dün de resmi adaylık kesinleşmiş oldu.’’
Cumhurbaşkanlığı vizyon belgesi
Açıklamasında, Başbakan Erdoğan’ın yayımlanan cumhurbaşkanlığı vizyon belgesini de yorumlayan İşler, sözlerini şöyle sürdürdü:
‘’Orada gerçekten dillere destan bir toplantı yapıldı. Son derece planlı, programlı, görkemli güzel bir toplantı oldu. Toplantıya sadece hükümet üyeleri değil milletvekilleri değil aynı zamanda AK Parti teşkilatları değil tabii, pek çok sanatçı, işadamı, spor dünyasından insanlar, yani Türkiye’de kamuoyunu temsil eden pek çok kimse katıldı ve hakikatten Türkiye’ye yakışır bir toplantı vizyon belgesi ortaya kondu.
Bu vizyon belgesinde ortaya konan en önemli mesele, Sayın Başbakanımız son zamanlarda hep bu vurguyu yapıyor. Yeni Türkiye vurgusu. Hakikaten 2011 yılında 2023 hedeflerini açıklamış bir Türkiye var. Bu Türkiye’nin bu yola devam edebilmesi için elbette ki yeni Türkiye’nin yoluna devam etmesi gerekiyor. Biz bu yeni Türkiye’yi 3 Kasım 2002 yılından itibaren inşa ediyoruz.'
Son 12 yılda Türkiye için çok büyük kazanımların olduğuna vurgu yapan İşler, ‘’Bu kazanımlardan geri gitmememiz lazım. İşte bu yeni Türkiye inşasının tamamlanması için de halkın seçeceği cumhurbaşkanı olmak, -ki ben hep onu söyledim- 'ilk defa en çok Sayın Başbakanımıza yakışacaktır' demiştik ve Sayın Başbakanımız da adaylığını koydu. Şimdi bütün kamuoyu yoklamaları da zaten ortada. İnşallah ilk turda büyük bir oyla Sayın Başbakanımız Cumhurbaşkanı seçilecek’’ ifade etti.
'Siyaset dışından aday gösterilenlerin bu seçimde bir şansının olacağını düşünmediğini' ifade eden İşler, ‘’Bugüne kadar sergilenen tablo da bunu ortaya koymakta. Bu Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin huzur ve barış ortamı içerisinde gergin bir ortam olmadan gerçekleşmesini temenni ediyorum ve güzel günlerin Türkiye’yi beklediğini ve 21. yüzyılın Türkiye asrı olacağını inşallah hep birlikte göreceğiz‘’ dedi.
'Olmazsa olmaz şart; terörün bitmesi'
Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, 21. Yüzyılın güçlü Türkiye’nin inşasının 2002 yılında başladığına vurgu yaparak, şu ifadelerini kullandı:
'İnşallah Sayın Başbakanımızın cumhurbaşkanı olması ile birlikte bu yeni Türkiye inşası güçlü bir şekilde devam edecek. Bunun için olmazsa olmaz şart, terörün bitmesi, akan kanın durması, çözüm sürecinin başarıya ulaşmasıydı. İnşallah bugüne kadar bu çözüm sürecini başarıyla devam ettirdik, bundan sonra da yine devam edecek.'
Son aylarda Türkiye’yi tehdit eden bir paralel yapıdan söz eden İşler, 'Bu paralel yapıyla da mücadelemiz de bu yeni dönemde güçlenerek devam edecek' diye konuştu.
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın farklı bir cumhurbaşkanı olacağının zaten sinyallerini kendisi verdiğini ifade eden İşler, şunları söyledi:
‘’Mevcut anayasaya göre, bizim anayasamıza göre, icranın başı aslında cumhurbaşkanı olarak da gözüküyor çünkü anayasamız cumhurbaşkanının yetkilerini çok geniş tutmuş. Elbette ki sorumluluk hükümette de ama aynı zamanda istediği zaman anayasaya göre Cumhurbaşkanımız kabineye, hükümet bakanlar kuruluna başkanlık yapabiliyor. Çok büyük yetkileri var tabii ki.
İşte biz bundan dolayı da aslında halkın seçeceği bir cumhurbaşkanıyla karşı karşıya kaldığımız için Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda bir an önce gerekli değişikliklerin, düzenlemelerin yapılmasını AK Parti olarak savunduk. Fakat maalesef muhalefet partileri bu olayı hep Sayın Başbakanın şahsında değerlendirdiler ve dolayısıyla o anayasa değişikliğini yapamadık. Ben önümüzdeki dönemde elbette ki bu konuların yeniden tartışılacağını düşünüyorum. İnşallah bizim hedefimiz 2015 seçimlerinde de anayasayı değiştirecek bir oranda veya en az referanduma götürecek bir oranda meclise girmek ve dolayısıyla yeni döneme uygun sivil, modern bir anayasayı bir an önce yapmamız gerekiyor.
Dün Sayın Başbakanımızın da vizyon belgesinde yeni bir anayasa sözü yine vardı. Aslında bütün partiler bu sözü geçmişte verdiler ama maalesef uzlaşma kültürünün olmaması nedeniyle bu anayasa uzlaşma komisyonu başarısızlıkla sonuçlandı. 60 maddede uzlaşıya ulaşıldı. Onu geçirebilmemize rağmen yine maalesef bu meclise bu konuyu getirmediler.’’
Türkiye’nin acil şekilde yeni, sivil, demokratik bir anayasaya ihtiyacı olduğunu herkesin gördüğünü belirten İşler, 'Bunu da yapmak önümüzdeki dönemde inşallah bizlere nasip olacak' dedi.
Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunun yapılacağı 10 Ağustos tarihinin Türkiye açısından öneminin de altını çizen İşler, ‘’10 Ağustos bir defa milli iradenin doğrudan sandıkta cumhurbaşkanlığı düzeyinde tecelli edecek olması bakımından son derece önemli. Çünkü Türk siyasi tarihinde ilk defa milletimiz doğrudan kendi başkanını, cumhurbaşkanını seçmiş olacak. Bugüne kadar cumhurbaşkanları hep parlamentoda seçiliyordu ve her seferinde krizler çıkıyordu. Bir takım odaklar devreye giriyor, bir takım dayatmalar sözkonusu oluyordu. Şimdi çok şükür artık milletimiz kendisi karar verecek ve millet, 3 tane aday var şimdi önünde. Bakalım hangisine kararını verecek? Biz Sayın Başbakanımızı milletin büyük teveccühünü kazanacağını düşünüyoruz. Dolayısyla milletin doğrudan karar verecek olması 10 Ağustos açısından son derece önemli’’ dedi.
AA