Meclis’te kurulan komisyon çok kıymetli. Bütün milletvekillerinin sorumluluklarını yerine getirmesi halinde, kardeşlik ve barış süreci daha sağlam temellere oturacaktır. Milletvekillerinin bu konuda elini taşın altına koyması, iç cepheyi güçlendirecektir. Devletin çözüm iradesi varsa, siyasetin art niyet aramadan bu süreci desteklemesi gerekir. Eğer bazı siyasiler art niyetliyse, onların milletvekilliği ve vatandaşlığı sorgulanmalıdır.
Yeni bir sivil anayasa fikrine katılıyor musunuz?
İç cephenin güçlenmesi adına yeni bir sivil anayasanın yapılması şarttır. Yeni anayasa, birlik ve beraberliğimizi güçlendirecek, devlet-millet bağını kuvvetlendirecek önemli bir fırsattır. “Artık yeter” diyerek, silahların gömülmesi ve siyasetle konuşulması gerekiyor. Bunun adresi de TBMM’dir. Burada en farklı görüşler bile özgürce tartışılmalıdır. Millet, vesayet anayasası ile anılmak istemiyor. Millet, cuntanın ayak izlerinin bulunduğu anayasa ile yönetilmek istemiyor. Millet iradesine sahip çıkacak, sivil ve özgürlükçü anayasa istiyor. Bu talepten geri durulamaz.
Yurt dışında birçok bölgede uluslararası projeleriniz var. Kanada, Çin, Ukrayna, Yeni Zelanda gibi ülkelerde faaliyet gösteriyorsunuz. Bu projeler kapsamında sürekli yurt dışındasınız. Bu durumun dışarıdan yansıması nedir?
25 yıldır yurt dışında yaşıyorum. Gördüğüm kadarıyla, ilk defa çözüm noktasına çok yakınız. Bu durumu, ülkemizi takip eden finans kuruluşları, yatırımcılar ve şirketler de görüyor. Çünkü para imaj ve güven ister. Böyle bir barış ve istikrar ortamı, yatırımcılar için çok çekicidir. Barış süreci, savaş baronlarının işine gelmeyebilir; ama emin olun ki, böyle bir ortam, Türkiye’de barış ve refah rüzgârı estirir. Yatırımcılar, gelir burada yatırım yapar. Türkiye 85 milyonluk nüfusuyla büyük bir ülke. Özellikle genç nüfusu, diğer batı ülkelerine kıyasla oldukça fazladır. G-20 ülkeleri arasında yer alan Türkiye, iç cephesini güçlendirdiğinde, Amerika’dan, Asya’dan ve Avrupa’dan büyük ilgi görecektir. Terörsüz Türkiye ile ülkemizin küresel ekonomideki konumu daha da güçlenecek, süreç, istikrarlı ekonomi politikalarını perçinleyecek, üretim kapasitesini artıracak, iş gücünü dinamikleştirecek ve yatırımların cazibe merkezi haline gelecek. Şunun altını çizmek isterim; Kürt, Türk ve Arap vatandaşlarımız birlikte hareket ettiğinde, her zaman kazanmıştır. Buna tarih şahittir. Bunun en iyi örnekleri: Malazgirt Zaferi, İstanbul’un Fethi, Çanakkale Zaferi ve Kurtuluş Savaşıdır. Hatta 15 Temmuz destanımızdır. Birlikte güçlüyüz.
Önyargısız bir şekilde baştan sona okudum. Mevcut konu hakkında her yerde duyabileceğiniz standart bir boş konuşma. Bunun için 25 yıldır yurtdışında yaşayan birine mikrofon uzatmaya gerek yok ki. Bizim sarı sendikalı sanayiciler de söylerdi aynısını.
İşiniz gücünüz, dininiz imanınız, vatanınız milletiniz, özünüz sözünüz hep aynı...