Benim de oyunlaştırma ile tanıştığım dönemlerde eski şirketim Turkcell Akademi’de işe alım için balonlu bir oyun yapılmış. İçine ilkokul matematik soruları ve aynı zamanda Turkcell’in kaç müşterisi var tarzı bilgi soruları da eklenmiş. Bunları cevaplayabilirseniz işe başvurma imkanı kazanıyorsunuz.
Başvurmak için yönlendirdiğimiz genç bir kardeşimiz tüm gün boyunca soruları yanıtlamış ancak başarılı olamamış. Yaptığı işleri de daha önceki çalışmaları üzerinden bildiğimiz için ne olduğunu ve neden başarıya ulaşamadığını sorduğumuzda, oyunu oynarken bir şekilde haklarının bittiğini söyledi ve iş için maalesef başvuru yapamadı.
Özetle, bu oyun doğru yetkinliği bulmamıza değil sadece başvuru sayısını azaltmaya yarıyordu!
Biz de pozisyonumuz için uygun olan birisini değil de, başvurular arasından en iyisini arıyorduk.
Oysaki sadece eğitim yönetimi raporlaması işi verecektik ama Ferrari peşindeydik!
O zaman anladık ki oyunlaştırma değil, oyun tabanlı elemenin onboardingi var. Böylece Ferrari’leri kaçırıp işe aldığımız kamyonlarla hız yapmak, ya da Ferrarilere de çimento taşıtmak zorunda kalıyoruz.
Doğru yeteneği doğru pozisyon ile eşleştirmek için, işe alım sonrasında çalışanı en optimum seviyede işe adapte edebilmek için veya bir mobil uygulamanın yüklenmesinden açılışına kadar doğru onboarding çok çok önemlidir.
Oyunlaştırılmış Onboarding ‘in 4 Altın Kuralı:
1-) Ürün merkezli değil kullanıcının faydası odaklı olun.
2-) Sadece göstermeyip etkileşim yaptırın ve kişiselleştirin.
3-) Oyunlaştırırken ilk 5 tıklamada bir şeyi öğretin ya da keşfettirin (A-ha Moment)
4-) İlk görevi ona özel atayın ve ilerleme hissi oluşturun.
Yazının detaylarına link üzerinden ulaşabilirsiniz.
Bu yazı Gamfed Türkiye Gönüllülerinden Kerem Yazıcı’nın katkılarıyla yazılmıştır.
Linkedln
Twitter
Instagram
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio