Ferhan Şensoy'un Muhteşem Sistem Eleştirisi Yaptığı 'Pardon' Filmiyle İlgili Bilmediğiniz Detaylar Filmi Başka Gözle İzlemenizi Sağlayacak

Filmdeki detaylar mı yoksa bu olayı gerçekten yaşayan kişinin başına gelenler mi daha ilginç, insan karar veremiyor...

1. Bizim sinemada ya da televizyon ekranlarında seyrettiğimiz Pardon filmi, aslında Ferhan Şensoy'un yazdığı ve sahnelediği Çok Tuhaf Soruşturma oyunundan uyarlama. Oyunu seyredecek kadar şanslı olanlar, bildiğimiz kadroya ek olarak bir de Tuncel Kurtiz'i ve Baykal Kent'i sahnede görmüşlerdir.

Tuncel Kurtiz bu oyunda, filmde Bülent Kayabaş'ın canlandırdığı sorgulama yapan komiser rolündeydi. Keşke hepimiz seyredebilseydik!

2. Film, tiyatro oyunundan; tiyatro oyunu ise gerçek bir olaydan esinlenildi. İşin en trajik yanı da yıllarca suçsuz yere içeride yatan Nevzat Pak'ın PARDON denilerek tahliye edilmesiydi.

Filmin ortaya çıkmasına sebep olan olayın detayları çok can sıkıcı. Yaşanan Olay ise Nevzat Pak'ın kendi ifadeleriyle şöyle: 

'Çok bunalmıştım. Burdur’da askerliğimi yaparken dağıtım yeri olan Siirt yerine Ankara’ya ailemin yanına gittim. 5-10 gün gezeyim dedim. 9 Kasım 1979’da otobüs terminaline gidiyordum. Yolda jandarmalar çevirdi. Asker kaçağı olduğum için yakalandım sanıyordum.

Polis karakolunda ne işim var derken bana bir gasp olayına karıştığımı söylediler. Beni biriyle yüzleştirdiler. Gaspa uğrayan kişiymiş. O da ‘Evet benziyor’ dedi. Ben ‘Öyle bir şey yapmadım’ dedim, onlar ‘Biliyoruz o kişi sensin’ dediler.

“Mahkemede reddedersin, imzala” dediler. Önüme kağıt, kalem bir de çay geldi. “Şuradan canının çektiği on tane suç yaz bakayım” dedi komiser. Yediğim dayağı bir ben bilirim, bir de Allah bilir. Kağıdı imzalamak zorunda kaldım. Dediler ki, “Dört tane suç ortağı bul.” Bu suçun esası dört kişiymiş meğer. “Ben kimi bulayım?” dedim. Kemal Aslan en iyi arkadaşımdı.

Aklıma başka kimse gelmedi. Onun adını verdim mecburen. Yoksa birini söyleyene kadar yine döveceklerdi. Onu da tutukladılar. Ama o az yattı. Suçu ben üzerime aldım. Yine de Kemal bana küstü. Bir daha konuşmadı. 24 yıl hapis cezası aldım. Geceleri “Allah’ım ben ne yaptım da böyle düştüm?” diye ağlıyordum.

Mart 1987’deki cezaevi anonsunu unutamıyorum. Beşiktaş - Dinoma Kiev maçı vardı televizyonda. Maçın 24. dakikasında, ‘Nevzat Pak müdüriyete’ diye anons yapıldı. Maç heyecanlıydı, gitmedim. Maç bitince çıktım müdürün yanına. Önce, niye hemen gelmedim diye kızdı. Sonra ‘Yarın tahliye olacaksın, hazırlan’ dedi. Şaka yapıyor sandım. İtiraz ettim. ‘Bir hata olmasın, benim daha yatacak günlerim var’ dedim.

Müdür, ‘Kusura bakma. Bir yanlışlık olmuş. Karar Yargıtay’dan çıktı. Gerçek suçlular itiraf etmiş’ dedi. Donup kalmıştım. Koğuşa döndüm, arkadaşlarım ‘Niye çağırtmışlar seni?’ diye sordu. Cevap bile veremedim. Hem ağladım hem de güldüm. Şaşkınlıktan koğuştaki arkadaşlarımla vedalaşamadım. Öleceğim aklıma gelirdi de hapishaneden çıkacağım gelmezdi.”

kaynak

3. Filmin yönetmeni ise Derya Baykal'ın oğlu Mert Baykal. Film o kadar başarılı ki, hiç kimse bu filmin Mert Baykal'ın 20'li yaşlarındaki ilk yönetmenlik denemesi olduğundan bahsetmez bile.

4. Bu arada nezarethanede İbrahim'im megafonla "Çişim var" dediği ve "Bulunduğun yere yap, yalnız rüzgara dikkat et yüzüne gelir" cevabını aldığı ses de yine yönetmen Mert Baykal'a ait.

5. Filmin hapishane sahnelerinin büyük bir bölümü şu an müze olarak kullanılan Sinop Cezaevi'nde çekilmiş. Hatta Sabahattin Ali "Aldırma Gönül" şiirini, bu hapishanede yatarken yazmıştır.

'Dışarda deli dalgalar

Gelip duvarları yalar

Seni bu sesler oyalar

Aldırma gönül, aldırma'

Denizin dibindeki Sinop Cezaevi'nden...

6. Sorgu sahnesinde İbrahim'in "Beni adamdan sayıp alacak örgüte zaten ben girmem. O örgüt İbrahim'e kaldıysa, örgüt bile sayılmaz" lafı, aslında Freud'un "Benim gibi birini kabul edecek bir klübe üye olmak istemem" lafına yapılan bir atıftır.

Replik Annie Hall'da Woody Allen tarafından dillendirilmiştir. Daha sonra bu cümle Groucho Marx ile özdeşleştirilmiştir.

7. Yine sorgu sahnesinde İbrahim'e "Kimlerdensin?" sorusunu yöneltir polis. İbrahim de "Şatıroğulları derler" diye gururla cevap verir. Bu, Ferhan Şensoy'un soyadının gerçek hikayesidir. Ferhan Şensoy, Çerkez "Şatıroğulları" sülalesinden gelir ve daha sonra soyadları "Şensoy" olarak değişir.

8. İbrahim ve Muzo'nun ilişkisi aslında Ortaoyuncular'ın geleneksel olarak yaşattığı bir Hacivat - Karagöz ilişkisidir.

9. Film şu an İMDB sitesinde 8,2 ile en yüksek puanlı Türk Filmleri arasında zirvede bulunmaktadır; hakkıdır da...

10. Filmin vizyona giriş tarihi üzerinden tam tamına 15 sene geçmiştir. Ferhan Şensoy o kadar usta bir kalem ve o kadar iyi oyuncudur ki, film asla eskimez ve her defasında sizin de "Siee siee siee!" diyeceğiniz detaylar bulursunuz içinde. Kadronun muhteşemliği ise tartışmaya açık olamayacak kadar başarılıdır.

11. Filmin sonunda "Pardon" denilerek salınan üç arkadaş, sistemi ve adaleti izleyiciye çok güzel sorgulatır. İbrahim'in şu lafı, siz sorgulamadan olanı biteni özet geçer hatta: "Adalet dediğiniz o kadar da adil bir şey değil demek ki"

12. Filmin gerçek kahramanı Nevzat Pak, Ferhan Şensoy tarafından galaya davet edilmiş ancak “Televizyonlara çıkarım, sonra başım derde girer, işimden olurum” diyerek korkusundan galaya gitmemiştir. Bunca şeyden sonra haksız olduğu da söylenemez...

Popüler İçerikler

Okullardaki Yılbaşı Kutlamalarına Gelen Yasağa Mustafa Sandal'dan "Onlara İnat 'Duble' Kutlayacağız!" Tepkisi
İstanbul Bağcılar ve Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Okullarda Yılbaşı Kutlamasını Yasakladı!
Kadınlarla Kafayı Bozan Sözde Hoca Bu Kez de "Karını Bize de Evde Oynat" Sözleriyle Tepki Çekti
YORUMLAR
11.12.2019

bana bak muzo. seni şimdi burda boğarım. geri kalan cigaraların hepsini yalnız içmek zorunda kalırım. her cigara yakışımda 'rahmetlinin cigarasıydı' der dellenirim. beni böyle filtreli dertlere gark etme. attır bir cigara!

11.12.2019

Ibrahim, Muzaffer ve ben o gece yoldan bir taksi çevirdik. Biraz ilerleyince dayadım bıçağı taksi şoförünün ensesine, yavaşla sağa çek arabayı istop etmeden in dedim. Paşa paşa indi. Geçtim direksiyona markete gittik. Elde bıçak daldım içeri, Muzaffer'le Ibrahim paraları marketin naylon torbalarına doldurdular. Hızla çıktık. Gaspettiğimiz arabayla bir kahvenin önünden geçerken Ibrahim hiç gereği yokken sırf şamata olsun diye oraya molotof kokteyli attı. Ibrahim'in böyle dallamalıkları vardır.

12.12.2019

O olay o gece değildi. Amirim siz olayları karıştırıyorsunuz :)

11.12.2019

Kerttirtmeyin bana beşiğinizi! Komşu da bir herif doğdu diye senin onunla evlenmez gerekmez, sapıklığın alemi yok.

TÜM YORUMLARI OKU (31)