Fenerbahçenin En İyi 11 Golcüsü

11. SEMİH ŞENTÜRK

SEMİH ŞENTÜRK

Futbola Özçamdibispor'da başladı. 16 yaşında Fenerbahçe'nin altyapısına transfer oldu ve ilk profesyonel sözleşmesini imzaladı. 2000-2001sezonunun ikinci devresinde teknik direktör Mustafa Denizli tarafından A takıma alındı. Fenerbahçe'de ilk resmi maçı, 17 Şubat 2001 tarihinde oynanan Siirtspor-Fenerbahçe,Turkcell Süper Lig maçıdır. Bu maçta son 15 dakikada oynamıştır. Süper Lig 2007-2008 sezonunda 17 golle gol krallığına ulaştı. Fenerbahçe'nin 26 Temmuz 2007 tarihinde yardımcı kaptanlığını üstlendi. Semih Şentürk, 8 Mart 2009 tarihinde oynanan Kayserispor-Fenerbahçe maçında takımının ilk golünü atarak Kadir Has Stadyumunda ilk gol atan futbolcu olarak tarihe geçmiştir.2009-2010 sezonunu ise yedek kulubesinde geçirmiştir.2011-12 sezonu itibari ile Fenerbahçenin Türkiye Kupasında Cemil Turan ile birlikte en çok gol atan oyuncusu olmuştur.(19 gol) Yedek kulübesinden gelerek attığı kritik goller nedeniyle 'Nöbetçi Golcü' lakabıyla bilinir.Semih 13 Ocak 2013'te oynanan 1461 Trabzon maçında attığı gol ileFenerbahçe tarihinde Türkiye Kupası'nda en çok gol atan oyuncu olmayı başarmıştır.(20 golle).Semih 10 Şubat 2013 tarihinde oynanan Mersin İdman Yurdu karşılaşması ile Süper Lig kariyerindeki 200. maçına çıktı.

10. NİYAZİ SERHAT AKIN

1991 yılında futbola Almanya'da 10 yaşındayken Karlsruher SC takımın altyapısına girerek başladı. 2000 yılına kadar burada oynadı. 2000 yılındaFenerbahçe'ye transfer oldu ve Türkiye Milli takımına kadar yükseldi.Fenerbahçe'nin ardından RSC Anderlecht'e transfer olmuştur. 2006-2007 sezonunda Almanya'nın FC Köln takımına kiralık olarak transfer olmuş diğer sezon RSC Anderlecht'e geri dönmüştür. 15 Ağustos 2008 tarihinde Turkcell Süper Lig'e yeni dahil olan Kocaelispor'la anlaşan futbolcu, burada 1 yıllık sözleşmeye imza atmıştır. Ligin 15. haftasında Kocaelispor'dan para alamadığı ve beklediği ilgiyi göremediği için sözleşmesini tek taraflı fesh etmiştir. Ligin takımlarından Kayserispor ve Beşiktaş kendisi ile ilgilenmiş fakat Konyaspor ile 1.5 yıllık sözleşme imzalamıştır. 2011-2012 sezonu için Yusuf Şimşek'in Futbolcu-Antrenör olarak görev yaptığı Turgutluspor'la anlaşmıştır. 2012-13 sezonu yaz transfer döneminde Yusuf Şimşek'in Teknik direktörlük yaptığı Denizlispor ile anlaşmıştır. 2013-14 sezonunun başında Almanya 3. lig ekiplerinden BAK 07'ye transfer olmuştur.[1]

9. ELVİR BOLİC

Yugoslavya'nın Kızılyıldız takımında parladı. 1991-92 sezonunda Şampiyonlar Ligi maçlarında forma giydi.

Türkiye'de ilk olarak 1992'de Galatasaray'a geldi, fakat fazla forma şansı bulamayarak altı ay sonra Gaziantepspor'a gitti. Gaziantep'te attığı gollerle dikkat çeken Boliç 1994-95 sezonunda 26 golle gol krallığında Aykut Kocaman'ın ardından ikinci sırayı aldı.

Boliç, 1995-96 sezonu başında Fenerbahçe'ye geçti ve o yıl kazanılan şampiyonlukta büyük pay sahibi oldu. Ayrıca 40 yıl boyunca kendi sahasında Avrupa maçlarında yenilmeyen Manchester United'a gol atarak Fenerbahçe'nin kazanmasını sağlamış ve tarihe geçmiştir. 2000 yılında takımdan ayrılan Boşnak oyuncu İstanbulspor'a transfer oldu ve ardından İspanya'nın Rayo Vallecanotakımında forma giydi. Ülkesi Bosna-Hersek Milli Futbol Takımı formasını da başarıyla giyen Boliç, 2005-2006 sezonunda tekrar İstanbulspor takımına dönmüştür. Bu takımda da çeşitli sakatlıklarından ötürü fazla forma şansı bulamadı.

8. AYKUT KOCAMAN (KRAL)

Profesyonel futbol kariyerine 1984 yılında Sakaryaspor'da başlayan Kocaman, ardından 1988 Fenerbahçe'ye transfer olarak olmuş ve bu takımda 3 defa Süper Lig gol kralı olarak büyük başarıya imza atmıştır. 8 sezon Fenerbahçe'de başarıyla oynadıktan sonra 1996 yılında İstanbulspor'a transfer olmuş, 2000 yılında futbolu bırakmıştır.

Süper Lig'de attığı gollerle 100'ler kulübüne girip, toplamda 200 gol atarak Süper Lig tarihinin en golcü 5'inci futbolcusu olmuştur.

1 kez Türkiye U-21, 15 kez de Türkiye A Milli Takım olmak üzere 16 kez milli formayı giymiş, bu maçlarda bir gol atmıştır.

7. RIDVAN DİLMEN (ŞEYTAN)

Şeytan lakaplı Rıdvan Dilmen 13-14 yaşlarında, mahalle arasında oynarken keşfedilmiş ve daha sonra Nazilli Sümerspor’da futbola başlamıştır. O sezon takımı yenilgisiz şampiyon olmuştu. Daha sonra, Muğlaspor, Rıdvan’ı transfer etmek istedi ancak kulübü bu öneriyi geri çevirdi. Sonunda, pazarlık reddedilmez noktaya geldi ve 25 futbol topu karşılığında, Muğlaspor antrenörüKemal Dirikan tarafından transferi gerçekleşti.

Rıdvan’ın oynadığı sezon Muğlaspor, amatör ligden ikinci lige çıktı. Dirikan’ın 'Şeytan gibi bir zekan var' sözü, Rıdvan’ın hala anıldığı 'Şeytan' lakabının temeli oldu. Muğlaspor’da oynadığı futbolla büyük takımların dikkatini çekmeye başlayan 19 yaşındaki Dilmen, sezon sonunda birinci lig takımı Boluspor’a transfer oldu. Takım ilk maçını, Fenerbahçe Stadı’nda, Fenerbahçe’yle, ikinci maçını da Galatasaray’la oynadı. Böylece Dilmen, rüyalarını süsleyen Fenerbahçe ile ilk kez karşılaşmış oldu.

1-1 biten maçın ertesi günü, Dilmen’in adı, Ziya Şengül, İslam Çupi gibi önemli yazarların köşelerinde geçiyordu ve hakkında yapılan yorumlarda 'Türkiye’de bir yıldız doğuyor. Gelecek hafta Boluspor - Galatasaray maçında Rıdvan’ı mutlaka izleyin!' ifadeleri kullanılıyordu. Bir hafta sonra Boluspor’un Galatasaray'a 2-1 kaybettiği maçta, takımının tek golünü kaydeden Rıdvan, aynı akşam açıklanan milli takım kadrosunda yerini aldı.

İki yıl Boluspor’da oynayan ve sonra Sarıyer’e transfer olan Dilmen, dört yıl da Sarıyer forması giydi. 1987 - 1988 sezonu sonunda Fenerbahçe’ye sansasyonel bir şekilde transfer olan futbolcu, kendi deyimiyle 'hayallerini gerçekleştirdi'.

1988 - 1989 sezonunda, kariyerinin zirvesine çıkan Dilmen’in takımı Fenerbahçe, 103 gol atarak şampiyon oldu. Aykut, Oğuz, Hakan, Schumacher gibi oyuncuların bulunduğu takımda, Dilmen, 19 gol atıp, 41 gol attırarak, şampiyonlukta büyük rol oynadı.

6. SELÇUK YULA

Futbolculuk kariyerine Şekerspor'da başladı. 1979'da transfer olduğuFenerbahçe'de golcülüğü ve penaltı atışları ile tanındı. Fenerbahçe'de iki sezon üst üste gol krallığı (1981-82, 16 gol), (1982-83, 19 gol) yaşadı. Fenerbahçe formasıyla 134 gol attı.[1]

Daha sonra F. Almanya Bundesliga takımlarından Blau Weiss Berlin takımına geçti, bir sezon oynadı (1986-1987).Daha sonra Sarıyer (1987-1991) sezonunda transfer oldu. Galatasaray'da 1 sezon oynadıktan sonra futbola veda etti.14 kez oynadığı Millî Takım'da 3 kez kaptanlık yaptı.

Jübilesini, aktif sporculuk yaşamına ara verdikten bir süre sonraErzurumspor ile yapılan özel bir maçta Fenerbahçe forması ile yaptı.

Evli ve 1 kız çocuğu babası olan Yula, ölmeden önce Fotomaç gazetesi ile Fenerbahçe TV'de spor yorumculuğu yapıyordu.

Selçuk Yula 6 Ağustos 2013 tarihinde geçirdiği kalp krizinden hayatını kaybetmiştir.[2][3]

5. CEMİL TURAN

Cemil Turan Türk eski futbolcu. Türk futbolunun en golcü oyuncularından birisi olan Cemil Turan futbol tekniği, ani deparları ve sıyrılışları, demarke kalmasındaki başarısı ve topu kullanışı ile gelmiş geçmiş en iyi futbolculardan sayılır. Hem oyun kurucu hem de bitirici özellikleriyle akıllarda yer edindi.

Sarıyer Kulübü'nde parladı. İstanbulspor'a geçti (1968). Fenerbahçe'ye transfer oldu (1972) ve futbolu bu kulüpte bıraktı (1980).

Üç defa gol kralı oldu: (1973-74,14 gol), (1975-76, 17 gol), (1977-78, 17 gol). Fenerbahçe formasıyla 194 gol attı ve yılın sporcusu seçildi (1977). Ayrica Cemil Turan, Süper Lig'de 293 maçta 120 gol kaydetti.

44'ü A takımda olmak üzere 52 maçta milli formayı giydi, altın şeref madalyasını kazandı. Milli Takım'da iken 19 gol attı ve 13 kez kaptanlık yaptı.

4. OGÜN ALTIPARMAK

Futbola 1950'li yılların sonunda Karşıyaka'da başladı. 1963'te bacağının kırık olmasına rağmen, Fenerbahçe'ye transfer oldu. Bu transferin saglanmasinda işadamı Kadir Has'ın katkısı büyük olmuştur. Sarı-lacivertli forma ile uzun yıllar geçiren golcü futbolcu, sağ açık ve santrfor mevkilerinde görev yaptı.

Fenerbahçe'nin 4 lig şampiyonluğu ve Türkiye Kupası kazanan kadrolarında yer aldı. Golcülüğü ile dikkat çeken Ogün Altıparmak, 1970-1971 sezonunda 16 golle gol kralı oldu. 1968-69 Şampiyon Kulüpler Kupası sezonunda Fenerbahçe'ninManchester City'i 2-1 yenerek bir üst tura çıktığı maçta Abdullah Çevrim ile beraber iki golden birini attı. 1968 senesindeABD'ye transfer olarak bir sezonluğuna Washington Whips'da oynadı. 1959-1971 yılları arasında Türkiye 1. Liginde oynadığı 306 maçta attığı 106 golle lig tarihinde 100 golü geçen 5. futbolcu olmuştur.

Türkiye Millî Futbol Takımı'nda da toplam 32 defa forma giydi ve bu maçlarda 6 gol kaydetti, iki maçta da kaptanlık yaptı.

3. FİKRET KIRCAN

O dönem adeta bir futbolcu fabrikası olarak çalışan Fenerbahçe altyapısında futbola başladı. 1932-33 sezonunda Fenerbahçe'nin A takımı namağlup İstanbul ve Türkiye şampiyonu olurken, B ve Genç takımları da namağlup şampiyonluğa ulaştı. Bir futbol takımının üç kategoride birden hem de namağlup şampiyonluğa ulaşması ilk kez yaşanıyordu. Fikret Kırcan işte 14 yaşında bu kadrolarda futbolla tanıştı.

1933-34 sezonunda Fenerbahçe İstanbul Ligi'ni lider götürürken, 23 Şubat 1934 tarihindeki Galatasaray maçında büyük kavgalar çıkmış, Galatasaray'dan 8, Fenerbahçe'den 9 futbolcu hak mahrumiyetine çarptırılmıştır. Bu dönemde Fenerbahçe derhal altyapısına dönmüş ve yenilmez B ve Genç takımlarından birçok futbolcuyu A Takıma dahil etmiştir. İşte Fikret Kırcan'ın A takımının formasıyla çıktığı ilk maç 1934-35 sezonunda 23 Kasım 1934'te oynanan Çankaya maçıdır. İşte bu maçtan itibaren Fikret Kırcan sarı-lacivertli formayı 1956'ya kadar 22 yıl sırtından hiç çıkarmamış, Fenerbahçe'nin sembol oyuncularından biri olmuştur.

Aynı zamanda takım kaptanlığını yapan kendisinden yaşça büyük Fikret Arıcan ile aynı dönemde futbol oynadıkları için 'Küçük Fikret' ya da birçok taraftarca 'Kefal Fikret' olarak lakaplandırıldı. Ünlü Fenerbahçe marşının 'Cihatlar, Lefterler, Canlar, Fikretler' dizesinde bahsedilen 'Fikretler'den biri Kırcan'dır.

Fikret Kırcan futbolculuğunun ilk döneminde 1934-35, 1935-36, 1936-37 yıllarında İstanbul Ligi, 1933-34, 1937-38, 1938-39 yıllarında İstanbul Şildi, 1935 yılında Türkiye Futbol Şampiyonası ve 1937, 1940 yıllarında Milli Küme şampiyonu olan Fenerbahçe takımında süratli, kıvrak ve estetik oyun tarzıyla giderek yıldızlaştı. Ancak yıldızlaşmaya başladığı bu dönemde A milli futbol takımının İkinci Dünya Savaşı nedeniyle hiç uluslararası temas yapamaması nedeniyle ay-yıldızlı formayı giyebilmek için uzun yıllar beklemek zorunda kaldı. Zira 1937'den sonra ilk ulusal müsabaka 1948'de yapılabilmişti.

Fikret Kırcan 1948'e kadar 1943-44, 1946-47 ve 1947-48 İstanbul Ligi, 1944-45 İstanbul Kupası, 1944 Türkiye Şampiyonası, 1943, 1945, 1946 Milli Küme ve 1945, 1946 Başbakanlık Kupası şampiyonu olan efsanevi kadronun değişmez elemanı oldu. 1948 yılında A milli takım Yunanistan ile 11 yıl aradan sonra ilk maçını yaparken futbolu olgunlaşmış Kırcan artık ilk onbirdeydi. 23 Nisan 1948'de Atina Panathinaikos Stadı'nda oynanan maçta Türkiye Yunanistan'ı 3-1 gibi farklı bir skorla yenerken, 9. dakikada Kırcan'ın ayağından gelen gol hem kendisinin ay-yıldızlı formayla attığı ilk gol oldu, hem de milli takım 3 Ağustos 1937'den beri ilk kez golle kucaklaştı.

Kırcan, 1948 yılında Londra'da düzenlenen Olimpiyatlarda mücadele verecek A milli takımın oyuncularından da biri oldu ve 2 Ağustos 1948'de Çin'i 4-0 yenerek Yugoslavya ile çeyrek final oynamaya hak kazanan kadroda yeraldı. Ancak o dönemde çok az uluslararası temas gerçekleştirildiğinden milli formayı sadece 9 kez sırtına geçirebildi ve 2 kez gol kaydına muvaffak oldu.

2. LEFTER KÜÇÜKANDONYADİS

22 Aralık 1925 tarihinde, Büyükada'dadaki Hamam Sokak'ta dünyaya geldi.[1] Babası balıkçılık yapan Hristo, annesi ise Argiro idi.[1] Doğum adı Eleftherios olan ve Panani'nin ardından ailenin ikinci erkek çocuğu olan Küçükandonyadis'in ailesi, 20. yüzyıl başında Arnavutluk'tan Büyükada'ya göçen Rum kökenli bir aileydi.

Futbola Büyükada'da başladı. Taksim Spor Kulübü'nde yetişti. Taksim Kulübü yöneticileri kendisine lisans çıkartabilmek için 1941'de mahkeme kararıyla yaşını büyüttüler. Ancak bu sayede takımda oynayabildi. 2 yıl Taksim takımında yer aldı.[3] 1943'te askere gitti, 4 yıl süren askerlikten sonra 1947'de İstanbul'a döndü ve Fenerbahçe kulübüne girdi. Buradaki futboluyla dikkat çeken Lefter, 3 Ekim 1951'de 17.500 liralık transfer ücretiyle İtalya'nın ACF Fiorentina takımına transfer oldu.[4] 1 yıl da Fransa'nın OGC Nice takımında oynayan Lefter, 1953-1954 sezonundan itibaren yeniden Fenerbahçe'de top koşturmaya başladı. Aynı sezon, İstanbul Ligi'nde gol kralı olan Lefter, 1964'e kadar toplamda 17 yıl giydiği Fenerbahçe forması altında 400'ün üzerinde gol kaydederek erişilmesi güç bir rekora imza attı. Bu süre zarfında, Türk futbolunun efsaneleşen isimlerinden biri olarak tanındı. Golcülüğünden ötürü Ver Lefter'e, yaz deftere! sloganı onun için yaygın olarak kullanıldı. Futboldaki ustalığından, çalımlarından ve gollerinden ötürü Ordinaryüs sıfatıyla anıldı.

Futbol yaşamında toplam 50 kez milli formayı giydi (46 kez A, 1 kez B, 3 kez 21 yaş altı). 1954 FIFA Dünya Kupası'nda forma giyen Lefter turnuvada 2 de gol attı. Türk futbolunda 50. Milli Maç altın madalyasını alan ilk futbolcu oldu.[5] Milli takım formasıyla attığı 21 golle en çok gol atan milli oyuncu unvanını 33 yıl boyunca elinde tuttu, 9 kez de milli takım kaptanlığını yaptı.[

1. ZEKİ RIZA SPOREL

Fenerbahçe A takımına 17 yaşında girdi. Takımın formasını 19 yıl boyunca giydi. 352 maçta 470 gol attı.[1] Milli takımın ilk golcüsüdür. Türkiye Millî Futbol Takımı formasını 16 kez giydi. 10 kez kaptanlık yaptı. 26 Ekim 1923'te Romanya ile oynanan ve 2-2 berabere sonuçlanan Türkiye millî takımının ilk maçında 2 gol attı. Milli takıma toplam 15 gol kazandırdı. Milli takımın Finlandiya'yı 4-2 yendiği maçta Türkiye'nin 4 golünü de atarak bu konudaki rekoru uzun süre elinde tuttu. Futbolu 1934'te bıraktı. Soyadı kanunu çıktıktan sonra, soyadı bizzat Mustafa Kemal Atatürk tarafından verilmiştir.[2] Tenis dalında Türkiye'yi temsil etti. Yöneticilik yaptı. Türkiye Su Sporları Federasyonu ve Fenerbahçe Spor Kulübü başkanlıklarında (1955-1957) bulundu. Türk futbol tarihinin en iyi 11'ine seçildi. Ayrıca Fenerbahçe ile Galatasaray arasındaki ezeli rekabette Galatasaray ağlarına tam 33 gol atarak kırılması çok güç bir rekora imza atmıştır. Kardeşleri ünlü futbolcular Hasan Kamil Sporel ve Arif Sporel. 1921 yılında Galatasaray'ın yurt dışı turunda Galatasaray forması ile mücadele etmiş, Werder Bremen, FC Köln, FC Saarbrücken ve FC Lausanne Sport maçlarında goller atmıştır.[3]

Popüler İçerikler

Kızılcık Şerbeti'nin Görkem'i Özge Özacar'dan Pembe'nin Osmanlı Tokadına Yanıt
Almanya’da Noel Pazarına Saldırı: Saldırgan Suudi Arabistan Vatandaşı Bir Doktor Çıktı!
İstanbul Bağcılar ve Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Okullarda Yılbaşı Kutlamasını Yasakladı!