Orada yaptığım işten keyif almayı ve futbolda yeni bir ortamda çalışmanın hep mümkün olduğunu öğrendim. Bu nokta, geleceğini kuran gençler için önemli bir ayrıntı.
Hayal kurmaya tekrar başladım. Yalın ayak kurbağa çalımlayan çocuğum tekrardan. Palyaçonun ağzına yedi kez topu sokan çocuk oldum yine. Şunun farkındayım ki; yaşananlar, başarılanlar veya kazanılanlardan daha çok, geride kalıcı olan hep “duygular” oluyor. Duygular kalıcı olduğuna göre, onlara iyi bakmalıyız. Onları hafızamızda iyi saklamalıyız.
İşte bu yüzden bugün bir antrenör ve eğitmen olarak, kariyerimde mutlu olduğum anları hatırlamayı seviyorum. Tıpkı İstanbul’da Fenerbahçe’nin futbolcusuyken yaşadığım yıllar gibi. Bütün bunlar, Futbol’da hayallerin kabuslardan daha fazla olduğunu bana hatırlatıyor.
Tek ihtiyacımız olan, şortlu tişörtsüz top peşinde koşan çocukların ışıklarının sönmemesini sağlamak.
Bir Beşiktaş'lı olarak bizi de az üzmedin ama sana büyük saygı duyuyorum iyi ki Türkiye'den yolun geçmiş Alex
Seni canlı izleyebildiğim için çok şanslıyım doktor...
Gerçekten bir Galatasaraylı olarak Alex'e olan saygım sonsuzdur. Keşke biraz daha oynamaya devam etseydi. Umarım ilerde teknik adam olarak görürüz.