Fenerbahçe Efsanesi Alex de Souza Türkiye'deki Futbol Kariyerine Dair Açıklamalarda ve İtiraflarda Bulundu

Fenerbahçe'nin unutulmaz isimlerinden Alex de Souza, futbol kariyerine dair uzun bir yazı ele aldı. Şimdilerde Sao Paulo'da görev yapan Brezilyalı, The Players Tribune için bir mektup yazdı.

Alex de Souza, The Players Tribune'e 2004'te adım attığı ve oynadığı futbol ve karakteriyle bir efsaneye dönüştüğü Fenerbahçe günlerini anlattı.

Hem Fenerbahçe yıllarını hem de Türkiye'deki futbol ortamını özetleyen Alex, başından geçen bir olayı da paylaştı.

The Player Tribune'e uzun ve harika bir yazı yazan Alex de Souza'nın ifadelerinden öne çıkanlar şu şekilde 👇

Fenerbahçe’de yaşadığım senelerin en çılgın seneler olacağını hayal bile edemezdim. Kelimelere dökmek gerçekten çok zor. Ama deneyeceğim…

Türkiye’deki futbolun eşsiz olduğunu düşünüyorum ve başka hiçbir şeye benzemediğine eminim. Herkes kulübüne tutkuyla bağlı. Evet, Brezilya’dan daha kuvvetli bir tutku. Lakin çok temel bir farkla… 

Herkes rakibi ıslıklıyor, rakip futbolcuyu ıslıklıyor. Ama sanki bir limit var ve o sınır geçilmiyor. Bana her zaman Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor, Bursaspor taraftarı tarafından iyi davranıldı. Havaalanında, sokakta beni gören rakip takım taraftarları gelip benimle gayet hoş muhabbet ediyorlardı. İşte bu yüzden Türk halkına olan sevgimi hiçbir şey silemez. Benim için unutulmaz bir tecrübeydi…

Kulüpten ayrıldığım gün evimin etrafını çeviren insanları hatırlıyorum. Duvarlardan atlayıp, evin bahçesine girip, kilometrelerce öteden her şey için teşekkür edip elimi sıkmaya gelen insanları unutmuyorum.

Hemen hemen bir hafta süren bu nöbet günlerinden birinde ailemle evde otururken kapı çaldı. Devasa biri çıktı karşıma. Gözüm bir yerden çıkarıyordu bu kişiyi ama o an nereden olduğunu bulamadım. Daha önce hapse girmiş çıkmış Galatasaraylı bir fanatikti.

Eee şimdi ne yapacaktım?

Kapıyı açtım ve adam bana: Merhaba, benim için bir kaç forma imzalayıp bir de benimle fotoğraf çekilir misin? 

Ben: Tabii ki, içeri gir.

— Alex, bize az çektirmedin. Ama sana hayranlık ve saygı duyuyorum.

Bana sarıldı, teşekkür etti ve gitti. Çılgınlık!

Rekabet orada büyük. Fenerbahçe x Galatasaray maçları adeta birer savaş.

Sen lig şampiyonu olabilirsin ama eğer rakibine kaybettiysen, tam bir şampiyonluk sayılmaz. Eğer her ikisi de şampiyon olmadıysa da tüm muhabbet ligi diğerinden üstte bitirmek üzerine. Ben bunları büyük yoğunlukta yaşadım.

Tam 8 sezon. Şampiyon olup, gol kralı olup, Şampiyonlar Ligi’nde grup aşamasını geçerken, hayatımın en memnuniyet verici duygularını yaşadım.

Çeyrek finalde Chelsea’ye karşı oynadık ve daha ileri gitmemiz işten bile değildi. İçeride kazandık ve Londra’da  2-0 mağlup olduk. Her şeyi bir kenara bırakıp futbolun ne kadar harika bir spor olduğunu bir kez daha hatırlatan gecelerden biriydi…

Çok güzel anılardı. Bir keresinde Fenerbahçe tarihinin en büyük oyuncusu Lefter ile öğle yemeği yemeye gittik.

80'li yaşlarındaydı. Konuşma sırasında takılarak “benim heykelim varsa, Alex’in de olmalı” dedi. Heykel de yapıldı.

Bir keresinde, askerlik görevini yaparken ayağını kaybeden Murat isminde bir taraftarın yeni bir protez için protez modelini değiştirmesi gerekiyordu

Teknoloji ve detaylı bir çalışma gerekiyordu. Doktorlar ona birinin ayağının modelini seçmesini istiyorlar ve o 80 milyonluk ülkeden benim ayaklarımı istediğini söylüyor. Bugün bile konuştuğumuzda bana  artık onun da “de Souza” olduğunu söylüyor.

Bütün bu yaşananlar sonunda bana kalan, Cruzeiro’daki geri dönüşümün Türkiye’de bir hayat tecrübesine dönüşmesiydi.

Orada yaptığım işten keyif almayı ve futbolda yeni bir ortamda çalışmanın hep mümkün olduğunu öğrendim. Bu nokta, geleceğini kuran gençler için önemli bir ayrıntı.

Hayal kurmaya tekrar başladım. Yalın ayak kurbağa çalımlayan çocuğum tekrardan. Palyaçonun ağzına yedi kez topu sokan çocuk oldum yine. Şunun farkındayım ki; yaşananlar, başarılanlar veya kazanılanlardan daha çok, geride kalıcı olan hep “duygular” oluyor. Duygular kalıcı olduğuna göre, onlara iyi bakmalıyız. Onları hafızamızda iyi saklamalıyız.

İşte bu yüzden bugün bir antrenör ve eğitmen olarak, kariyerimde mutlu olduğum anları hatırlamayı seviyorum. Tıpkı İstanbul’da Fenerbahçe’nin futbolcusuyken yaşadığım yıllar gibi. Bütün bunlar, Futbol’da hayallerin kabuslardan daha fazla olduğunu bana hatırlatıyor.

Tek ihtiyacımız olan, şortlu tişörtsüz top peşinde koşan çocukların ışıklarının sönmemesini sağlamak.

Popüler İçerikler

İki Torunlu Mücevher Kralı 30 Yıllık Eşinden Genç Sevgilisi İçin Tek Celsede Boşandı
Mauro Icardi'den Olay Wanda Nara Paylaşımı: ''Evimde 2 Saat Boyunca Beni Taciz Etti''
Montella Görevini Bırakırsa A Milli Takım'ın Başına Kim Geçmeli?
YORUMLAR
20.04.2022

Bir Beşiktaş'lı olarak bizi de az üzmedin ama sana büyük saygı duyuyorum iyi ki Türkiye'den yolun geçmiş Alex

20.04.2022

Seni canlı izleyebildiğim için çok şanslıyım doktor...

21.04.2022

Gerçekten bir Galatasaraylı olarak Alex'e olan saygım sonsuzdur. Keşke biraz daha oynamaya devam etseydi. Umarım ilerde teknik adam olarak görürüz.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ