''Ben yine güzel bir şekilde devam ettim. ‘Hakemimiz hazır.’ dedim. ‘Biz daha hakem bulamadık.’ dediler. Bir hafta böyle geçti. İkinci hafta, ‘Hakem geliyor artık.’ dedim. Biz niye bu işi bir haftada bitirmedik belli değil. İkinci hafta oldu, ‘Biz daha hakem bulamadık.’ dedi.
‘Sayın Hatipoğlu, bir hakem bulmak çok zor değil, yurt dışından. İstiyorsanız biz bulalım.’ ‘Siz bulursanız olmaz.’ dedi. ‘Tamam, siz bulun.’ dedim. ‘Bana biraz süre verir misiniz? 1 gün.’ dedi. ‘Tabii’ dedim. Ertesi gün beni aradı, dedi ki, ‘Tamam, hakem bulduk.’ Biz hakem olarak, Şampiyonlar Ligi finali yönetmiş Mark Clattenburg’u önerdik.
Onlardan da Markus Merk ismi geldi. ‘Tamam’ dedim, ‘Çok güzel. Haydi yapalım.’ dedim. ‘Ama bunu millî takım arasında yapalım’ dedi. Ona da ‘Peki’ dedim. ‘Millî takım arasında yapalım.’ dedik. Şimdi çok enteresan bir durum var. Kendisiyle de konuşuyoruz, mesajlaşıyoruz. En son bana mesaj yolladı, ‘Markus Merk için şu tarih uygun.’ diye.
Millî takım arasını söyledi. Ben de aradım kendisini ‘Tamam, o tarih de uygun, millî takım arası tarihi de tamam’ dedim. Tarihi sordu, tarihte anlaştık, hakemlerle anlaştık. Bu süreci zaten herkes biliyor. Herkesle paylaşıyoruz.
Gizli saklı bir konuşma da değil herhalde. Gazeteciler de bu konuşmanın başını bildikleri için bize soruyorlar devamlı, ‘Ne oldu?’ diye. Ben de gazetecileri, kamuoyunu aydınlatma adına dedim ki, ‘Millî takım arasında pozisyonlara bakmaya karar verdik.’'
futbolda zevk falan bisey bırakmadınız artık amk bahisi soktunuz devreye keyif falan kalmadı artik
sen git sahnelerde köpek yarıştır ne bos adam çıktın