Satrançta Başarılı Olanların Hayatta da Başarılı Olacaklarının 15 Ufuk Açıcı Kanıtı

Çünkü bir insan kendini ne kadar sınırlarsa, öte yandan sonsuza o kadar yakın olur...

der Stefan Zweig, Satranç adlı kısa öyküsünde. Öyle de değil midir sahiden?

Pek çok güzel şey yazar bu kitabında, hayat ile satrancın ne kadar birbiriyle örtüştüğünü, aynı temelde ne de güzel birleştiğinden bahseder.

Biz de dilimizden döndüğünce bahsetmeye çalıştık hayat ile satranç arasındaki eşsiz benzerliklerden.

#1

Uzun soluklu bir satranç karşılaşması gibidir, hayat. İlk bölümde amacınız kazanmaktır, ikinci bölümde üzerinize çöken yılmışlık ve yorgunluktan ötürü ‘’inceldiği yerden kopsun’’ dersiniz, üçüncü ve son bölümde ise buraya kadar geldiğiniz için bari kazanayım demeye başlar ve kendinizi parçalamaya devam edersiniz.

#2

İkisini de tam manasıyla, tüm detaylarıyla çözebilmek imkansızdır; bir yolunu bulsanız bile ‘ömrünüz yetmez’ derler ya hani, doğrudur…

#3

Hayatta ilerlemenin tek yolu kayıplarınızdan ders almaktan geçer, kazançlarınızdan değil; satranç da böyledir.

#4

Zeka ikisi için de değerli bir faktördür fakat başarıya giden yegane yol değildir.

#5

İkisinde de ana amaç ‘oynanılan oyunu’ sona erdirmek, bir bitişe varmaktır.

#6

İkisinde de başarılı olmak için sıfırdan başlayabilir, serüvenleri baştan keşfetmeye çalışabilirsiniz. Ama yine ikisi için de en basit yöntem, sizden önce bu serüveni başarıyla tamamlamış insanların yolunu takip etmektir, birikimlerinden faydalanmaktır.

#7

Ortalamaya göre daha yüksek bir zekaya sahip olan insanların ikisinde de başarıyı yakalama oranı yüksek olsa da strateji çok önemlidir. Ve hatta ikisinde de zamanla stratejik ve uzun vadeli düşünebilme yetisinin, anlık fayda sağlamaktan önemli olduğu keşfedilir.

#8

Hem satrançta hem de hayatta başarıya ulaşmanın yolu savunmadan değil hücum etmekten geçer.

#9

İki oyunda da oyunun kurallarını ve daha da önemlisi oynamayı bilmiyorsanız kazanamazsınız, biliyor olmanız da kazanacağını garanti etmez.

#10

Tıpkı hayatta olduğu gibi satrançta da skor tutulmaz. On parçanı kaybedip yine de kazanabilirsin oyunu. Satrancın güzelliği budur işte. İşler her an tersine dönebilir. Kazanmak için yapman gereken tek şey tahtanın üzerindeki olası hamleleri ve anlamlarını iyi bilmek ve karşındakinin ne yapacağını kestirebilmek.

#11

İkisinde de piyonlar vardır. Önemsiz olarak görülen, ilk feda edilecek olan piyonlar. Elbette bazı durumlarda ve nadiren de olsa içlerinden şanslılar çıkar, vezir olurlar. Çok nadir olarak…

#12

Satranç hayat gibidir. Her parçanın kendi işlevi vardır. Bazıları zayıftır, bazıları güçlü. Bazıları oyunun başında işe yarar, bazıları sonunda. Ama kazanmak için hepsini kullanmak zorundasın.

Olasılıksız kitabından...

#13

İkisinde de doğru yerde ve doğru zamanda bazı şeyleri feda etmek gerekir. Bu fedakarlık, ileride elde edilecek büyük zaferlerin yolunu açan anahtarlar gibidir.

#14

İkisinde de oyuna beyazlar başlar.

#15

Ve son olarak belki de en önemlisi;

İki oyunun, en güçlüsü de en güçsüzü de oyun bitince aynı yere atılır.

Taşlar kutuya, 

insan toprağa...

Bonus: Satranç vs. Tavla

Satranç Hindistan’da yaklaşık 1500 yıl önce bulunmuş klasik bir strateji oyunudur.

Efsaneye göre Hint İmparatoru danışmanlarına, çocuklarının savaşta iyi düşünen başarılı birer general olmaları için bir yol bulmaları talimatını vermiş ve bu talimat üzerine imparatorun danışmanlarından Herssabbin Dahire adlı bir Hint düşünürü satranç oyununu bulmuştur.

Daha sonra Hint İmparatoru, bir satranç takımını, yanında bir mektup ile birlikte, hediye olarak Pers İmparatoruna göndermiş. Mektubunda oyunla ilgili hiç bir açıklama yapmamış, sadece:

“Pers İmparatoru’na:

Kim daha çok düşünüyor,

kim daha iyi biliyor,

kim daha çok ileriyi görüyorsa o kazanır.

İŞTE HAYAT BUDUR…”

diye yazmış.

Pers İmparatoru bu mesajı dönemin en alim veziri olan Buzur Mehir ile paylaşmış ve ondan önce oyunu çözmesini, sonra da karşılık olarak Hint İmparatoru’na hediye edilmek üzere başka bir oyun icat etmesini istemiş.

Buzur Mehir tarafından 1400 yıl önce tasarlanan tavla oyunu; dünyanın en popüler oyunlarından biridir. Zaman kavramından alınan ilhamla tasarlanan oyunun zamana böylesine direnmesi de son derece etkileyicidir.

Tavlanın 4 köşesi 4 mevsimi, içindeki karşılıklı 6′şar hane 12 ayı, pulların toplamı ayın 30 gününü ,siyah-beyaz pullar gece ve gündüzü, karşılıklı 12′şer hane günün 24 saatini simgeler..

Buzur Mehir’in bulduğu oyunu çok beğenen Pers İmparatoru, Hint İmparatoru’nun hediyesine karşılık olarak bir tavla takımı göndermiş. Hediyesine iliştirdiği mektupta ise şöyle yazıyormuş:

“Hint İmparatoru’na:

Evet,

Kim daha çok düşünüyor,

kim daha iyi biliyor,

kim daha çok ileriyi görüyorsa o kazanır.

ama şansı da unutmamak gerekir.

İŞTE HAYAT BUDUR…”

Popüler İçerikler

Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan 'Audi A8' Savunması: 'İhtiyaç'
TikTok’ta "Karagül" Adıyla Açtığı Yayınlarla İnfial Yaratan Kadının Çocuklarını Devlet Korumaya Aldı!
Kızıl Goncalar Naim'in Yıllar Öncesinin Efsane Dizisinde Oynadığı Ortaya Çıktı!
YORUMLAR
09.08.2016

"Satranç sadece bir oyundur ve gerçek insanlar birer taş değillerdir. Bu dünyaya sanki bir satranç oyunuymuş gibi bakan herkes kaybetmeyi hak eder." Harold Finch

Pasif Kullanıcı
09.08.2016

ALAKASI BİLE YOK..Çok iyi bir satranç oyuncusuyum fakat hayatta o kadar da başarılı değilim.Boş içerik....

09.12.2016

çok iyi bir satranç oyuncusu olduğunu iddia ediyorsan, değilsindir zaten :)

14 bu ne ırkçılık

02.01.2017

bence oradaki amaç ırkçılığı eleştirmek

TÜM YORUMLARI OKU (20)