Hackerları çok havalı buluyorsanız tam size göre bir hikâyemiz var. Tüm Amerika'yı sinir krizlerine sokan hatta işin içine İngiltere'yi de karıştıran ve herkesi trolleyerek eğlenen LulzSec grubunu daha önce duymuş muydunuz? Bu grup sırf eğlenebilmek için FBI ve CIA gibi kurumları hackliyor, onlarla resmen dalga geçiyordu. Gelin, her bir satırını gerilim ve heyecanla okuyacağınız LulzSec'in öyküsünü mercek altına alalım.
Kendilerine kısaca 'LulzSec' diyen Lulz Security ekibi, internetin güvenlik sorunlarını komik bir dille anlatma gayesi taşıyordu. Bu yüzden isimlerini bile LOL'den yani yüksek sesle gülmek anlamına gelen 'laught out loud' söz öbeğinden ve güvenlik kelimesinden aldılar. İnternetteki tehlikelerin varlığını dalga geçerek kanıtlamak amacıyla yola çıkan grubun ana kadrosu yedi kişiden oluşuyordu. Grup, 'Güvenliğinize gülüyoruz.' sloganını kullanıyordu, düşmanlarına asla açık vermiyor ve ekibi tanımalarına asla izin vermiyordu.
Grubun en ünlü faaliyetleri arasında FBI'ı hackleyerek onların telefon trafiğini değiştirmeleri var. FBI bir arama yaptığında telefonu sirkler ya da oyuncak mağazaları açıyordu. Herhangi bir firmanın müşteri hizmetlerini arayanların karşısına ise FBI çıkıyordu. Grubun CIA'in tüm sistemlerini ele geçirmesi de uzun bir süre konuşuldu.
Ölen ünlü isimler için zaman zaman 'Yoo, onlar aslında ölmedi. Sadece gizlenip partiliyorlar.' dendiğini duymuşsunuzdur. İşte, bu söylentilerin arkasında da yine LulzSec var. Bu gibi sansasyon yaratacak asılsız bilgileri yaymaktan son derece keyif alıyor ve kurumsal yapıların asla komik bulmadığı bu durumlarla oldukça eğleniyor.
Aşırı eğlenerek yaptıkları siber saldırılardan sonra isimlerini duyuran LulzSec ekibi gittikçe popüler hâle geldi. İngiltere Sağlık Bakanlığını hacklemelerinin ardından dikkatleri iyice üzerlerine çekti. Ayrıca grubun Ulusal Sağlık Servisi aracılığıyla İngiltere vatandaşlarına e-posta yoluyla helikopter çizimi görselleri göndermesi de epey konuşuldu. Ekip, Sağlık Bakanlığından sonra oyun sitelerini hackleyerek hem verileri çaldı hem oyun sitelerinin yönetimlerine güvenlik önlemlerinin çok yetersiz olduğuna dair mesajlar attı.
Ekibin özellikle önemli kamusal kurumlara yaptığı saldırıları çözmek amacıyla toplanan yetkililer, soruşturmaları büyük bir titizlik ve gizlilik içinde yürütüyorlardı. Bunun nedeni ise itibar kaybına uğramak istememeleriydi. Ancak onlar her ne kadar başarılı olduklarını düşünseler de LulzSec, tüm faaliyetlerini sosyal medya hesaplarından duyuruyor hatta hacklediği sitelere yazıyordu.
Tüm bu eğlenceli süreç, LulzSec'e karşı önemli kurulların birleşerek siber savaş başlatmasıyla yerini gerilim ve heyecan dolu bir kaçış öyküsüne bıraktı. Ekipteki ilk üyenin gerçek kimliğinin ifşa edilmesi, diğer üyelerin yakalanmasını da hızlandırdı. Beraberinde sadece LulzSec'i ifşalamak için yeni bir ekip oluşturuldu ve bu ekip çalışmalarına ara vermeden devam etti. Ancak yetkililerin hedefi, ekibi içeriden çökertmekti ve onlar böylesinin çok daha verimli olabileceğini düşünerek harekete geçtiler.
Uzun çalışmalar sonunda tüm grup üyelerinin bilgilerini içeren bir ifşa listesi yayımlandı ve daha sonra grubun önderleri arasında görülen Sabu'nun tutuklanmasıyla işler çözüldü. Sabu, beraber yola çıktığı arkadaşlarını ifşalamayı ve FBI ile çalışmayı kabul etti. Sabu'nun polislerle yaptığı iş birliği tam yedi ay sürdü. Arkadaşlarını ele vermesi ise ekibin dağılmasına yol açtı.
Lulz'da artık son birkaç kişi kalmıştı. Onlar da bir final videosu yayınladılar, bu videoyu 'Lulz'un 50 Günü' olarak adlandırdılar. Artık onlar da eğlenmiyordu ve bu işe bir son vermeden önce yapabilecekleri her şeyi yapmak istediler. 50 gün boyunca tüm hünerlerini sergileyen grup üyeleri, bu sürenin sonunda tüm kaynaklarını ulaşılamaz hâle getirerek süreci sonlandırdı.