Yıllar yıllar önce bedenimizi boyalarla boyamaya başladığımızdan günden beri en çok tercih edilen renklerin başında kırmızı geliyor. Bu rengi seçmemizin, bu renge yakınlık duymamızın elbette bir sebebi vardı. Her sonun yeni bir başlangıç olduğunun rengi kırmızı.
Âşkın, yaşamın ve yeniden doğuşun rengi!
Kırmızı rengini anlatmak güç, bu rengi yaşamak gerek. Yine de, dilimiz döndüğünce bu rengin ihtişamından bahsetmeye çalıştık! ❤️
Tutkuyu, tutkulu olduğumuz şeyleri yanan bir alev gibi düşünmek mümkün. O alev tutkuyu ateşler, yükseltir. Tutku tüm derinliğini, sıcaklığını alevin kırmızısından alır.
Gündelik yaşamımızda ufak detaylarla bile tercih edilmez kırmızı rengi insan özgür, enerjik ve neşeli bir moda sokabilir.
Bu belki de kırmızı rengi hakkındaki en yaygın düşüncelerden biri. Kırmızıya tutkun olmuş birinin cesaretine ve iddiasına sual olmaz elbette. Ve hatta 2004 yılında Durham Üniversitesi’nden psikolog Russell Hill ve Robert Barton'ın yaptığı bir araştırmaya göre Poker oyununda, kırmızı fiş kullananların, mavi ve beyaz fişlere kıyasla daha iddialı bahislere girdiği biliniyor; belki de kırmızıyı kazanmakla ilişkilendirdikleri için.
Kırmızı sevenler bu işi biliyor demek ki! 😉
Zira tehlikenin renginin kırmızı olduğu artık herkesçe malum.
Zira araştırmalar kırmızı giyen insanların kendilerini daha baskın hissettiklerini; bu baskınlığın da kalp atışında ve testosteron hormonunun artışında etkili olduğunu kanıtlıyor. Bu artışın sonucunda ise daha iyi bir performans sergilemek mümkün hale geliyor.
Kırmızının tutkunu olmuş insanlar kolayca vazgeçmez, vazgeçilmemesi gerektiğini bilir. Onlar tüm güzlerin, kara kışlarından ardından baharın geleceğinin gönülden farkındadır.
'Üç kuruşu fazla olsun, kırmızı olsun!' diye boşuna dememişler! 😉
"Üç kuruşu fazla olsun, kırmızı olsun!" <3
Kırmızı sana hassstayımm
en sevdiğim renk! öperim seni editöööööör