Develer tellal iken, pireler berber iken, internet Türkiye’ye henüz gelmiş iken… Tek tuşla saniyesinde internete girdiğimiz bugünlerden çok önce, 1990’ların ortasında internete bağlanmak için 146’yı çevirmeniz ve o meşhur modem sesi eşliğinde beklemeniz gerekiyordu. İşte internete girmek ve internetten düşmemek için çaba harcayan o efsanevi neslin ortak özellikleri!
Sabahlara kadar süren sohbetlerle derse geç kalmak kaçınılmazdı.
“Anneanneni hastaneye kaldırmışlar evladım, nesini açıklayacaksın?”
Kablo koparan babalar tanıyoruz!
Laptop çıktı, mertlik bozuldu. Eskiden bilgisayarı kendimiz toplar, her bir şeyini kendimiz seçerdik. Hey gidi!
Nerede akıllı telefonlar, nerede müzik uygulamaları… Kasetini alamadıysanız, o şarkıyı zaten dinleyemezdiniz.
Annelerinin sakladığı kabloyu her defasında bulurlar ve yine faturayı şişirirlerdi.
Bu nedenle, okuyacağı sayfaların hepsini açıp internet bağlantısını keser ki fatura çok gelmesin.
Ne demek terabayt??
Klavye kısayollarını da gözü kapalı bilir.
O dergileri almak için de para biriktirmiştir.
Sohbet programlarının atasıyla dünyaya bağlanmıştır.
Torrent’ten film indirirken kilobayt sayanlar, size de merhaba!