Fatma Ayanoğlu Yazio: Ece: “Bana Sarıl!!” Dio…

Pandemi sürecinde dijital dünya yaşamı iliklerimize kadar işledi. Pandemiden önce hayatımıza giren sosyal medya platformları, asla kullanmam diyen “anneanne ve dedelerimizin” bile ortak paylaşım alanı oldu. Pandemi hepimizi eve hapsederken bir yönüyle dijital dünyanın içine daha çok çekerek yan yana oturan ama birbirinden uzak insanlar oluşturdu. Eskiden karikatürlerde her aile bireyinin elinde bir cep telefonu birbirlerinin yüzüne bakmayan figürler “olumsuz” sıradanlaşan davranışlar olarak sergilenirken, pandemi sürecinde iş ortamının eve taşınmasıyla bu davranışlar normal hale geldi. Aile bireylerinin her biri evin bir köşesinde iş veya eğitim ile ilgili faaliyetlerini sürdürmeye çalıştı. Fiziksel olarak aynı havayı soluyan aynı çatı altında oturan aile üyeleri kendilerinin yanı sıra iş, oyun, eğitim her ne amaçla olursa olsun bulundukları dijital dünyayı paylaşan kendilerinden uzak insanlarla da duygularını paylaştılar.

Bu durum öyle bir yere ulaştı ki dijital dünyada geçirilen vakit arttıkça evde paylaşılan duygular o oranda azaldı.

Farklı odalardan birbirine cep telefonuyla mesaj atan aile bireylerinin bu davranışı sanırım çoğumuzun yaşadığı bir durum oldu. Pandemi sürecinin sokağa çıkma yasağının bittiği dönemde iş dünyası sosyal mesafe kuralları gereği toplantıları ve çalışma koşullarını ev ortamında devam ettirmekte. Hatta özellikle yüz yüze toplantılar için harcanan zamanın online toplantılardan çok daha uzun olması pandemi bitse bile büyük oranda online toplantıların devam edeceğini gösteriyor. Peki dijital dünya tüm davranış kalıplarımızı bu kadar etkilerken etrafımızdaki sesleri duyabiliyor muyuz? Buna ne kadar konsantre olabiliyoruz? Geçenlerde iş için gittiğim şehir dışından eve döndüğümde hem gelen maillere hem de bekleyen mesajlara cevap vermeye çalışırken dijital dünyanın içinde adeta boğulurken kendisiyle vakit geçirmek için can attığım deli gibi özlediğim kızıma sırf bu yüzden beklemesini söyleyerek işimi yapmaya devam ettim. Aslında çok kısa sürede biter dediğim “maillerimi cevaplama” süresi (!!!) “zaman”ın su gibi akıp geçtiği dijital dünyada sandığımdan daha uzun sürdü. İçimi buruklaştıran ve acıtan mesajı gördüğümde adeta gerçek dünyaya ışınlandım.

Mesaj bir süredir beni bekleyen ve artık beklemekten yorulup odasına giden kızımın Ipad’inden benim telefonuma atılmıştı.

Benimle sözlü iletişim kuramayınca çareyi dijital dünyama girerek iletişim kuran Ece mesajda “anne bana sarıl” diyordu!.. Kaçımızın başına aynı olay gelmiştir? Eminim çoğumuz ailemize ayıramadığımız vakitsizlikten yakınıyoruz. Peki bunu yaparken dijital dünyaya uygun bir zaman yönetimi yapıp yapmadığımızı düşünüyor muyuz? Eskiden çarşı pazarda alışveriş yaparken kendilerini alışverişe kaptıran ebeveynler şimdi de dijital dünyaya mı kaptırdılar kendilerini? Bir eli yağda bir eli balda deyimi günümüzde bir eli telefonda bir eli bilgisayarda haline dönüşürken sanal dünyanın ömrümüzden akıp geçen zamandan ne kadar çaldığının farkında mıyız? İşyerinde mesai bitince iş çıkış saati var idi ancak maalesef artık dijital dünyada mesainin bitiş saati yok... Çocuklarının bilgisayar önünde saatlerce harcadıkları vakitten yakınan ebeveynler hem iş yaşamının hem de sosyal yaşamın dijital mecralara aktarımı sebebiyle kendileri de saatlerce sanal ortamda kalıyor. Günümüzde hem fersah fersah uzaklıktaki kişiler ile hem de aynı çatıyı paylaşan aile bireyleri ile sms yoluyla konuşur olduk… Artırılmış gerçeklik vb. gibi uygulamalarla gerçek dünyanın rolünü de üstlenmeye başlayan dijital dünya zamanımızı adeta yiyip bitirmiyor mu?  Eskiden trafik, yüz yüze toplantılar vb. gibi konularda yapılan zaman yönetimini şimdi dijital dünya için yapmamız gerekiyor. Çünkü dijital dünya öyle bir mecra ki siz ordan çıkmadıkça o sizi asla bırakmıyor...

Popüler İçerikler

Yarışmaya Katıldıktan Sonra Başından Vurulan Mutlu Kaya'nın "Başardım" Paylaşımı Duygulandırdı!
Kayyum Atamaları Sonrası İlk Kez Konuşan Devlet Bahçeli, 'Öcalan' Çağrısını Yineledi
DEM Partili Batman, Mardin ve Halfeti Belediyelerine Kayyum Atandı
YORUMLAR

Durumu çok anlaşılır bi dille özetlemiş gerçekten...

02.11.2020

Yazıyı soluksuz okudum. Fatma Hocam derslerinizdeki kadar anlaşılır ve sürükleyici bir dil kullanmışsınız. Şu dönemdeki duygularımıza da tercüman olmuşsunuz. İyi ki sizin gibi bir hocadan ders alma şansını yakalayıp, böyle mecralarda yazılarınızı okuyabiliyoruz. Başarılarınızın devamı kesilmesin, harikasınız.

02.11.2020

Böyle bir konuya dikkat çekmeniz cidden harika bir şey hocam, sizin yazılarınızın bu şekilde daha ulaşılabilir olması çok çok iyi oldu. Yeni yazılarınızı heyecanla bekliyoruz.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ