Fatih Terim'in Ülke Futbolundan Ellerini Çekmesi Gerektiğini Kanıtlayan 13 Sebep

11.10.2016 - 10:16

11.10.2016 - 11:05

Kimine göre ülke futbolunun en başarılı ismi. Ülkenin futbolda yaşadığı başarıların neredeyse hepsinin mimarı. Dışarıdan onu hiç tanımayan birine sadece CV'sini gösterseniz saygı duyar. Ancak dışı sizi yakar, içi bizi misali; Fatih Terim kazandığı başarılarla anılmıyor artık. Geçmişten beri her davranışıyla olay olan, birçok özelliği eleştirilen Terim, başarıdan uzaklaştıkça bu eleştiriler daha yüksek sesle dile gelmeye başladı. Artık birçoğumuzun kesinlikle düşündüğü gibi, Fatih Terim'in ülke futboluyla ilişiğinin kesilmesi gerektiğini gösteren sebepleri yazıya dökelim istedik.

1. Azalması gerekirken her geçen gün artan kibri

Evet başarılı olan, başaran birçok insanda belirli bir miktarda kibir mevcut olabilir. Ancak Fatih Terim'in kibri yapıcı olmak yerine, sürekli kırıcı ve yalnızlaştırıcı bir tavra dönüşmüş durumda. Bir Macaristan maçı öncesi yaptığı basın toplantısında, 'Ben ders almam, ders veririm' demesi bu konuya verilebilecek en güzel örneklerden biri olabilir.

2. Hiç törpülenemeyen kinciliği

Gerek futbolculara, gerek yöneticilere, gerekse medyaya karşı bitmek tükenmek bilmeyen kini. Kim ki Fatih Terim için negatif bir şey söyler, yazar; Terim'in bitmeyecek kininin hedefi olur.

3. Hiçbir koşulda ve başarısızlıkta eleştiriye açık olmayışı

Bu aslında milletimizin genel özelliklerinden biri olduğu için 'Fatih Terim neden böyle?' diye sormak biraz abes kaçabilir. Ancak bu kadar göz önünde bir figürün her ne kadar aksini söylese de, eleştiriye bu kadar kapalı olması, hatta gelen eleştirileri olabildiğince sert savuşturması kabul edilebilir değil.

Diğer bir taraftan yine millet olarak eleştiri ve hakaret sınırlarını çoğunlukla bilmememiz karşılıklı bir hatalar zincirine sebep oluyor.

4. Yıllardır süregelen siyasi ilişkileri

Tabi ki kimsenin bireysel ilişkilerine laf edemeyiz ancak Terim'in yıllardır içinde bulunduğu siyaset ilişkileri, her dönem güçlünün ve kudretin yanında yer alması, yoksulların ve ezilmişlerin en büyük eğlencelerinden olan futbola, tek başına olmasa da bir soru işareti düşürüyor. Aslında burda temel eleştiri konusu siyaset-futbol ilişkisine gelmelidir. Fatih Terim de bu ilişki yapısının unsurlarından birisi olmuştur yıllar boyu.

5. Mantık ve rasyonellik yerine sürekli duygu ekseriyetli davranış biçimi

Evet burada klasik yargı gelecektir: 'Türkler çok duygusal insanlar. Türkler mantık yerine duygularıyla kendilerini tanımlar.' Bu doğru bir önerme olabilir. Ancak göründüğü kadarıyla İspanyollar, İtalyanlar da duygularıyla yaşayan insanlar ve birçok alanda çok ciddi sisteme sahipler. Yani her ikisi de aynı anda oluyor, olabiliyor.

6. Başarıyı sonuna kadar sahiplenip, başarısızlık anında savunma mekanizmasının çok sert çalışması

Anlatmaya gerek yok, Fatih Terim çok büyük başarıları olan bir teknik direktördür. Yine anlatmaya gerek yok, Fatih Terim çok ciddi başarısızlıkları olan da bir teknik direktördür. Başarılar Fatih Terim'e aitken, başarısızlıklar Arda Turan'a, Selçuk İnan, Burak Yılmaz'a mı aittir?

7. Sadece kendine değil, hepimize zarar vermeye başlayan agresifliği

Terim futbolculuğundan bu yana agresifliğiyle öne çıkan biri olmuştur. Bu agresifliğiyle çok maç kazanmış, kazandırmıştır. Fakat üzülerek söylemeliyiz ki, bahsi geçen yöntem artık işlemez, işlemeyecektir. Fatih Terim agresifliği - özellikle milli takımda- bize maç kazandırmaktan ziyade maç kaybettirecek, Türkiye'de ise polemik konusu olmaktan öteye geçmeyecektir.

8. Medyayla sürekli polemiğe girmesi

Fatih Terim'in ezelden beri medyayla ilişkileri iyi olmamıştı zaten. Daha doğrusu kendisine biraz daha radikal sorular soran, istemediği konuları fazla deşen kişi ve kurumlara karşı polemiğe girmekten çekinmeyen yapısı ve sert üslubu arttıkça açıkçası daha da itici oldu her şey.

9. Saatlerce süren ancak giriş-gelişme-sonuç bölümleri olamayan basın toplantıları

Çok sinirli değilse, ya da önceden konuşma hazırlamadıysa kısa sürer Terim toplantıları. Ancak biraz gerginse, gündem varsa (ya da gündemin değişmesi gerekiyorsa) uzar da uzar o basın toplantıları. Aforizmalar, ince hakaretlerle geçer basın toplantıları. Bittiği zamansa aklımızda kalan sadece Terim'in sert sözleridir.

10. Kriz yönetiminin çözüme değil daha büyük krizlere gebe olması

Teknik direktör Fatih Terim'in bilinen en büyük özelliklerinden birisi kriz yönetimindeki başarısıdır. Başarısıydı desek daha doğru olur sanırım. Zira Milli Takım'da patlak veren Ömer Toprak-Gökhan Töre kavgasından tutun da, EURO 2016'da başlayan ve hala devam eden prim kavgası, oynadığımız futbolun da, başarısızlıklarımızın da önüne geçti. Belki de başarısızlıklarımızın sebeplerinden biri oldu.

11. Babacan bir kimlikten korku figürüne dönüşmesi

Fatih Terim ile ilgili akla ilk gelen sözlerden birisi babacanlık olmuştur. Özellikle futbolcuları hep buna vurgu yapardı. Geçen sürede Terim'in babacanlığının yerini korku teması aldı.

12. Göz önünde bir insan olarak; bolca küfür ve hakarete başvurması

Fatih Terim küfreder, Fatih Terim sert sözler kullanır. Bunlar yıllar boyu bir şekilde tolere edildi ya da edilmek istendi. Peki bunlar göz ardı edilmesi gereken hareketler miydi?

13. Kendisinden sonra yerine geçecek birini yetiştirmemesi

Hiç buna dikkat ettiniz mi bilinmez ancak yaklaşık 30 yıldır hocalık yapan Fatih Terim, yerine geçebilecek bir öğrenci bile yetiştirmemiştir. Bunun sebebi bilinmez ancak tahmin yürütülebilir. Belki de hiç gideceğini düşünmemiştir.

Özetlemek gerekirse, Fatih Terim bu ülkenin küçük bir prototipidir aslında.

Sokakta, kahvede, okulda, mecliste gördüğümüz kişidir aslında Fatih Terim. Her yaptığı bizlerin kodlarına, genlerine işlemiştir. Ancak an gelir, o figür bizlerden uzaklaşır, çünkü diğer bir taraftan da aradaki uçurumu görmüşüzdür. Bizler son paralarımızla bilet alıp maça giderken, onlar dünyanın en çok kazananlarından olmuşlardır. E onlar da başarısızdır biz de. Fakat biz hem başarısız hem yoksul kalmaya devam ediyoruz. İşte asıl sıkıntı burada başlıyor.