Boşu boşuna harcanmış 7 aydan ve onca gerilimden sonra başlangıç noktasına geri dönüldü. Hem de tam başlangıç noktasına. Birinci kareye. Çünkü biliyor musunuz ki, aslında YÖK’ün 7 ay önceki atama sırasında Cumhurbaşkanı’na önerdiği rektör adayı Prof. Naci İnci idi. Boğaziçi Üniversitesi’nin önemini ve hassasiyetlerini bilen YÖK yönetimi, üniversitenin sıkıntı olmadan kabul edebileceği isim olarak üniversite içinden birini, Prof. Naci İnci’yi 1 numaralı rektör adayı olarak Cumhurbaşkanı’nın önüne koydu.
Prof. Naci İnci de bu durumdan haberdardı. Ancak son anda devreye bir AK Partili milletvekili girdi. Allem kallem Cumhurbaşkanı’nı ikna etti. Prof. İnci’nin MHP’ye yakın olduğunu, Prof. Bulu’nun ise AK Parti’ye daha yakın bir isim olacağını, rektörlük tecrübesine sahip olduğu için daha başarılı olacağını anlattı. Cumhurbaşkanı da bunun üzerine Prof. Bulu’yu atadı.
Öyle ki, atama YÖK yönetimini bile şaşırtırken Prof. İnci’de de büyük hayal kırıklığı yarattı. Daha sonra Naci İnci’ye rektör yardımcılığı önerildiği zaman Prof. İnci uzun süre bunu kabul etmedi. Sonunda çok üst düzey ısrarlarla Prof. Naci İnci rektör yardımcılığına ikna edildi.
Ve şimdi 'yakışıksız” Bulu gidince Prof. İnci başta kendisi için düşünülen koltuğa “vekaleten” oturdu. Şimdi asaleten de atanır mı bilmiyorum. Ama ne yazık ki, üniversite öğretim üyeleri açısından İnci’nin üzerine de istemeye istemeye kabul etmek zorunda bırakıldığı rektör yardımcılığı yüzünden Melih Bulu pisliği bulaştı. AK Parti bir kez daha kaş yapacağım derken, gözden de etti.
Bence amaç üniversiteye Hukuk fakültesi açmaktı.Fakülte açıldı görev bitti.Dışardan birisi olarak düşüncem bu.
Sorun Melih Bulu 'da değil. O sadece biatla beyni yıkanmış, onurunu kaybetmiş bir adam. Asıl sorunun kim olduğunu hepimiz biliyoruz. Bir Melih gider bin Melih gelir.